Cafer Sadık Abalıoğlu Eğitim ve Kültür Vakfı | Sayı : 66 (Eylül 2023)

18 dünyasında ulaşılabilen yazıda ola - yın vahameti anlatılırken şehrimizi ve şehitlerimizi zan altında bırakan yanlışlığın hiç adı geçmemiştir. Ayrıca karşı çıkmak bir yana, De - nizlilerin en ön safta Milli Mücade - leye destek verdiğini Müftü Ahmet Hulusi Efendi’nin İzmir’in işgali ile birlikte 15 Mayıs 1919 tarihinde tüm Denizli’yi işgale karşı direnişe çağırmasından hepimiz biliyoruz. “Silahınız, teçhizatınız olmasa dahi yerden 3 taş alarak düşmana atın” fetvası ile Denizli’de güç birliğini sağlamış, Denizlilinin vatanı savun - maya hazır olduğunu göstermiştir. Ailesini ve malını korumak için kendi gücüne kıyasla çok daha güç - lü ve silahlı kişilere karşı tehlikenin büyüklüğüne aldırmadan, canını hiçe sayarak direnen ruhlara yönelik “vatanı işgalden kurtarmaya dönük mücadeleye engel olacaklardı” iddia - sı hiç de inandırıcı görünmemektedir. Bu olayı yaşandığı döneme göre değerlendirdiğimizde pek çok soru aklımıza takılıyor: Kızanları öldü - ren vatandaşların başka çareleri var mıydı? Kızanlar ne kadar suçluydu? Demirci’nin öldürdüğü yaklaşık 60 kişinin içinde katillerden birileri var mıydı? Demirci’nin hunharca cezalandırdığı diğer masum insan - lar muhtemel ki niye katlediliyor olduklarını dahi anlayamadılar. Demirci katliamı hemen yapmak yerine daha sağduyulu düşünerek, adaletli bir çözüm bulamaz mıy - dı? Demirci olayı duyduğunda ilk tepki olarak Askerlik Şube Başka - nı Albay Tevfik Bey ‘i öldürmüştü. Cephede düşmana karşı kadın-er - kek, genç-yaşlı demeden eli silah tutan herkese ihtiyaç bulunan bir ortamda, bir isyan olsaydı birlikte bu isyanı bastırarak asayişi sağla - yacakları komutanı öldürmesi nasıl değerlendirilmelidir. Sonrasında ettiği yemini bahane ederek şehri yakmak istemişti. Bir din adamının kendisini ikna ederek yeminin kefa - reti olarak kabristanın yakılmasıyla şehir kurtarılmıştır. Belli ki, Demirci Mehmet Efe en kritik zamanda hiç sorgulamadan komutanı öldürdüğü için de ve düşmandan, işgalden korumak/ kurtarmak sorumluluğunda oldu - ğu şehri yakmaya kalkışmasında da sorgulanmamıştır. Üzerinden bunca zaman geçtikten sonra da Denizli Vakası ile ilgili ne Efe ne de kızan - ları için bir sorgulama yapılması beklenmemelidir, artık gereği de yoktur. Netice olarak Atalarımızın hiç hak etmedikleri üzerlerindeki yan - lış algıyı silmek onlara ve tarihe borcumuzdur. 100 sene sonra tarihimizde atala - rımızın üzerindeki derin acılara rağ - Katledilen kişilerin bırakın isyan çıkarmayı, rastgele seçilip vahşice katledilirken itiraz bile edemeyecek kadar acz içinde ve zavallı kişiler olduğu görünümü vardır.

RkJQdWJsaXNoZXIy MTIzMzUy