Cafer Sadık Abalıoğlu Eğitim ve Kültür Vakfı | Sayı : 67 (Ekim 2024)

36 CAFERSADIKABALIOĞLUEĞİTİMVEKÜLTÜRVAKFI hiçbir fenalıklarını görmediklerini bu hıristiyanların mal ve canları- nın muhafazası uhde-i insaniyet- lerine müretteb vezaif-i uhuvvet- ten bulunduğundan bahsle bu arzularına muhalefette bulunul- masındanmuğber olan eşkıyay-ı merkume ile ahali arasında mü- sademe vukua geldiği…” 134 Belgeden anlaşıldığı üzere olayın Sökeli Ali Efe, zeybek ve kızanla- rının Rumların göç ettirilmesine yönelik hareketlerine karşı halk ile aralarında silahlı bir çatışma çıktı- ğı şeklindedir. Ancak burada tüm halkın “…Rumların şimdiye kadar kendileriyle birlikte hoş geçindik- lerinden ve hiçbir fenalıklarını gör- mediklerini bu hıristiyanların mal ve canlarının muhafazası uhde-i insaniyetlerine müretteb vezaif-i uhuvvetten bulunduğundan ba- hisle bu arzularına muhalefette bulunulmasından…” noktasında hemfikir davrandıklarını ve sade- ce bu nedenle gelişmelerin ya- şandığını iddia edebilmek doğru değildir. Denizli’de Rum erkeklerinin nakli konusunda görevlendirilen Sö- keli Ali Efe, zeybek ve kızanları, Rum erkekleri ve ailesi ile gitmek isteyenleri trenle nakletmeleri konusunda aldıkları emri uygu- lamışlardır. Demirci Mehmet Efe ile yanında bulunan diğer efe, zeybek ve kızanlarının Kuva-yı Milliye’nin parçası olmalarına rağmen disipline olmuş askeri birlikler olmadıkları aşikardır. Efe, zeybek ve kızanlarının gerçekte suç dünyasının bir parçası iken, yaşadıkları toprakların işgale uğraması ve devlet otoritesinin yerinde yeller estiği bir zaman- da vatan savunmasına dahil oldukları unutulmakta, bazı is- tenmeyen kanunsuz davranış- lara eğilim göstermelerine şaşı- rılmaktadır. Milli Mücadele’nin Kuva-yı Milliye döneminde en çok yakınılan sorunlardan birisi, efe, zeybekler ve kızanlar tarafın- dan halkın soygun, gasp ve darp gibi tutumları ile karşı karşıya kal- dıkları gerçeği unutulmaktadır. O günlerde zaman zaman efe, zeybek ve kızanların fütursuz dav- ranışları karşısında halk şikâyet edecek cesareti bulamamış, cesa- ret bulduklarında ise kanunsuz- luklara karşı şikâyet edecek ma- kam bulmakta zorlanmışlardır. Şikâyet edilen makamlar dahi bu şikâyetler ile ilgilenecek iradeye sahip davranış sergilemekte çoğu zaman başarısız olmuşlardır. Denizli’de Rum erkeklerinin göç ettirilmesi esnasında şüphesiz bazı soygun ve darp gibi isten- meyen olaylar gerçekleşmiştir. Milli Mücadele’ye o güne kadar gönüllü, ayni ve nakdi yardımlar ile destek veren Denizli’de bu dav- ranışların halkta can ve mallarına yönelik korku ve endişe yaratarak bir kısım tepkilere yol açtığı anla- şılmıştır. Gerçekte bu gibi kanun- suz davranışların halkı Kuva-yı Milliyeye karşı soğuttuğu görül- müştür. 8) Denizli’de bu göç ettirme sıra- sında bazı soygun, darp ve taciz olayları yaşandığına dair bilgi- ler bulunduğu gibi tecavüz olayı veya olaylarından da bahsedil- mektedir. Demirciye çekilen telg- rafta “ırza tecavüz” den bahsedil- mektedir. Ancak, “ırza tecavüz” suçlamalarının ne kadar gerçeği yansıttığı bugüne kadar açık- lık kazanmış bir durum değildir. Telgraflara ve o dönem konuş- malarına ve soruşturmalarına yansımıştır. Telgraflardan tecavüz olduğu, Albay Şefik Aker’in ma- halle muhtarları vasıtasıyla ya- pılan araştırmasından tecavüzün varlığına dair bilgi alınamadığı belirtilmiştir. Ancak, tecavüz ola- yına dair bugüne kadar somut bir bilgi ve açıklamaya rastlanılma- masının nedeni; o günlerde kor- kudan, günümüzde ise utanıla- cak bir durum olarak görüldüğü için gizlendiği ve yıllardır suskun- lukla üzerinin kapatılması olarak izah edilmektedir. Kanaatimizce günümüzde de suskunluk devam eder, bir delil- lendirme söz konusu olmaz ise bu “muhalifler tarafından efe ve zeybekler aleyhine olumsuz pro- paganda faaliyetinin bir parçası olarak” düşünülmesine devam Aydın ve çevresinden yapı- lan göçler ile Denizli’de ve Honaz’da artan Rum nüfu- sun varlığı gözden kaçırıl- mamalıdır. Yaşanan korku ve endişenin merkezinde, Yunan ordusunun hızla Denizli’yi işgal edeceği, Rum erkeklerinin şehirden gönderilmelerinin intikamı- nı Denizli halkından en ağır şekilde alacağı düşüncesi şehirde hakim olmuştur.

RkJQdWJsaXNoZXIy MTIzMzUy