Cafer Sadık Abalıoğlu Eğitim ve Kültür Vakfı | Sayı : 66 (Eylül 2023)
13 yi işleten İsmail Abi bana çok sahip çıktılar. Sinemanın arka tarafında localar olurdu, varlıklı kişiler bu - radan izlerdi filmi. Ben de önce lo - calardan başlardım gazoz satmaya, parayı garantilerdim sonra diğer taraflara giderdim. Meşhur “Avare” filmi geldi, 3 ay gösterimde kaldı. O zaman çok para kazandım. Ama si - nemadan kazandığım para ailemin geçimine yetmiyordu. Sümerbank’a gittim, futbol oynayacağımı söyle - dim. 2 maç oynadım, Sümerbank’a kaydettiler. Vaterde çalışmaya baş - ladım. Gece 9.30-10.00’a kadar si - nemada gazoz satıyor, saat 11.00’de Sümerbank’ta işbaşı yapıyordum. Sabah 7’ye kadar çalışır, elimi yü - zümü yıkar, kıyafetimi değiştirir, kitaplarımı alır otobüse yetişir oku - la giderdim. 2 hat vardı; birisi Lise diğeri İstiklal Mahallesi’ne giderdi. Mesai sırasında arada ders çalışır - dım, fabrika müdürü de bunu fark etmiş. “Sen öğrenci misin?” diye sordu. “Evet, Denizli Lisesi’nde öğ - renciyim” dedim. “Sen akşamları bi - raz erken gel ben sana fizik, kimya, cebir, geometri çalıştırayım” dedi. Ben tabi çok sevindim. Derslerim iyileşti, yazılılarım hep 8-9-10 oldu. Fabrika müdürü; cebir-geometriyi teknik üniversite derslerinden ve fizik-kimya-biyolojiden tıp fakültesi derslerinden çalıştırıyordu. Bir gün lisenin öğretmenleri sine - mayı bastılar; Müdür Baş Muavini Burhan Saraçoğlu, Edebiyat Öğret - meni İlhan Akçal, Matematik Öğ - retmeni Selahattin Aksarı ve Hamdi Gereli. Çok disiplinli hocalardı, eğer sinemada öğrenci görürlerse ceza verirlerdi, disiplin kuruluna gön - derirlerdi. Sinemaya yapılan bas - kında beni yakaladı öğretmenlerim. Hemen Kemal Abi öğretmenlerime karşı beni savundu, “Bu çocuğun babası yok, ben babası sayılırım. Eğer bu çocuğa ceza verirseniz sizi sinemaya bir daha sokmam” dedi ve sahiplendi beni. Öğretmenlerim şaşırdılar. Öğretmenlerimle başka bir ko - nuda yaşadığım tatsız bir olaydan sonra ben tasdikname aldım, di - siplin kurulu kararını ve yazdıkları mektubu alarak Nazilli’ye gittim. Nazilli Lisesi’ne kayıt oldum. NAZİLLİ LİSESİ’NDEYKEN YAŞADIĞI TARİHİ BİR HATIRA: DEMİRCİ MEHMET EFE İLE TA - NIŞMASI Nazilli’de istasyonun karşısında Uzun Çarşı isminde bir çarşı vardır. İstasyondan girerken sol tarafta bir kahvehane vardır, buranın sahibi Demirci Mehmet Efe’dir. Duyduğu - ma göre çarşıdaki dükkanların çoğu Demirci Mehmet Efeninmiş. Bir gün kahvehanenin oradan sinemaya ge - çeceğim, sinemada gazoz satacağım para kazanacağım, sonra da Kara - casu pidesi yiyip karnımı doyura - cağım… Bir adam kahvenin orada sırtını duvara vermiş oturmuş, tam benim geçeceğim yerde, durdurdu beni nereli olduğumu sordu. De - nizlili olduğumu söyleyince küfür etti. Ben ne olduğunu anlamadım. “Geçirmem seni buradan” dedi. İleriden sokaktan dolaşıp sinemaya gittim. Pidecinin üstünde muhase - beci Nail Abi var, orada yatıp kalkı - yorum. Nail Abi İstiklal Harbi’nde Buldan’ı Yunanlılar istila edince, oradan göçen bir ailenin oğlu, an - nesi tarafı maaile dedemlerin yanın - da kalmışlar. Bürosunun üstündeki yeri bana verdi. Babam yok, anne - min parası yok. Gazoz satarak para kazanıyorum. İngilizce, Matematik, Fizik, Kimya derslerim çok iyi hem çift dikişten hem de Sümerbank müdürünün beni çalıştırmasından dolayı. Nazilli Lisesi’nde hiç ders çalışmama gerek kalmazdı. Yine fırına gittim pide yemeğe, o adam yine orada beni almıyor içeri. Pideci “o çocuk yalnız kalı - yor, babası yok, burada yiyip içiyor. Dokunma gariban çocuğa” dedi. Arkadaşımla kenarda oturduk. “Ne yiyeceklerse ver bakalım” dedi. O da biz de pide yedik. “Sen burada mı okuyorsun” diye sordu. “Evet” dedim. “Cebinde kaç para var?” diye sordu. “2,5 lira var.” Dedim. “Bu kadara parayla sokağa mı çıkılır?” dedi. “Ne yapayım babam yok benim. Sinemada gazoz satıp para kaza - nacağım, geçirmiyorsun buradan beni.” Dedim. Elini cebine attı, bir tomar para çıkarıp bana verdi. Sonra saydım 35 liraymış. 60’lı yıllar için çok paraydı. “Ne zaman paran biterse gel benden al, bu çocuk gelip burada yemeğini yiyecek parasını benden alacaksın Hüseyin.” Dedi. Ocak’tan Haziran’a kadar o dönem bitene kadar her gün pidemi yedim, Efe ödedi. 30 Ağustos 1923 tarihinde Denizli İl Genel Meclisi 30 Ağustos’un bayram olarak kutlanması kararını alıyor. Denizli’nin Atatürk’ün yanında ayrı bir yeri oluyor bu nedenle. Bu kutlama haberleri tüm Türkiye’de yankılanıyor.
RkJQdWJsaXNoZXIy MTIzMzUy