Cafer Sadık Abalıoğlu Eğitim ve Kültür Vakfı | Sayı : 66 (Eylül 2023)
7 Annemin anlattığına göre Ni - nem Hatice’nin, ablası Dudu’dan sonra üç erkek kardeşi varmış. İki - si Çanakkale’de şehit düşmüş, bi - rinin adı Süleyman’mış. Diğerinin adını hatırlayamadı. Üçüncü erkek kardeş Osman Kıymaz, İstanbul’a yerleşmiş. Mahallemizden bir kişi, işi icabı olsa gerek İstanbul’a gidip geliyordu. Çocukluğumda hatırlı - yorum, o kişi bir mektup getirmişti, nineme okuyuvermiştim. Hatırım - da kalan bilgilere göre Osman Yıl - maz, Eyüp’te, Tülbent Sokak’taki kendine ait evinde kalıyordu ve “Asmalı Kahve” diye bilinen iş ye - rini işletiyordu. Eyüp Sultan Cami - si’nin önünde çektirdiği fotoğrafı da göndermişti. Evliydi, çocukları olmamıştı. Bir erkek çocuğu evlatlık edinmişlerdi. Bir ara gelmiş, kardeş - lerini, yeğenlerini Sarayköy’ü gör - müş. Dailli köyüne de uğramıştır. Bir gün, Osman Kıymaz’ın vefat et - tiği haberi geldi. Nineciğim yüksek sesle yas tuttu. O yıllarda İstanbul’a gidebilmek herkesin harcı değildi. Hem ulaşım bugünkü gibi kolay de - ğil hem de para yoktu, fakirlik diz boyuydu. Osman Kıymaz’dan bir süre sonra eşinin, bir zaman sonra da oğlunun öldüğü haberi alındı. Gönderdiği fotoğraf hatıra kaldı. Ninem Hatice, nüfustaki kayda göre 1314 / 01.07.1905 tarihinde Sa - rayköy’ün Dailli köyünde doğmuş. Kardeşi Osman Kıymaz, soyadını İstanbul’da kardeşlerinden bağım - sız olarak almadıysa, ninemin kızlık soyadı “Kıymaz” olmalıdır. Baba adı Mahmut, ana adı Ayşe’dir. İlk evlili - ğini Sarayköy’ün Köprübaşı köyün - den olup Dailli’de yaşayan biri ile yapmış. Bu evliliğin tarihi, ninemin doğum tarihi göz önüne alınırsa 1920-1925 yılları arasında olmalıdır. O kişiden Osman adında zihin özür - lü bir oğlu dünyaya gelmiş. Fakir bi - riymiş ninemin gelin gittiği aile. Kay - nanası yemek bile vermez, “Git, nar ye!” der, sığır gütmeye gönderirmiş. Tabii nar karın doyurmuyor. Açlıktan dayanamaz duruma geldiği bir gün, ablası Dudu’nun evine gitmiş. Orada karnını bir güzel doyurmuş. Meğer kaynanası onu takip ediyormuş. O zamanlar evler tek katlı ve toprak örtülü. Pencereden gelininin yemek yediğini görmüş. Tabii eve gelince de “Sen ablanın evine izinsiz nasıl gidersin?” diye dövmüş. Ninemin kocası vurularak öldürülmüş. Bu ev - liliğinde soyadı –özürlü oğlunun Sa - rayköy kabristanındaki mezar taşına dayanarak yazıyorum- “Çırak”tır. Ninem, özürlü bir çocukla yal - nız başına kalmış, 20’li yaşlarda dul bir kadındır artık. Yoksulluk, başın - da bir lokma ekmeği çok gören eli dayaklı bir kaynana… Bu durumu kabullenmese sığınacağı başka bir dam altı ve güveneceği bir kişi yok - tur. Çaresizdir, boynu büküktür. Biz yakınlarına geçmişinden hiç bah - setmezdi. Anası ve babası hakkında da bilgi vermedi. Zaten çok az ko - nuşurdu, biz de ihmal etmiş sorma - mıştık. Ninem, özürlü bir çocukla yalnız başına kalmış, 20’li yaşlarda dul bir kadındır artık. Yoksulluk, başında bir lokma ekmeği çok gören eli dayaklı bir kaynana… Bu durumu kabullenmese sığınacağı başka bir dam altı ve güveneceği bir kişi yoktur. Çaresizdir, boynu büküktür.
RkJQdWJsaXNoZXIy MTIzMzUy