Cafer Sadık Abalıoğlu Eğitim ve Kültür Vakfı | Sayı : 67 (Ekim 2024)

40 CAFERSADIKABALIOĞLUEĞİTİMVEKÜLTÜRVAKFI miştir. Bu durum kimin işine ya- rar diye düşündüğümüzde; Milli Mücadele’ye başından itibaren gönüllü, ayni ve nakdi yardımla- rı ile destek sağlayan bir şehrin işine yaramayacağı açıktır. An- cak, yaşananların önemli ölçü- de Kuva-yı Milliye’ye Denizli’de ve çevredeki bakışı olumsuz hale getireceği herkesin malumdur. Denizli halkında ve bölgede Milli Mücadele karşıtlığını beslemek isteyenlerin bir provakasyonu olarak değerlendirilmesi isabetli olsa gerektir. 17) Demirci’nin Goncalı’dan istas- yona gelmesi ve Askerlik Şubesi Reisi Albay Tevfik Bey’in Demirci Efe tarafından öldürülmesi ola- yın vehametini artıran diğer bir husustur. Denizli’nin Milli Müca- dele tarihine bakıldığında Albay Tevfik Bey’in bu mücadelenin ilk başında ismi geçmekte, Denizli Olayı kısmı hariç herhangi bir ye- rinde önemli bir rol üstlendiğine dair bir durumu görülmemekte- dir. Denizli’de Rumların göç etti- rilme sürecinde Goncalı’ya çektiği telgraftan anlaşılacağı üzere artık muhalif bir duruşa sahiptir. Albay Tevfik Bey’in 4 Temmuz günü Konya’da bulunan 12. Kolor- du Kumandanına telgraf çekerek, yayılan Yunan işgali nedeniyle halkın iç bölgelere göçe başladığı, yüzlerce kilometrelik bir cephenin tek bir komutana bırakılması ile cephenin savunulmasının im- kansız olduğu düşüncesini pay- laştığı görülmektedir. Devamında Denizli cephesinde kendisinin ön- ceden tanıdığı Nurettin Paşa’nın görevlendirilmesini istemiştir. 143 Bu telgraftan Albay Tevfik Bey’in, Albay Şefik Bey’den hoşnut ol- madığı gibi, Denizli’de bulunma- sından memnuniyet duymadığı sonucu çıkmaktadır. 144 Bu da iki komutan arasında soğuk bir sa- vaş yaşandığını ortaya koymak- tadır. Albay Tevfik Bey’in, Sökeli Ali Efe ve zeybeklerden bir kısmının öl- dürüldüğü bir sırada Demirci’nin yanına gitmesi ise açıklanabile- cek bir durum değildir. Jandarma Kumandanı Hamdi Bey’in, Kadı Kahraman Seyfi Bey ile gitmek- ten ise Albay Tevfik Bey ile gitmek için kendisini evinden çağırarak yanına aldığı bilgisi doğru olsa dahi, çektiği tehdit dolu telgraf nedeniyle hedefte olduğunu tah- min etmesi zor olmasa gerektir. Üstelik Albay Tevfik Bey’in öldü- rülmesi ile o günden itibaren De- nizli’de inisiyatif tamamıyla De- mirci Mehmet Efe’ye geçmiştir. Artık Denizli’de “Efeler Saltanatı” kurulmuştur. Albay rütbesindeki eğitimli bir Türk subayının niha- yetinde bir zeybek başı tarafın- dan öldürülmesi son derece tehli- keli bir durum yaratmıştır. Henüz düzenli ordu kurulmamış iken subaylar ile efe ve zeybekleri bir- birlerine bakışını tehlikeli bir hale getirmiştir. Ne yazık ki, Kuva-yı Milliye reislerinin cüretinin nere- ye kadar gidebileceklerini göste- ren talihsiz olaya Denizli acı bir şekilde şahitlik etmiştir. 18) 12. Kolordu Komutanı Fahrettin Bey olmak üzere birçok kişi, Albay Tevfik Bey’e Demirci ateş etme- den Albay Şefik Bey’in müdahale ederek vurulmasına fırsat verme- mesi gerektiğine dikkat çekmiş- lerdir. Ancak, gözünü kırpmadan Albay Tevfik Bey’i öldüren Demir- ci Mehmet Efe’nin olayın sıcaklığı içinde kendisini engellemeye çalı- şacak kimseye karşı tahammülü olduğunu düşünmek mümkün olmasa gerektir. Demirci Mehmet Efe’nin birkaç yedek subayın cepheden kaça- rak Denizli’deki silahlı güruha ka- tıldıklarını öğrenmesi, Albay Şe- fik Bey ile subaylara karşı tavrını şüpheli hale getirmesine neden olmuştur. Bu haberi öğrendiğinde kinayeli bir tavırla Mehmet Şefik Bey’e duyuracak şekilde “Zaten ben biliyordum. Bu işin sonunda da zabitler hükümetle birlik ola- cak bizi öldürecekler” demiştir. 145 Bu sözler Efe’nin subaylara karşı duyduğu güvensizlik hissini orta- ya koyması açısından çok önem- lidir. Yaşanan vahim olay karşısında Yunan zulmünden korkan ve halkı temsil ettiği iddia- sında olanların, yaptıkları ile şehrin insanlarını De- mirci’nin zulmüne teslim etmeleri kesinlikle üzerine düşünülmesi gereken bir başka husustur. Sökeli Ali Efe, zeybek ve kızanları silahlarını teslim ettikten sonra tabakhane önünden ateş eden, o gün “Kuva-yı Milliye istemeyiz” diyerek provokasyon gerçekleştiren ve ilk cinayetleri işledikten sonra ortadan kaybolup, halkı Demirci Efe’nin zulmü ile karşı karşıya bırakanla- ra daha iyi odaklanılması gerekmektedir.

RkJQdWJsaXNoZXIy MTIzMzUy