Cafer Sadık Abalıoğlu Eğitim ve Kültür Vakfı | Sayı : 70 (Temmuz 2025)
27 CAFERSADIKABALIOĞLUEĞİTİMVEKÜLTÜRVAKFI ğı yukarı 900 bin ile 300 bin yılları arasında bir tarihi geçmişe sahip- tir. Bu kalıntılar Anadolu’nun en eski sakinlerinin özellikle mağa- ralarda, ayrıca dere veya nehir kenarlarındaki açık hava alanla- rındaki kulübe benzeri barınaklar- da yaşadıklarına ve taş aletlerini yapmak için bölgedeki çakmak- taşı gibi yongalanmaya elverişli kayaçlara güvendiklerini göster- mektedir. Anadolu’nun ilk sakin- lerinin bu topraklara geliş zamanı ise mevcut bulgularımıza göre en azından 1.1 ila 1.3 milyon yıl ön- cesine rastlamaktadır. Denizli’de Kocabaş mevkiinde 2002 yılında Jeolog Mehmet Cihat Alçiçek ta- rafından bir traverten ocağında keşfedilen ve Anadolu’nun en eski fosil insan kalıntısı olan bir Homo erectus (erektus diye okunur) bi- reyine ait kafatası parçaları, bu in- sanların Afrika kıtasından Anado- lu’ya geldiklerini göstermektedir. Bu keşif, Avrasya’daki diğer Homo erectus bulgularıyla uyumludur ve kıtalar arasındaki erken insan göçlerine ilişkin bilgilerimize kat- kıda bulunmaktadır. Denizli’deki Homo erectus insan kalıntıları, ka- fatasına ait birkaç parçayla temsil edilse de Anadolu’nun sadece bir geçiş yolu değil, farklı ortamlara uyum sağlayan ilk insanlar için potansiyel bir yaşam alanı oldu- ğuna da işaret etmektedir. Eski Taş Devri İnsanının Teknolojik Gelişimi İlk taş aletler yukarıda da belirt- tiğimiz üzere bundan yaklaşık 3.3 milyon yıl önce kullanılmaya başlamıştır. Bunlar nehir veya dere yataklarında bulunan çakıl- ların kabaca yontulmasıyla ya- pılmış kıyıcı/satır benzeri aletlerdi ve Homo habilis (yetenekli insan demek) olarak bilinen ve sadece Afrika’da yaşamış bir erken insan formu tarafından yapılıp kulla- nılmıştır. Bu taş aletler zamanla daha da geliştirilerek yaklaşık 2.6 ila 1.5 milyon yılları arasında yine en eski örneklerine Afrika’da rast- ladığımız Oldowan çakıl aletleri olarak karşımıza çıkar (Resim 3). Lomekwi aletlerine nazaran daha küçük ve daha estetik bir şekle sahip olan Oldowan çakıl aletler özellikle Homo habilis ler tarafın- dan kemikleri kırıp içindeki iliklere ulaşmak için kullanıldılar. Bu taş aletler, bazı bitkilerin yenilebilir yumrulu köklerini çıkarmak, ye- mişleri kırmak, etleri kesmek, vb. için de kullanıldı. Sadece habilisler tarafından değil ondan sonraki- ler tarafından da üretilip kulla- nılmaya devam eden bu yontuk çakıl aletlerin benzerleri, İstanbul yakınlarındaki Yarımburgaz Ma- ğarası’ndaki arkeolojik kazılarda ortaya çıkarılmıştır. Ancak yapılan yaşlandırma ana- lizleri, bunların Afrika’daki ben- zerleri kadar eski olmadıklarını, yaklaşık 300 bin yıllık oldukları yönündedir. Bu çakıl taşı aletlerin benzerleri Denizli ilinde de bulun- muştur. Bu aletler arkeolojik araş- tırmalar sırasında özellikle yüzey buluntusu olarak belgelenmiştir. Homo habilis lerden sonra tarih sahnesindebeliren Homo erectus- lar, aletlerini çok daha kapsamlı ve detaylı bir teknikle yaptı. Çekir- dek olarak bilinen, bir insan eli bo- yutundaki doğal bir çakmaktaşı yumrusu her iki yüzeyi boyunca yontulmuş ve böylece el baltası veya kalın bir mızrak ucu formu sergileyen bir taş alet ortaya çık- mıştır (Resim 4). Bununla beraber Homo erectus lar Afrika’da bilinen diğer erken insan gruplarının aksi- ne eski dünya kıtalarına göç etmiş ve taş alet teknolojisini de yanın- da götürmüştür. Bu yüzden Ame- rika ve Avustralya kıtaları hariç, bugün dünyanın pek çok yerinde, Afrika ve Hindistan’dan Güneyba- tı Asya’ya kadar uzanan görece geniş bir coğrafyada, Homo erec- tus larla ilişkilendirilen aletleri gör- mek mümkündür. Anadolu’nun çeşitli bölgelerinde, özellikle de Güneydoğu ve Doğu Homo habilis lerden sonra tarih sahnesinde beliren Homo erectus lar, aletlerini çok daha kapsamlı ve detaylı bir teknikle yaptı. Çekirdek olarak bilinen, bir insan eli boyutundaki doğal bir çakmaktaşı yumrusu her iki yüzeyi boyunca yontulmuş ve böylece el baltası veya kalın bir mızrak ucu formu sergileyen yeni bir taş alet ortaya çıkmıştır. Resim 3. Taş alet teknolojisinin zamansal gelişim tablosu. (Kay- nak: https://news.stonybrook.edu/ facultystaff/stony-brook-scien- tists-discover-oldest-stone-to- ols-on-record-2/ 18.12.2024 tarihin- de yeniden düzenlenmiştir.)
RkJQdWJsaXNoZXIy MTIzMzUy