Cafer Sadık Abalıoğlu Eğitim ve Kültür Vakfı | Sayı : 67 (Ekim 2024)
44 CAFERSADIKABALIOĞLUEĞİTİMVEKÜLTÜRVAKFI görüşmelerde Demirci Mehmet Efe tasvip görmenin ötesinde orada dahi kendisinden endişe duyulan bir figürdür. Canik Mil- letvekili Nafiz Bey 30 Aralık 1920 tarihli oturumda Kuva-yı Milliye üzerine bir genel değerlendirme sonrası; “…İstidraden şuraya da arz edeyim ki Demirci Mehmet Efe hiçbir köyde oturamaz. Mev- kii, İstiklâl Mahkemesidir. Ondan sonra hukuku nazarımızda te- celli eder. Demirci Efe şayanı af ise Meclisi Âliniz affeder.” diyerek BMM’nden öte hükümetin so- runu çözmesi gerektiğine dikkat çekmiştir. M. Kemal Paşa kendisi- ne; “…Beyefendiye de ufak bir ce- vap vermek istiyorum. Bu mesele bir aydan, bir buçuk aydan beri mevzuubahs olduğu halde dün heyeti âliyeye intikal etti. Buraya intikalinden belki bir kaç ay ev- vel heyet bazı tedabire teşebbüs etmiş bulunurdum. Bunda bir hatam olduğunu bu suretle an- lamış bulunuyorum. Hakikaten böyle hayat ve istiklâlimize ve mevcudiyeti umumiyemize bir darbe vurmak isteyenlere karşı bu kadar samimi, bu kadar âlice- nabâne hareket etmek bir hata- dır ve ben maatteessüf bu hatayı irtikâp ettim. Fakat bundan son- ra heyeti âliyenize vait ediyorum tekrar etmem…” 163 dedikten sonra Demirciye neden tahammül gös- terildiğini çok açık şekilde ifade etmiş ve gerçek fikrini beyan et- mekten çekinmemiştir. M. Kemal Paşa; “…Demirci Efenin hini istimanında, kendisine hükü- met namına bir şey vadedilme- miştir. Evet bilâkaydü şart teslim olmuştur. Demirci Efe meselesi bu meseleye nazaran daha ha- fiftir: Demirci Efenin birtakım ci- nayatı hususiyesi, yani asan cehl ve gafleti vardır. Fakat son vaziyette asıl cani Ethem Beydir. Çünkü Demirci Efe kemali sükû- net ve itaatla oturuyordu. Son- ra vazı isyankâr aldı. Mahaza silâhla mukabele etmedi, ordu kuvvetleri bunları sardı, silâhları- nı aldı. Efradından asker olanları kıtaata gönderdi. Bu adam bir kaç kişi ile kaçtı. Fakat bilâhare teslim oldu. Bu adam B. M. Mec- lisine tecavüz etmemiştir. Ordu ile fiilî bir müsademe yapmamıştır. Ondan dolayı mahallinde ida- reten bir yerde ikamet ettirilmiş- tir. Herhalde cinayatının İstiklâl Mahkemesince rüyet edilmesi lâzımdır.” demiştir. 164 SONUÇ Tarihi olaylara bilimsel yaklaş- mak, olayların anlaşılması ve değerlendirmesi yolunda önem- lidir. Tarihe bilimsel yaklaşma- yanlar ve yaklaşamayanlar ta- rihten kendi düşüncelerine göre zorlama anlamlar çıkarmak için gayret sarf ederler. Tarih bizim düşüncemizi doğrulatacak ve is- tediğimizi söyletecek bir mugala- ta alanı değildir. Tarih, sonlanmış bir yaşanmışlıktır. Duygulardan öte, akli analizler ile yaşanmış- lıkların anlaşılmasına çalışılma- sında toplumsal önemli faydalar bulunmaktadır. Tarihi olayları ele alırken anakronizme düşmemek gerekir. Tarihe ne şekilde olursa olsun metodolojik açıdan yak- laşmalı, kin, nefret ve tarafgirlikle yaklaşmaktan uzak durulmalıdır. Yalnızca anlatıların belge ka- bul edilen resmi yazışmalara ve raporlara dayanarak yapılma- sı tarihçilik olmasa gerektir. Tek başına resmi belge yayıncılığı ile tarihe değer katmak damümkün değildir. Türkiye’de tarih bilimi ile uğraşanlar buna azami derecede dikkat etmeye çalışmakta ve dik- kat etmektedirler. Denizli Olayı göstermiştir ki, dü- zenli ordulara karşı kalıcı bir zafer ancak düzenli ordularla kazanıla- bilir. M. Kemal Paşa, düzenli or- duya geçmek için gösterdiği gay- ret ve çalışmaların ne kadar haklı ve gerekli olduğunu Denizli Olayı ile en açık şekilde anlaşılmıştır. Düzenli orduya geçiş sebepleri arasında “Denizli Olayı”nın ve De- mirci’nin tenkilinin önemli bir yeri olduğu unutulmamalıdır. Aydın Vali Vekili Defterdar, Dahi- liye Nezareti’ne gönderdiği yazı- larda Denizli Olayının gerekçe- sini Rumların göç ettirilmesi ve Rumlara nakit ve mücevherleri- Tavas’ın tutumuna bakı- lınca Demirci Mehmet Efe, zeybek ve kızanlarının tutum ve davranışlarının kendilerine güven verme- diği, korku ve endişe yarat- tığı rahatça anlaşılabilir. Tavas’ta Denizli’de yaşa- nanların Milli Mücadele karşıtı bir olayın bastırılması şeklinde görülmediği, Milli Mücadele taraftarı Tavas ileri gelenleri ve halk tara- fından Demirci Mehmet Efe’den duyulan korkuyu dile getirdiği görülmektedir.
RkJQdWJsaXNoZXIy MTIzMzUy