Cafer Sadık Abalıoğlu Eğitim ve Kültür Vakfı | Sayı : 70 (Temmuz 2025)

7 CAFERSADIKABALIOĞLUEĞİTİMVEKÜLTÜRVAKFI gesinde çalışmalara başlamıştım. Bu ziyaretlerim sırasında işletme- lerde çalışanlar, traverten blok- larının fabrikalarda kesilmesiyle ortaya çıkan kemik parçalarını gösteriyorlardı. Traverten levhaları içindeki bu kemikleri tanımlaması içinMTA (Maden Tetkik ve Arama Genel Müdürlüğü) Tabiat Tarihi Müzesi kadim paleontologların- dan Dr. Gerçek Saraç hocama da- nışarak bunların günümüzde bu coğrafyada artık bulunmayan, 1-2 milyon yıl önceki jeolojik döneme ait mamut, gergedan, zürafa, bi- zon gibi karasal hayvanlara ait ol- duklarını öğrendim. Ancak, Gerçek Saraç hocamın vurguladığı önemli bir nokta vardı; bu zaman aralı- ğının aynı zamanda insanların dünyaya yayıldığı dönemolduğu, insanlık tarihinde Taş Devri olarak bilinen zamanı da kapsadığı, do- layısıyla bu tür hayvan fosillerinin bulunduğu yerde insanlara ait kalıntıların da olması gerekiyordu. Böylece bölgede Taş Devri insanı kalıntılarının da olabileceği düşün- cesi ortaya çıkmış oldu. İlkokulda öğretmenimiz bizleri müzeye götürmüş, orada sergile- nen taş aletleri görmüş ve çocuk kafasıyla taştan alet yapılmış ol- masından çok etkilenmiştim. Bu etki sonraki yıllarda Taş Devri’yle ilgili çizgi film, belgesel ve kitaplara ilgimi artırmıştı. Denizli traverten- lerinde ortaya çıkan Taş Devri’n- de yaşamış canlıların kalıntıları çocukluğumdan kalan bu ilgimi yeniden uyandırmış oldu. Artık traverten sahasına yaptığım her jeolojik araştırma ziyaretinde hem sahada hem de işletmelerde ke- silen travertenlerde ortaya çıkan fosiller arasında insana dair bir şey bulmayı aklımın bir köşesinde tu- tuyordum. İşletmelerde traverten- ler kesildikçe yeni hayvanlara ait yeni fosiller çıkıyor, işletme sahip- lerine bunları korumalarını öne- riyordum. Saha gezisi için öğren- cilerimizi buralara götürüp hem travertenlerin jeolojik oluşumlarını hem de içerdikleri fosilleri gösteri- yordum. Bu arada aynı sahada çocukken müzede gördüğüm taş aletlere benzer taşlar da gözüme ilişiyordu. Tüm bunlar Gerçek Sa- raç hocamın gösterdiği hedefe her geçen gün biraz daha yaklaştığı- mı gösteriyordu. Kasım 2002’de, Kocabaş traver- ten sahasında Dalmersan adlı bir işletmeyi ziyaret etmiştim. Bu işletme ziyaretleri bir bakıma din- lenmek ve bazen yemek-içmek amacı taşıdığı gibi bu arada yeni fosil olup olmadığını soruyor, var- sa korumalarını önermeye devam ediyordum. Dalmersan ziyaretim- de, firma sahibi Galip Vurdaal’ın henüz jeoloji mühendisi olduğunu, çalışmalarıma ve anlattıklarıma büyük ilgiyle yaklaştığını görmek- ten büyük mutluluk duydum. Ve çay içtiğimiz sırada kendisine iş- letmesinde herhangi bir fosil çıkıp çıkmadığın sorduğumda Galip Vurdaal, karşı duvardaki rafı gös- tererek henüz ortaya çıkan bir fosil olduğunu söyledi. Rafa baktığım- da, insan fosili uzmanı olmasam da amatör olarak yıllardır kitaplar ve belgesellerden aşina olduğum bir adamın bana baktığını hemen fark ettim. Galip Vurdaal’a bunun bir insan fosili olabileceğini vemut- laka bilimsel olarak incelenmek üzere koruma altına alınmasını gerektiğini söyledim. Kendisi bü- yük memnuniyetle fosili incelen- mek üzere verdi ve yıllar sürecek araştırma maratonuyla birlikte in- sanlık tarihi adına büyük yolculuk başlamış oldu. Ancak, buluntunun tamolarak ne olduğu ve bir insana ait olup olmadığı bilimsel olarak incelenerek ispatlanması gereki- yordu. Öncelikle, insan fosilleri konusun- da dünyada önde gelen ve aynı zamanda Türkiye’de de araştır- malar yapmış, önemli yayınlar ve kitaplar yayınlamış, kendisine 1990lı yıllarda Ankara çevresinde- ki çalışmalarında asistan olarak katıldığım, Texas Üniversitesi’nden Prof. Dr. John Kappelman ile ile- tişime geçerek kafatasının çeşit- li yönlerden çekilmiş resimlerini gönderdim. Resimleri inceleyen Kappelman, buluntunun Homo erectus olarak adlanan Taş Dev- ri’nde yaşamış bir insana ait ola- bileceğini değerlendirerek, fosili görmek ve yerinde incelemek üzere Türkiye’ye gelerek gerekli in- celemeleri gerçekleştirip, çalışma- larını bir makale olarak yazarak yayınlanmak üzere sundu. Yayı- nın sunulmasıyla beraber konuyu ilgili bilimsel camiaya tanıtmak a) Denizli Adamı fosil kafatası, b) Denizli Adamı’nın Doç. Dr. Serdal Yerli (Pamukkale Üniversitesi Güzel Sa- natlar Eğitimi Bölümü) tarafından betimlemesi.

RkJQdWJsaXNoZXIy MTIzMzUy