Cafer Sadık Abalıoğlu Eğitim ve Kültür Vakfı | Sayı : 61 | Haziran 2020
met Efe’ye Kuvayi Milliye umum kumandanı olarak. Yani Demirci Mehmet Efe’nin gazabına, katliamı- na, insanları hunharca katletmesine neden olan olayın önünde Deniz- li’de kazıttırılıp kendisine sunu- lan Demirci Mehmet Efe Kuvayi Milliye Umum Kumandanı mührü vardır. Tabi bu mühür sonrası Büyük Millet Meclisi Hükümeti De- mirci Mehmet Efe’nin bu unvanını tanıyor. Değerli dostlar Demirci Mehmet Efe hakkında Nazilli’de ve Ay- dın’da çok kitap yazıldı. Ben, bu toplantının ilanını görmeden önce Ömer Bey’in sosyal medyada yaz- dığı “11 Mart’ta bir toplantı yapıla- caktır” yorumunu görünce sandım ki, Ege Bölgesindeki Kuvayi Milliye ile ilgili en geniş arşivi olan Na- zilli’den Şahin Efe Yılmaz panele davet edilecek. Sandım ki Demirci Mehmet Efe ile ilgili dört tane kitap yazan İbrahim Kiraz davet edile- cek. Sandım ki Denizli’de Demirci Mehmet Efe ile ilgili tek kitabı yazan Hüsamettin Ataman davet edilecek. Olmadı... Ama sorun değil. Bu kadar kıymetli konuşmacı geldi buraya. Değerli dostlar Demirci Mehmet Efe’nin Denizli Baskını olayını iki sayfada incelemek gerekir. Biri baskın öncesi Denizli’de neler oldu, ikincisi baskın sırasında neler oldu. Baskın sırasında neler olduğunun göz tanığı var. Albay Şefik Aker. Anılarında yazmış. Daha doğrusu bu tür tarihi olayları anlatabilmek için üç farklı açıdan olaya bakmak lazım. Biri göz tanığı. Olayı gö- renler ne demişler. İkincisi kulak tanığı. Duyanlar ne demişler. Üçüncüsü belgeler resmi belgeler. Demirci Mehmet Efe’nin Denizli Baskını Olayı’nı anlatan göz tanığı Albay Şefik Aker var, anılarında yazmış. Bütün bunun dışındakiler kulak tanığı. Örneğin Müftü Ahmet Hulusi Efendi’nin oğlu Lütfü Bey, anılarında yazmış ama kendisi Tavas’ta duyduklarını yazmış. Peki Demirci Mehmet Efe’nin Denizli Baskını öncesi Denizli’de olan olay- larla ilgili göz tanığı, kulak tanığı ve belgeler var mı? Ben uzun araş- tırmalar yaptım gerçekten. Değerli dostlar, Genel Kurmay Başkanlığı arşivinde Denizli’de Demirci Meh- met Efe Baskını olmadan önceki günlerde gelişen olayları açıkla- yan, çok değerli belgeler var. Eğer burada konuşmacı olarak bana yer verilmiş olsaydı, o belgelerin en önemlisini burada açıklayacaktım. Ama yer verilmediği için 14 Mart Cumartesi günü açıklayacağım. Demirci Fezlekesi. Mustafa Kemal Paşa diyor ki; “Demirci Efe’nin” daha doğrusu onun tabiriyle “De- mir Efe’nin Denizli’de ne yaptığı malumdur. Ancak, ondan önce De- nizli’de ne olduğunu bilmiyoruz.” Bunun araştırılmasını istiyor. Hanri Bey’in bir nebze bahsettiği olay bu. Denizli’de ne oldu? Değerli dostlar, Demirci Mehmet Efe Denizli’den uzaklaştırılır. Albay Şefik Bey de uzaklaştırılır. Yerine yeni komutan gelir. Ve bu komutandan mutasarrıf vekilinden Denizli’de neler olup bittiğinin Ankara’ya aktarılması