Cafer Sadık Abalıoğlu Eğitim ve Kültür Vakfı | Sayı : 67 (Ekim 2024)

52 CAFERSADIKABALIOĞLUEĞİTİMVEKÜLTÜRVAKFI 1 980’li yıllardı. Denizli’de yayınla- nan, yanılmıyorsam, Meydan Gazetesinde bir tefrika gözüme çarptı. Demirci Mehmet Efe’den, Denizli Vak’asından bahsediyordu. Takip eden günlerde yazıyı ilgiyle okudum. Bu tefrikada ilk kez öğren- diğim ve büyüklerimden dinledikle- rimden farklı şeyler de yazıyordu. Daha sonra yazarı Sındırgılı Sürey- ya (Süreyya Örge Evren) olan “De- nizli Vak’ası ve Demirci Mehmet Efe” isimli kitabı Ankara’da Milli Kütüp- hanede özel bölümde bulabildim. Kitapta yazılanlar tarih merakımı tetikledi. Yıllar içinde bu konuda ya- zılıp çizilen ne varsa edinmeye çalış- tım. Benzer şekilde bir ulusal gaze- tede yayınlanan Suat Yalaz’ın çizgi romanını kısmen takip ettim. Diğer tarafta delikanlılık çağlarım- dan itibaren üç canlı tarihi kayna- ğım vardı. - Çanakkale ve İstiklal Savaşı Gazisi Dedem rahmetli Ahmet İnceoğlu - Babaannem rahmetli Atiye İnce- oğlu - Dedem (annemin babası) rahmetli İsmail Tütüncüoğlu. Dedem Ahmet İnceoğlu 1914 yılın- dan 1918 Kasımayına kadar, sırasıy- la Çanakkale’de, Doğu Cephesinde ve Filistin’de dayanılmaz zorlukları yaşadıktan sonra, Temmuz 1919’dan itibaren bu defa Kurtuluş Savaşında, terhis olduğu Aralık 1922 tarihine ka- dar vatana hizmet etmiş. Dedem onca yaşanmışlıkları var- ken ve anlatılacak çok anıları ol- ması gerekirken, nadiren savaşta yaşadıklarından bahsederdi. Diğer yaşıtlarında da, -yaşadıkları trav- malardan olsa gerek,- sanki sa- vaşları kendileri çıkarmışçasına bir mahcubiyet içinde olurlardı. 15-16 yaşlarında olsam gerek, aile- ce bir akşam yemeği sonrası konu nasıl açıldı hatırlamamakla birlikte, dedem Ahmet İnceoğlu, Demirci Mehmet Efe’nin kızanlarından Sö- keli Ali Efe’nin tabakhanenin kava- sı (bekçi) tarafından vurulduğunu söyledi. Bunun üzerine Demirci’nin UNUTULAN GERÇEKLERİ HATIRLAYALIM Dedem onca yaşanmış- lıkları varken ve anlatı- lacak çok anıları olması gerekirken, nadiren savaşta yaşadıklarından bahsederdi. Diğer yaşıt- larında da, -yaşadıkları travmalardan olsa gerek,- sanki savaşları kendileri çıkarmışçasına bir mah- cubiyet içinde olurlardı. FARUK İNCEOĞLU