Cafer Sadık Abalıoğlu Eğitim ve Kültür Vakfı | Sayı : 67 (Ekim 2024)
39 CAFERSADIKABALIOĞLUEĞİTİMVEKÜLTÜRVAKFI ilan ettiğinde ancak huzur bu- labilir. Hele hele efe ve zeybekle- rin karşısına çıkarak ölümü göze alamamış olduğunu kabullen- sek dahi, silahları alınmış efe ve zeybeklerin karşısına çıkıp ateş etmek yerine gizlendiği bina pen- ceresinden pusu kurarak mer- dane bir tutum sergilemeyerek intikam peşine düşecek cesarette olduğuna inanmak mümkün gö- rünmemektedir. 14) Olayın daha sonra İstan- bul’daki Hükümete bildirilmesi ile ilgili olarak 27 Temmuz 1920 tarihinde Aydın Vali Vekili Defter- darın Dahiliye Nezaretine gön- derdiği yazıda; Demirci Mehmet Efe’nin “… Yörük Ali’de dahil oldu- ğu halde bu canilerden 18 kişinin hak-ı helake serildiği…” 140 cümlesi ile 18 adamını kaybettiği bilgisi verilmektedir. Verilen bilgilerin ve özellikle sayı- ların olayın üzerinden yirmi gün geçmesine rağmen doğru veril- mediği görülmektedir. Nitekim bu yazıya 8 Ağustos’ta bir ek yazı gönderilmiş, bu yazıda 18 sayı- sına yer verilmemiş, sayı “birkaç kişi” şeklinde ifade edilmiştir. 141 İzmir’deki Aydın Vali Vekili Def- terdar’ın topladığı bilgilerin dahi kısır ve gerçekçi bilgiler olmaktan yoksun bulunması anlaşılabilir değildir. Yine Albay Şefik Aker’in verdiği 16 efe, zeybek ve kızanın öldürüldüğü bilgisi de şüphelidir. 15) Demirci Mehmet Efe’nin De- nizli’ye gelmesiyle gerçekleştirdi- ği katliamda hayatını kaybeden- lere yönelik belgeler ve literatürde farklı sayılar verilmektedir. Genel kabul 60 küsur insanın katledildi- ği yönündedir. Demirci Mehmet Efe ve zeybekleri tarafından vu- rulanlar yanında, ayrıca celladı tarafından ensesinden kesilerek katledilenler bulunmaktadır. Olayın İstanbul’daki Hükümete bildirilmesi ile ilgili olarak Aydın Vali Vekili Defterdar 27 Temmuz 1920 tarihinde Dahiliye Nezare- tine gönderdiği yazıda olayın; “… Demirci Mehmet Efe’ye ihbar-ı keyfiyet etmesiyle merkumun da avanesini alup Denizli’ye geldiği ve güya meseleyi tahkik maksadiyle oradaki askeri ku- mandanını ve kadı ve müdde -i umumi efendilerle diğer rüesay-ı memurin ve eşraf ve ulemay-ı mahalliyeyi birer birer nezdine celb ederek ve Yörük Ali çetesine karşı yapılan hareketi tasvibkar görünerek lazım gelen zevatı top- ladıktan ve bunları nisa hapisha- nesine ilka eyledikten sonra cüm- lesini katl ve itlaf ettirdiği ve bunu müteakip şehrin bir çok yerlerini yağma ve tahrib ve Rumlarla İslamları takrib eyledikleri ve ha- yatlarına nihayet verilen masu- minin l58’e baliğ olup bu mikta- ra karib eşhasında takib ederek hayat ve mematlarının mechul kaldığı anlaşılmış…” 142 cümleleri ile ifade edildiği görülmüştür. Demirci Mehmet Efe’nin Deniz- li’ye gelerek 158 masumun öldü- rüldüğü bilgisini doğrulayacak başka hiçbir bilgi bulunmamak- tadır. Verilen bilgilerin ve özellikle sayıların olayın üzerinden yirmi gün geçmesine rağmen neden doğru verilmediği - verilemediği anlaşılabilir bir durum değildir. Ne bu yazıda, ne de 8 Ağustos tarihli ek yazıda gerçek sayı veril- mediği gibi, katledilenlerin isim- lerinin belirtildiği tam bir liste bu- lunmamaktadır. Bu da verilen 158 rakamının gerçekçi olmadığını düşündürmektedir. Demirci Mehmet Efe’nin Sökeli Ali Efe ve zeybeklerine ateş açan ve istasyona gittikleri belirtilen si- lahlı, atlı ve yaya güruh için daha sonra bir cezalandırma yaptığına dair bilgi mevcut değildir. Öyleyse öldürülenlerin bir kısmını dışarıda tutarsak Denizli’de katledilenler; şehirden kaçma gereği hissetme- yen silahsız ve savunmasız ma- sum insanlardır. Asıl rahatsız edi- ci olan sorgusuz sualsiz çok acil şekilde katledilmeleri nedeniyle, sonrasında tamir edilmesi müm- kün olmayan zalim ve vicdanlar- da karşılık bulmayan bir cezalan- dırmaya gidilmiş olmasıdır. 16) Yunan zulmünden korkan ve halkı temsil ettiği iddiasında olanların, yaptıkları ile şehrin in- sanlarını Demirci’nin zulmüne teslim etmeleri kesinlikle üzerine düşünülmesi gereken bir başka husustur. Sökeli Ali Efe, zeybek ve kızanları silahlarını teslim et- tikten sonra tabakhane önünden ateş eden, o gün “Kuva-yı Milliye istemeyiz” diyerek provokasyon gerçekleştiren ve ilk cinayetleri iş- ledikten sonra ortadan kaybolup, halkı Demirci Efe’nin zulmü ile karşı karşıya bırakanlara daha iyi odaklanılması gerekmektedir. Birçok zalimuygulamaları bilinen Demirci Mehmet Efe’nin Sökeli Ali Efe ile zeybek ve kızanlarının öldürülmesi halinde soğukkanlı harekete etmeyeceği ve intikam peşine düşeceği tahmin edilemez bir durum değildir. Silahsız ve De- nizli’den ayrılmakta olan Sökeli Ali Efe ve zeybeklerinin ateş altı- na alınarak öldürülmelerine ça- lışılmasının ne gibi sonuçlar do- ğuracağı da tahmin edilemez bir durum değildir. Denizli’de o gün Sökeli Ali Efe, zeybek ve kızanla- rına yönelik atılan kurşunların kimin işine yaradığı düşünüldü- ğünde bunun Denizli halkı ve Ku- va-yı Milliye yararına olmadığı açıkça görülmektedir. Üstelik bu öldürme sonrası yaşanacaklar ile Denizli halkı ile Kuva-yı Milliye arasındaki bağın nasıl koparıla- cağını tahmin etmek zor olmasa gerektir. Yunan ilerleyişinden dolayı halk- ta var olan korku ve endişe nede- niyleDenizli’den göç başlamışken yapılan bu provokasyon ile adeta Denizli’de kalanların canlarını kurtarmak için şehri boşaltma- larına zemin hazırlanmak isten- Verilen bilgilerin ve özellikle sayıların olayın üzerin- den yirmi gün geçmesine rağmen doğru verilmediği görülmektedir. Nitekim bu yazıya 8 Ağustos’ta bir ek yazı gönderilmiş, bu yazıda 18 sayısına yer verilmemiş, sayı “birkaç kişi” şeklinde ifade edilmiştir
RkJQdWJsaXNoZXIy MTIzMzUy