Cafer Sadık Abalıoğlu Eğitim ve Kültür Vakfı | Sayı : 67 (Ekim 2024)

57 CAFERSADIKABALIOĞLUEĞİTİMVEKÜLTÜRVAKFI men Kumandanı Albay) emrin- de olarak muntazam bir süvari tümeni teşkil olundu.” Ve Demirci’nin Tasfiyesine Doğru… 21 Kasım 1920 tarihinde Albay İs- met Bey, Batı Cephesi Kuman- danlığına, Albay Refet Bey de Güney Cephesi Kumandanlığına getirilmiştir. Yine aynı gün Mus- tafa Kemal Paşa yeni cephe ku- mandanlarına milis kuvvetlerinin tasfiye edileceği direktifini vermiş- tir. Bunun üzerine Refet Bey’den, Albay Şefik Bey aracılıyla Demir- ci Mehmet Efe’ye şifreli bir telgraf gönderilir. Buna göre; efradının as- kerlikle alakası olanlarının askerlik hizmetlerini yapmak için 57.Tü- mene gönderilmesi, alakası olma- yanların memleketlerine iadesi, silahların tamamen ellerinden alınması, şurda burda bırakılan milis müfrezelerinin toplattırılması bildiriliyor ve özetle şöyle denili- yordu: “Artık milis teşkilatının şim- diye kadar olduğu gibi devamına sebep ve mahal kalmamıştır. Şim- diye kadar bunların gördüğü va- zifeleri, şimdiden sonra ordu göre- ceğinden, Kuvayi Milliye teşkilatı lağvedilmiştir. Demirci Efe bundan sonra askeri bir sıfat ve nizam al- tında atlı takip kuvvetleri kuman- danı olarak benim refakatimde vazife görecektir. Artık “Demirci Mehmet Efe” yerine “Mehmet Be- yefendi” tabiri kullanılacaktır. 13 Vak’a sonrası Demirci Mehmet Efe’nin artık devre dışı bırakılması kararı verilmiştir. Ancak Ankara halen dikkatli bir dil kullanmak durumundaydı. Güneybatı Ana- dolu’da Kuva-yı-Milliye Harekâtı isimli kitabında Sıtkı Aydınel şun- ları yazmaktadır: 14 “ Mustafa Ke- mal Paşa’nın Demirci’ye yazdığı telgraflardaki kullandığı dil, önce- likle vatanı kurtarmak gereğinden olarak açıklanabilir. Ancak, 27 Kasım 1920 tarihinde Mustafa Ke- mal Paşadan Konya’da bulunan Refet Paşaya gelen bir telgrafta: ‘Demirci Mehmet Efe’nin Deniz- li’ye dönmek üzere olduğuna ait çıkan yaygın söylentiler üzerine Denizli halkı heyecanadüşmüş ve hiçbir şekilde Denizli’ye dönmesi arzu edilmediği anlaşılmaktadır. Bu hususun dikkate alınmasını ve durumun iyi bir şekilde idare edil- mesini rica ederim’ deniyordu.” Ve Demirci Mehmet Efe’nin Tenkili… Nuri Köstüklü, Milli Mücadele’de Denizli Isparta ve Burdur Sancak- larıisimlikitabında,ŞerifGüralp’tan alıntılayarak şöyle anlatır: 15 “… hal- kın hükümetini adaletiyle birlikte görmek istediğinden bahsetmiş- tik. Demirci Efe’yi tenkille görevlen- dirmiş olan 3. Alay Komutanı Şerif Bey’in (Güralp) bizzat yaşadığı bir olay bu konuyu pek güzel bir şekilde ortaya sermektedir. Şerif Bey’in anlattığına göre 15.12.1920 sabahı 3. Alay Dinar yakınında Karapınar köyünde konakladı. Şerif Bey, tenkil için görevli olduk- larını o kimseye söylememesine rağmen, köy halkından bir yaşlı, bu kuvvetin Demirci’nin üzerine gittiğini tahmin etmişti. ‘Öyle bir şey yok, bunu nerden çıkardın?’ demesi üzerine yaşlı adam şu cevabı verdi: ‘Biz efelerden, çete- lerden, Mustafa Kemal Paşa’ya o kadar büyük şikayetlerde bu- lunduk ki, artık bu adamların fa- aliyetine hükümet son vermeye mecburdur’. Yaşlı köylü, köye ge- lip kendilerine eziyet eden efeler- den ve Denizli Olayı’ndan bahset- tikten sonra sözlerine şöyle devam Faik Öztrak davayı temyi- ze götürerek bu tartışmayı sürdürmüştür. Bu davadan bir sene öncesinde de Şefik Aker kendisi, Ali Bey (Necip Ali’nin babası), eniştesi ve diğer bir yakın akrabasının saldırısına karşın dava aç- mıştır. Yargı sırasında Celal Bayar’ı ilgilendiren sözler nedeniyle, tartışmaya o da dahil olmuştur.

RkJQdWJsaXNoZXIy MTIzMzUy