Cafer Sadık Abalıoğlu Eğitim ve Kültür Vakfı | Sayı : 70 (Temmuz 2025)
29 CAFERSADIKABALIOĞLUEĞİTİMVEKÜLTÜRVAKFI iskelet kalıntılarına ve ocak alanı olduğu düşünülen ateş yakma iz- lerine dahi rastlanmıştır. Anadolu, bu zamanlara ait kalıntılar açısın- dan zengin bir coğrafya olup Orta Paleolitik boyunca birçok önemli arkeolojik alana ev sahipliği yap- mıştır. Bu dönemin en dikkat çe- kici yönlerinden biri taş alet yapı- mında ortaya çıkan yeniliklerdir. Dünyamız ve ülkemiz Orta Pa- leolitik Dönem’in özellikle ilk za- manlarında günümüze nazaran daha sıcak ve ılıman bir iklime sahip olsa da yaklaşık 100 bin yıl önce son buzul çağı soğumasının etkisi altına girmiştir. Özellikle 60- 30 bin yıl öncesi zaman arasında buzul ikliminin en soğuk zaman- ları yaşanmıştır. Değişken iklim koşullarından dolayı Anadolu’da çok çeşitli ekolojik alanlar orta- ya çıkmıştır. Kitlesel buzullaşma- lardan dolayı deniz su seviyeleri özellikle Akdeniz kıyıları boyunca geri çekilmiştir. Kıyı şeridinin geri çekilmesiyle birlikte bugün deniz suları ile kaplı birçok alan karaya dönüşmüştür. Bu dönemin daha erken ve iklim açısından ılıman zamanlarında, Antalya yakınla- rındaki Karain Mağarası’ndaki kalıntıların da işaret ettiği üzere, bazı Neandertal insanları sulak alanların yakınında yaşayan bü- yük memeli hayvanları avlama- da uzmanlaşmıştır. Avrupa’daki Neandertaller ise bu dönemin iler- leyen zamanlarında daha soğuk bir çevreye uyum sağlayan yün- lü mamut gibi türleri avlamakla meşgul olmuşlardır. Neandertaller hasta ve sakat ak- rabalarını tedavi edecek yöntem- ler de geliştirmişlerdir. Özellikle yaşlı bireylerine büyük bir saygı göstermiş, onlara avlanama- yacak ve yürüyemeyecek du- rumda olsalar bile ölünceye dek bakmışlardır. Daha önceki insan atalarımızın aksine Neandertal- ler ölen akrabalarını yaşadıkları mağaraların tabanına bir çukur kazarak gömmüşlerdir. Hatta ba- zen, Irak’ın kuzeyindeki Şanidar Mağarası’nda olduğu gibi, bu mezarların üzerini çiçeklerle dahi süslemişlerdir. Neandertaller, bu anlamda insanlığa önemli bir miras bırakmıştır. Ancak Hırvatis- tan’da yer alan Krapina Mağara- sı’ndaki Neandertal iskeletleri üze- rinde yapılan incelemeler, bazı Neandertal bireyleri arasında yamyamlık gibi davranışların da olduğunu göstermektedir. Ancak bu türden buluntular Anadolu’da henüz belgelenmemiştir. Orta Paleolitik Döneme ait yont- mataş aletler, Denizli ilinde de görülmektedir. Tavas, Acıpayam Dedebağ Mahallesi, Alaattin Gö- leti, Akalan Baraj Bölgesi, Akalan Yakallar Mevkii, Çalıköy, Yenide- re Baraj alanı, Akıncılar Mahalle- si, Harami Beleni gibi yerlerde bu zamana ait yontmataş aletler ile karşılaşılmıştır. Özellikle çakmak- taşından yapılmış kesici ve kazıyı- cı aletler, bu zamanda Denizli’de yaşayan insanların avcılık ve top- layıcılık gibi faaliyetlerde uzman- laştıklarını göstermektedir. Orta Paleolitik Dönem, atalarımı- zın kültürel gelişiminde