istenir. Ve bu rapor fezleke olarak hazırlanır, Mustafa Kemal Paşa’ya sunulur. Detaylarına girmeyece- ğim. Ancak Denizli’de isyan yok diyoruz, Denizli’de Yunan çağırıl- mamış diyoruz. Yunan’ın, düşma- nın çağırılıp çağırılmadığı konusu belgelere bakılarak anlaşılır. Kulak- tan dolma bilgilerle olmaz. Demirci Mehmet Efe’nin Denizli Baskını 9 Temmuz’dur. Denizli milletvekil- leri Mustafa Tavaslıoğlu ve Yusuf Başkaya Ankara’dan Denizli’ye gelirler. Müftü Efendiyle birlikte Tavas’a giderler. Cevat Buldan- lıoğlu Buldan’dadır. Hilmi Tokcan Acıpayam’dadır. 7 Temmuz günü yani Denizli’de olayların alevlendi- ği gün Acıpayam’dan İtalyan işgal komutanına Antalya’ya bir kaç telgraf çekilir. Bu telgrafın çekenle- rin başında Denizli Milletvekilimiz Acıpayam Müftüsü Hilmi Tokcan vardır. İkinci sırada Acıpayam Be- lediye Başkanı Akif Efendi vardır. İtalyan işgal komutanına Acıpa- yam’ı işgal etmeleri için telgraf çekerler. Ve tüm Acıpayam’ın elli kişi civarında ileri gelenleri var- dır. Bu telgraflar Demirci Mehmet Efe’ye intikal eder. Demirci Meh- met Efe bu telgrafları Ankara’ya Millet Meclisi Hükümetine gönde- rir. Ve bu telgrafları çekenler Isparta İstiklal Mahkemesi’nde yargılanır- lar. Isparta İstiklal Mahkemesi’nin kararını Demirci kitabımda yayım- ladım bir yıl önce. Görüyorum ki kitabım okunmamış, çok üzüldüm. Evet, Denizli’de Kuvayi Milliyeyi yok etmeye yönelik bir girişim olmuştur. Tarih kitaplarında yer al- maz bu isyan diye. Çünkü başlamış ve ezilmiştir. Bu olay Ömer Bey’in dediği gibi iki gün sürmüştür. Öyle günlerce sürdü, Anzavur’da oldu- ğu gibi karşılıklı silahlı çatışmalar oldu vs. yoktur. Müftü Ahmet Hulusi Efendi, “Denizli’yi terk et yoksa Yunan askerlerine seni biz teslim ederiz” diye tehdit edilmiş- tir, Tavas’a gitmiştir. Denizli’yi terk etmiştir, kaçmıştır diyemiyorum dilim varmıyor. Emin Aslan Tokat yazdı anı kita- bında. Şunu iyi irdelememiz lazım. Denizli’de ne olmuştur da Kuva- yi Milliye ateşini yakan Mustafa Kemal Paşa’nın çok değer verdiği ve Müftü Hazretleri diye hitap ettiği Ahmet Hulusi Efendi Deniz- li’yi terk etmek zorunda kalmıştır? Kimdir onu tehdit edenler? Kimler olduğunu oğlu Lütfü Müftüler yaz- mış, anı kitabında oradan öğreniyo- ruz. Bir tehdit mektubu sunuluyor, Müftü Efendi’ye; “Ya bizim yanı- mızda yer al ya da ailenle beraber Denizli’yi terk et. Yoksa Yunan askeri geldiğinde seni biz elimizle teslim ederiz.” Müftü Efendi kabul etmiyor. Ama boyun eğiyor ve Denizli’yi terk ediyor. Değerli arkadaşlar, Genel Kurmay Başkanlığı’nda Demirci Fezlekesi olarak yer alan ve Denizli’de De- mirci Mehmet Efe gelmeden önce yani bu katliamı yapmadan önce, nelerin olup bittiğini açıklayan belgeyi Cumartesi günü Demirci Fezlekesi Kitabı’mın tanıtım top- lantısında açıklayacağım. Hepinizi beklerim, çok teşekkür ederim. 55
RkJQdWJsaXNoZXIy MTIzMzUy