Cafer Sadık Abalıoğlu Eğitim ve Kültür Vakfı | Sayı : 67 (Ekim 2024)
41 CAFERSADIKABALIOĞLUEĞİTİMVEKÜLTÜRVAKFI Albay Şefik Bey’in can güvenliğini sağlayabilecek bir durum söz ko- nusu değildir. Lakin, Albay Tevfik Bey’in öldürülmesi ile başlayan katliamın hem Şefik Bey hem de Demirci Mehmet Efe’nin ikballe- rini bitireceğini tahmin edeme- meleri kendileri açısından büyük öngörüsüzlük olmuştur. İlerleyen günlerde ikisinin de ikbali Denizli olayı ile karanlık bir hal almıştır. 19) Albay Tevfik Bey’in öldürül- mesi olayını dışta tutacak oldu- ğumuzda, Albay Şefik Bey’in daha vahim olayların yaşanması aşamasında gerekli müdahale- leri yerinde ve zamanında yap- mamış ve yapamamış olması şüphesiz bir eksikliktir. Bu eksik- liğin Demirci Mehmet Efe’nin 57. Tümen Kumandanı Albay Şefik Bey’in zayıf duruşunu dikkate alarak kendisini güçlü bir nokta- da konumlandırmasına neden olduğu aşikardır. Buna yönelik önemli bir değer- lendirme biraz da acımasız şekil- de Emin Aslan Tokat tarafından yapılmıştır. Albay Şefik Bey’in ku- mandasındaki 57. Tümenin subay ve er kadrosunun dar olduğunu belirten Tokat; duruma hakim ola- madığını göstermek amacıyla “… Umum Komutan Demirci Meh- met Efe duruma o kadar hakimdi ki 57. Tümen komutanı Kurmay Albay Şefik Bey Umum K. Demir- ci Mehmet Efe’nin mahiyetinde sanki bir askeri müşavir ve hatta yaver vaziyetinde idi. Tümen ko- mutanı Albay Şefik Bey esasen UmumK. DemirciMehmet Efe’nin yanında adeta şuurunu kaybet- miş zavallı bir hasta vaziyetinde idi. Demirci Mehmet Efe’den kor- kardı…” 146 demekten kendini ala- mamıştır. Bu ifadelerde haklılık payı olmak- la birlikte 57. Tümen Kumandanı Albay Şefik Bey’in adeta Efe’nin nüfuzu altında olmaktan mem- nun olduğu çıkarımı yapılması isabetli olmayacaktır. Milli Mü- cadele’ye efeleri davet eden Al- bay Şefik Bey’in rütbe ve mevkiine rağmen Efe’nin nüfuzu altında ha- reket etmesi, onun isteği olmayıp, oluşan fiili durumun zorunlu bir sonucudur. Denizli Olayının yaşanmasında Albay Şefik Bey’in kısmi dirayet- sizliği şüphesiz etkili olmuş, Ku- va-yı Milliye güçleri ve özellikle Demirci’nin baskın tutumu kar- şısında Albay Şefik Bey Aydın cephe faaliyetlerinde önemli öl- çüde pasif kalmıştır. Ancak, pasif kalışında bahsi geçen 57. Tümen kuvvetlerinin terhisler ve asker kaçakları ile 57. Tümenin mevcu- dunun az sayıda subay ve birkaç yüz asker ile sınırlı kaldığını asla unutmamak gerekir. 20) Demirci Mehmet Efe kesinlik- le kolay bir insan değildir. Bunun çok sayıda örneği bulunmaktadır. Heyet-i Temsiliye adına Denizli’ye gelen ve Kuva-yı Milliye’yi dene- tim altına almak isteyen Albay Refet Bey bile Ekim 1919’danMart 1920’ye kadar birlikte çalıştığı hal- de Demirci Mehmet Efe üzerinde otorite kurmakta başarılı olama- mıştır. 147 Refet Bey TBMM’nin 25 Şubat 1922 tarihli oturumunda “…De- mirci İğdecik’ten firar ettikten sonra, bana Denizli’den lanet ettiler arkadaşları mademki tu- tamıyacaktı niçin uyur yılanın kuyruğuna bastı, bizi yaktı yıktı, biz az da Isparta’yı yaksın yıksın, Demirci’yi tekrar bizim başımıza getirdi, Allah belâsını versin dedi- ler. Demirci’nin o havalideki kud- reti bugün de az değildir. Bugün hâlâ o havali ahalisi kuvvetinden korkar. Çünkü yaptıkları dehşetin tesiri az değildir. Demirci bu gü- nün şakisi değildir, Demirci harbi umumî ihtidasından beri şaki bir adamdır.” 148 diyerek 1922 yılında dahi kendisinden korkulan bir adam olduğunu söyleyebilmiştir. Faik Bey’in (Öztrak) cephe işleri ile ilgilenmemesi, Demirci Meh- met Efe’nin affı gibi isteklerini yerine getirmede itina gösterme- mesi, hükümete şikâyetlerde bulunması ve mesafeli durması Demirci Mehmet Efe ile arasının açılmasına neden olmuştur. Za- manla bu mesafe kapanmaya- cak şekilde açılmıştır. 149 Demirci Mehmet Efe’nin bir vesile ile De- nizli Mutasarrıfı Faik Bey’i tehdit etmesiyle 150 Faik Bey’in 19 Mayıs 1920’de Denizli’den ayrılarak An- kara’ya gitmesine kadar devam etmiştir. 151 Zaten Demirci Mehmet Efe’nin Faik Bey’in yerine bıraktığı Tahrirat Katibini kabul etmemesi ile Denizli’de ilk yönetim boşluğu oluşmuştur. 152 Emin Aslan Tokat, Demirci Meh- met Efe’nin yanında ve yakının- da bulunmanın zorluklarına da işaret etmiştir. Tokat, Efe için: “De- mirci Mehmet Efe gayet dessas, şeytan, bir tilki kadar kurnaz ve tetikte durmasını bilen hunhar bir diktatördü. Hükümet memur- larına bilhassa vali, kaymakam ve subaylara asla itimat etmez ve hatta onları merkez ve taşra- larda kendi efe teşkilatı ile daimi bir kontrol altında bulundururdu. Teşkilatını efeleri, zeybek kızanla- rı ve terör siyaseti ile korkuttuğu heyeti merkeziye ve heyeti milli- yeler vasıtasıyla öyle tıkırında iş- letiyordu ki Antalya’da kuş uçsa beş dakika sonra Nazilli’de du- yardı…” 153 demektedir. 21) Demirci Mehmet Efe, Sökeli ve iki zeybeğin öldürülmesi üzerine Goncalı’dan hareketle Denizli’ye geldikten sonra kanuna göre ha- reket etmeyişini efe, zeybek ve kı- zanları başka türlü kontrol edeme- yeceği şeklinde izah etmiştir. Efe, Albay Mehmet Şefik Bey’e, “Eğer, bu işi kanuna uysun diye gecikti- rirsem kızanları zapt edemem. O vakit beni de dinlemezler. Yalnız bunları değil, bütün şehri yakar- lar, çoluk çocuk demez, önlerine gelen Denizlileri vururlar, başları- nı alınca giderler, sen bunları bil- mezsin.” diyerek açıklamıştır. 154 Demirci Efe’nin suçluların tespiti 12. Kolordu Komutanı Fahrettin Bey olmak üzere birçok kişi, Albay Tevfik Bey’e Demirci ateş etmeden Albay Şefik Bey’in müda- hale ederek vurulmasına fır- sat vermemesi gerektiğine dikkat çekmişlerdir.
RkJQdWJsaXNoZXIy MTIzMzUy