önemli bir aşamayı temsil etmektedir. Bu zamana ait taş aletler, avcılık teknikleri, topluluk yapıları ve ilk sembolik davranışlar, insanlığın tarihindeki devrim niteliğindeki değişimlerin yaşandığı bir son- raki zamanın yani Üst Paleolitik Dönem’in habercisidir. Anadolu ve Denizli, bu tarihi sürecin önemli sahnelerinden biri olarak, bizle- re bu geçmiş yolculuğun izlerini sunmaktadır. Güncel araştırma- lar, modern insanın doğrudan atası olan Homo sapienslerin (Bilge insan demek) bu dönem- de ortaya çıktığını ve yaklaşık 50 binlerde Anadolu’ya, 45 binlerde ise Avrupa Kıtası’na ulaştığına işaret etmektedir. Özellikle Doğu Akdeniz çevresindeki Neandertal insanları 30 bin yıl öncesine değin nesli tükenmeden önce Homo sa- pienslerle bir arada yaşamış, tek- nolojisini ve kültürel birikimlerini paylaşmıştır. Üst Paleolitik Dönem Afrika Kıtası’nda yaklaşık 70 bin yıl, Anadolu ve Avrupa’da 50 bin yıl önce yaşanmaya başlayan ve 12 bin yıl önce sona eren bu dönem, anatomik açıdan mo- dern görünümlü insanın Amerika ve Avustralya kıtaları dahil tüm dünyaya yayıldığı tarihsel bir sü- reci temsil etmektedir. Böylece bugün dünya üzerinde yaşayan tüm insanlar bu türün üyesi kabul edilmektedir. Bu dönemden önce Homo erectus ve Neandertal in- sanları Afrika kıtası dışında Asya ve Avrupa kıtalarına ulaşmış, in- sanlığa dair kültürel ve teknolojik gelişmeler de buralarla sınırlı kal- mıştı. Ancak atalarımız farklı çev- resel koşullara, anatomik ve kül- türel özellikleri sayesinde daha iyi uyum sağlamış ve Neandertalle- rin yerini alarak buzul çevrelerin- den çöllere değin birçok yerde ha- yatta kalmayı başarmıştır. Üst Paleolitik Dönem öncekilere nazaran çok daha soğuk bir za- mana denk gelmiştir. Buzullar kuzey yarım kürede Avrupa ve Amerika kıtalarının kuzeyini bü- yük oranda kaplamış, bu alan- lardaki canlı yaşamı daha uygun çevrelere sahip güneydeki kıyılara doğru çekilmiştir. Bitki örtüleri ve hayvan topluluklarının yer değiş- tirmesi insanların da yaşam alan- larını değiştirmelerine ve ekolojik olarak daha uygun yerlere çe- kilmelerine yol açmıştır. Özellikle “Son Buzul Çağı” olarak bilinen zamanda, insanlık en şiddetli so- ğuklara tanıklık etmiştir. Günü- müzden önce 26 bin ile 21 bin yıl- ları arasında meydana gelen ve zaman zaman pik yapan iklimsel buzullaşmalar sırasında, Asya ve Amerika kıtaları arasında yer alan Bering Boğazı bir kara köp- rüsüne dönüşmüş ve ilk insanlar Asya’dan Amerika’ya geçiş yap- mıştır. Bu zamanda Anadolu’da da büyük değişiklikler meydana Üst Paleolitik Dönem öncekilere nazaran çok daha soğuk bir zama- na denk gelmiştir. Buzullar kuzey yarım kürede Avrupa ve Amerika kıtalarının kuzeyini büyük oran- da kaplamış, bu alanlardaki canlı yaşamı güneydeki kıyılara doğru çekilmiştir. Bitki örtüleri ve hayvan topluluklarının yer değiştirmesi insanların da yaşam alanlarını de- ğiştirmelerine yol açmıştır.
RkJQdWJsaXNoZXIy MTIzMzUy