Cafer Sadık Abalıoğlu Eğitim ve Kültür Vakfı | Sayı : 70 (Temmuz 2025)

E ski Dünya olarak bilinen; Asya, Avrupa ve Afrika kıtalarının kesişiminde bulunan Anadolu Yarımadası, bu özel coğrafi konumu sayesinde tarih boyunca canlılar için önemli bir geçiş güzergahı olmuş, bu nedenle ilk insanlar dahil olmak üzere tarih öncesi çağlardan beri kesintisiz olarak iskân edilegelmiştir. Anadolu coğrafyasında gerçekleştirilen her yeni ar- keolojik kazı yeni bir kültürel dönemi ortaya çıkarırken, gerçekleştirilen paleontolojik kazı çalışmaları ve araştırmalar da bölgemizdeki canlı çeşitliliğini ve insan yerleşimlerinin ne kadar geçmişe uzandığını ortaya koymaktadır. Bu yön- leriyle Dünya’da özel bir yere sahip olan Anadolu coğrafyasında, pek çok arkeo- lojik ve paleontolojik buluntu alanına sahip olması dolayısıyla Denizli ilimiz ayrı bir yere ve öneme sahip olmaktadır. Denizli, tüm Türkiye’de en fazla arkeolojik kazı alanlarına sahip illerden biri olma- sının yanı sıra, oldukça önemli paleontolojik buluntu alanları ile de öne çıkmakta- dır. Bunlar arasında, Dünya’nın sayılı ve Türkiye’nin ilk ve tek Homo erectus fosil kalıntısını barındırmasından ötürü Denizli, Anadolu’daki en eski insan yerleşimi olması yönüyle Dünya ölçeğinde çok özel bir konumdadır. Denizli Adamı olarak bilinen 1.2 milyon yıl önce Denizli’de yaşamış İlk Hemşerimiz aynı zamanda eski insanların ’Taş Devri’nde Dünya’ya yayılırken Anadolu üzerinden geçtiklerinin ve bu coğrafyada yerleştiklerinin kanıtı olması yönüyle Dünya’da çok özel bir öneme sahip olmuştur. Böylece Anadolu’da insanlık tarihinin derin geçmişinden günü- müze değin sürekli yerleşim yeri olma unvanını taşıyan Denizli ilinin tarih öncesi arkeolojisi ve paleontolojisini tanıtmak amacıyla Geçmişten Günümüze Denizli Dergisi’nin bu özel sayısında bu sıra dışı konuyu okuyucularımıza tanıtıyoruz. Özel sayı kapsamında, Denizli ilinin tarihsel çağları öncesinde, paleontolojik bul- gularından tarih öncesi arkeolojisi buluntularına kadar farklı konulardaki yazılar, Denizli’deki en eski yaşamın ve insan yerleşimlerinin nasıl olduğu hakkında fikir vererek, ileride yapılacak yeni paleontolojik ve tarih öncesi arkeolojisi çalışmaları için bir motivasyon kaynağı olacaktır. Sunuş Prof. Dr. M. Cihat Alçiçek

RkJQdWJsaXNoZXIy MTIzMzUy