Cafer Sadık Abalıoğlu Eğitim ve Kültür Vakfı | Sayı : 67 (Ekim 2024)

46 CAFERSADIKABALIOĞLUEĞİTİMVEKÜLTÜRVAKFI düşmanı yıpratarak büyük zayiatlar verdirmişlerdir. Fakat cehaletleri ve disipline uymamaları nedeniyle sevk ve idarelerindeki zorluklar birçok so- runlar yaratmıştır. Denizli Olayında Demirci Mehmet Efe’nin yaptıklarına benzer davranışları ile Kuva-yı Milli- ye hareketinin daha güçlü olmasını engelledikleri bilinen bir durumdur. 57. Tümen Komutanı Albay Mehmet Şefik Bey ve cephedeki diğer yetkilile- rin inisiyatifi tamamen Demirci Efe’ye terk etmeleri, gerekli liyakate sahip ol- madığı halde kendisini adeta bölge- nin tek hakimi durumuna getirmiştir. Denizli Olayı işte bu şartlar içinde yaşanmıştır. Bu olay BMM’nin ku- rulmasından yaklaşık üç ay sonra yaşanmıştır. BMM otoritesini tam olarak sağlayamadığı, iç ayaklan- malarla uğraşmak zorunda kalındığı bir dönemde gerçekleşmesi Demirci Mehmet Efe’nin cezalandırılmasını engellemiştir. M. Kemal Paşa BMM’nde yaptığı ko- nuşmasında Denizli’de yaşanan olayı ve Demirci Mehmet Efe ile kızanları- nın başvurdukları metodları uygun bulmadığını belirtmiştir. Ancak De- mirci Mehmet Efe ve kızanları üzerine o günlerde gitmenin Milli Mücadele açısından yaratacağı sonuçları düşü- nerek sorunu küllenmeye bırakmıştır. Ancak, düzenli ordunun kurulma- sı aşamasında bu tür davranışlara meyleden Kuva-yı Milliye unsurları tek tek tasfiye edilmiştir. Demirci Mehmet Efe düzenli orduya geçişte erken tasfiye edilirken, Yörük Ali Efe’nin zeybekleri ile 9 Eylül’de İzmir’e giren ordumuzun içinde Ga- ziemir’e kadar gitmesini iyi değer- lendirmek gerekir. 165 Yörük Ali Efe’nin Milli Mücadele boyunca Demirci Mehmet Efe ile ilişkilerinin nasıl ger- gin olduğunu da gözden ırak tutma- mak, efeler arasındaki farkları görmek açısından önemlidir. Ayrıca Yörük Ali Efe’nin Milli Mücadele’ye başın- dan sonuna büyük bir samimiyetle sarıldığı bilinirken, Demirci Mehmet Efe’nin neden erken süreçte tasfiye edildiğini de anlamaya çalışmakta fayda bulunmaktadır.Denizli Olayını değerlendirirken 1920 yılının bütün bu şartlarını göz önünde bulundur- mak gerekir. Demirci Mehmet Efe ve kızanlarının Denizli halkına Yunan işgallerinin genişlediği bir süreçte ya- şattıkları önemli ölçüde Yunan kuv- vetleri ile kendisini şaki gören İstan- bul hükümetini sevindirmiş olmalıdır. Yaşanan olay ve yapılan katliamın herhangi bir şekilde tasvip edilecek bir yönü olmadığı açıktır. Demirci ve zeybeklerinin katliama nereye kadar devam ettireceği belli değil ve şehrin yakılması söz konusu iken haber alıp koşup gelen Sarayköylü Şeyh Tahir Efendi tarafından önlenmesi düşün- dürücüdür. Masum birçok insan bu öfke ve şuursuzca harekete kurban gitmekte iken, adeta bir mucize gibi Şeyh Tahir Efendi’nin gelerek duruma müdahale ile katliamı durdurması, olayın hayal edilmez boyutlara git- mesinin nasıl durdurulduğunu gös- termesi açısından önemlidir. Olaydan günümüzde bahsederken de “Denizli halkı” veya “Denizlililer” şeklinde ifadeler kullanılması isabetli olmasa gerektir. Denizli Olayını hazır- layan gelişmelerde Denizli halkının bütünsel şekilde o günkü gelişmelere ve kararlara tamamen katıldıkları ve yaşananlara onay verdiklerini göste- ren bir emare kesinlikle mevcut değil- dir. Olayın vehametine kapılıp sadece Denizli’de yapılan katliama odakla- narak, o günlerde Yunanlıların kat be kat yaptığı mezalimleri görmez- den gelmekte büyük bir haksızlık olacaktır. Demirci Mehmet Efe’nin hayatının hiçbir döneminde kanun ile yan yana hareket etmediği, kendi kurallarını koyan bir efe olarak hare- ket ettiği, kanun çerçevesinde hareket eden subaylar ile birlikte çalıştığında bile kanunlara gereken saygıyı gös- termediği bilinmektedir. Ancak, Mil- li Mücadele’ye ihanet etmiş, isyan etmiş, ayaklanmış ve halkı benzer davranışlar ile her türlü zulümde bu- lunmuş olanlar ile Efe’yi bir tutmak da şüphesiz doğru olmasa gerektir. Umurlu-Köşk cephelerindeki müca- delesi, iç isyanların bastırılmasında üstlendiği başarılı hizmetleri şüphesiz değerlidir. Ancak, EthemBey ile birlik- te hareket edebilecek bir tutarsızlığa doğru meyli ise bir diğer garabetidir. Hayat için en anlamlı olan hususlar- dan biri Demirci Mehmet Efe için zor olan tutarlılıktır. Olayın vehametine kapılıp sadece Denizli’de yapılan katliama odaklanarak, o günlerde Yunanlıların kat be kat yaptığı mezalimleri görmezden gelmekte bü- yük bir haksızlık olacaktır. Demirci Mehmet Efe’nin hayatının hiçbir döneminde kanun ile yan yana hareket etmediği, kendi kurallarını koyan bir efe olarak hareket ettiği, kanun çerçevesinde hareket eden subaylar ile birlikte çalıştığında bile kanunlara gereken saygıyı göstermediği bilinmektedir.

RkJQdWJsaXNoZXIy MTIzMzUy