Cafer Sadık Abalıoğlu Eğitim ve Kültür Vakfı | Sayı : 65 (Ocak 2023)
26 Ülkemizin eğitim sisteminde, okula yerleşmede sınav sistemi var - sa, talep olunca arzın oluşması çok doğal. Sınavla üniversiteye giriş ol - mazsa çocuğun karne notuyla, per - formans notuyla üniversiteye girişi gündeme gelecek. Bunun pek müm - kün olduğunu düşünmüyorum. De - nizli içinde çamlık mahallesindeki okulla sevindik mahallesindeki bir okulun eğitim kalitesi farklı. Bu okullardaki öğretmen arkadaşla - rımı da eleştirmiyorum. Okuldaki öğrencinin başarısının sebebi yine ekonomik koşullar. Üniversite me - zunu anne baba çocuğunu daha iyi takip edebiliyor. Eğitim seviyesi dü - şük veliler ya da vardiyalı çalışmak zorunda olan veliler çocuklarını yeterince takip edemiyor ve destek olamıyor, çocuğuna yeterince vakit ayıramıyor. Bu durum öğretmenle alakalı değil. Çocuk zayıf olup veli ilgilenmeyince öğretmenin moti - vasyonu da düşüyor tabi. Okullara maddi olarak destek olunmalı ve performans odaklı bir eğitim siste - mi getirilmeli. Bir okula atama ya - pılması yerine milli eğitimde havuz oluşturulmalı ve öğretmenler orada olmalı. Ya da okul müdürüne daha fazla yetki verilmeli. Okul müdü - rü öğretmenini seçmeli. Okulunda yeterli performans gösteremeyen öğretmeni havuza iade etmeli. Ha - vuzdaki bir öğretmen sabit bir ücret almalı, bir okulda çalışan öğretmen ise performansına göre ücret alma - lı. Böylece öğretmenler havuza iade edilme endişesiyle performansını yüksek tutmaya çalışacaktır. İl valisi veya merkez valisinde olduğu gibi bu sistem öğretmenlerde uygulana - bilir. Öğretmenlerin de kendilerini geliştirmelerine fırsat yaratılmış olur. Sadece milli eğitimde değil devlet memurluğu her kademe de bu şekilde performans odaklı olabi - lir. Bazı kurumlarda karşılaştığımız “memur yüzümüze bakmadı” şika - yetinden kurtulabiliriz. 2015 -2016 yıllarında dershane - ler ne olacak, temel liseye mi gide - ceğiz kaygısını yaşıyordu öğrenci - ler. Dershaneciler çok hızlıdır, anlık değişikliklere adapte olabiliriz. 2-3 yılda bir eğitim sistemimizde deği - şiklik yapılıyor. Uzun yıllar boyun - ca uygulanan bir eğitim politikamız olmuyor. Dershaneciler kapanma sürecinde de çok hızlı hareket ede - rek adapte oldular. Hantal bir yapısı olsaydı dershanelerin ayak uydura - mazlardı, öğrenciler ve veliler kaygı duyabilirlerdi. Dershaneler kapana - cak dendi biz hemen temel liseye dönüşüm işlemlerini yaptık. Buna göre de açıklamalarımızı, reklam - larımızı hazırladık. Yıllardır sınav sisteminin hızlı değişimi bize bu özelliği kazandırdı. Anadolu lisesi kavramı doğru bir kavram değil. Fen liseleri olması lazım. Fen liselerinden çıkan çocuk - ların da en iyilerini doktor, avukat yapıyoruz. İçinde adalet duygusu var mı bakmıyoruz. Gerekmeyen te - daviyi uygulayan doktorlar var. İyi bir eşit ağırlık öğrencisi diye avukat yapılıyor. Okullarda sosyal adaleti anlatan, örf, adetlerimizi, iyi insan olmayı anlatan derslerin olması la - zım. Sadece fizik, matematik anla - tarak bir yere varamayacağız. Milli eğitimde değerler eğitimi var ama çok içi dolu değil, biraz göstermelik işleniyor. Devlet okulları da hafta sonları, akşamları kurs açıyor. Okul müdür - leri veya müdire hanımlar müfreda - ta uygun ders anlatmak yerine sına - va yönelik hazırlık yapacak şekilde ders anlatmaları yönünde öğretme - ne talimat veriyor. Okullar sınava hazırlama yerleri değil, temel eğitim ve öğretimi tamamlayan yerlerdir. O zaman gerçek öğretmenlik, gerçek okulculuk yapmıyor, devletin ya - sakladığı dershaneciliği modellemiş oluyorsunuz. İyi bir öğretmen, iyi bir okul, iyi eğitim verince öğrenci sınavda başarılı olur. “At yarışı” tabiriyle eleştiriyorlar kurs merkez - lerini ama devlet okulları da bunu yapıyor. Bana göre devlet okulları at yarışı içine girmeyip, kaliteli eğitim vermeye odaklanmalıdır. Öğrencilerimiz pisa testlerinde başarılı olamıyor. Bu durum ezberci eğitimle alakalı bir durum. Son yıl - larda beceri temelli yeni nesil sorular soruluyor. Alt yapı anlamında özel okullar daha hızlı geçebiliyor ama devlet okullarında tam geçemedi - ler. Bunun nedeni de öğretmenlerin kendini güncelleyememeleri. Ben - ce, öğretmenlik mesleğinin mesleki dönemi azaltılmalı. Örneğin 30 yıl - lık bir öğretmen yılların birikimiyle bir kalıp oluşturuyor. Bu öğretmen bu yeni nesil soruları anlatmada zorlanıyor. Öğretmenlik mesleği 25 yaş ile 45 yaş arasında sınırlı olmalı. Tecrübeli öğretmenler milli eğitim - de başka bir kademede çalışabilir, baş öğretmen unvanı verilebilir… vb. Aktif eğitimin içinde olmamalı. Çünkü eğitim sürekli yenileniyor. Ama klasik bir sistem oluştu mu ye - niliğe adapte olmak zorlaşıyor. Atanamayan öğretmenler aslın - da başarısız değil. Dört sene sonra yerleştirilecek öğretmen sayısı belli. Bu sayıda eğitim fakültesi kontenja - nı açılsa açıkta kalan olmaz. Mezun olacaklar ile ihtiyaç olan öğretmen sayısı planlanırsa sorun çözülür. 2022 yılında eğitim fakültesine gi - 2015 -2016 yıllarında dershaneler ne olacak, temel liseye mi gideceğiz kaygısını yaşıyordu öğrenciler. Dershaneciler çok hızlıdır, anlık değişikliklere adapte olabiliriz. 2-3 yılda bir eğitim sistemimizde değişiklik yapılıyor. Atanamayan öğretmenler aslında başarısız değil. Dört sene sonra yerleştirilecek öğretmen sayısı belli. Bu sayıda eğitim fakültesi kontenjanı açılsa açıkta kalan olmaz. Mezun olacaklar ile ihtiyaç olan öğretmen sayısı planlanırsa sorun çözülür. Öğrencilerimiz pisa testlerinde başarılı olamıyor. Bu durum ezberci eğitimle alakalı bir durum. Son yıllarda beceri temelli yeni nesil sorular soruluyor. Alt yapı anlamında özel okullar daha hızlı geçebiliyor ama devlet okullarında tam geçemediler.
RkJQdWJsaXNoZXIy MTIzMzUy