Cafer Sadık Abalıoğlu Eğitim ve Kültür Vakfı | Sayı : 67 (Ekim 2024)
61 CAFERSADIKABALIOĞLUEĞİTİMVEKÜLTÜRVAKFI hirde yaşayan Rum ahali yaşa- nan işgalleri destekler vaziyette- dir. Rum ahalinin şehirde taşkınlık yapmasından korkan Denizli He- yet-i Temsiliyesi’nin Başkanı Müf- tü Ahmet Hulusi Efendi, Demirci Mehmet Efe’den şehirde bulunan özellikle erkek Rum nüfusunun iç bölgelere gönderilmesi için tren göndermesini istemiştir. Fakat De- mirci Mehmet Efe, adamlarından Sökeli Ali Efe beraberindeki efeleri şehre göndermiş, onları Rumların nakledilmesi ile görevlendirmiştir. Sökeli Ali Efe gitmek istemeyen ve bundan dolayı saklanan Rum va- tandaşları bulup, ailelerinin gözleri önünde şiddet uygulamıştır. Bu olay şehirde Aydın’dan gelen eş- kıyaların evleri soyduklarını halka zulmettikleri kadınlara tecavüz et- tikleri şeklinde duyulunca halk bu sefer şehri terk etmeye başlamıştır. 6-8 Temmuz günlerinde yaşanan bu vahim olaylar sonrasında De- mirci Mehmet Efe, Ali Efe’ye çek- tiği bir telgrafta sert sözler söyle- miş ve Goncalıya geri dönmesini emretmiştir. Bu Kuva-yı Milliyeci tutuma yakışmayan çalıkakıcı efe ve zeybeklerin tutumlarına ben- zer hazin davranışları neticesinde halk cadde ve sokak başlarında toplanmış, efe ve zeybeklerin geçi- şini izlemişler. Sonra efe ve zeybek- leri sıkıştırarak ellerinden silahları almışlar ve yaya olarak istasyo- na gitmelerine izin vermişler. İşte bu kalabalıkların arasından bir kişi tüfekle Sökeli Ali Efe ve bir iki kızanını öldürmüştür. Bu durumu duyan Demirci Mehmet Efe, inti- kamyemini ederek takviye kuvvet istemiş ve Denizli’yi yakma planı yapmıştır. Denizli’ye gelen Demir- ci Mehmet Efe, olaylara müda- hale etmediği için Askerlik Şubesi Başkanı Tevfik Bey’i istasyonda öldürmüştür. Denizli’yi yakmak istediğini söy- leyen Demirci Mehmet Efe’yi Sa- rayköylü Şeyh Tahir Efendi dur- durmuştur. Tarihe Denizli Hadisesi olarak geçen bu vahim olayın ya- şandığı dönemde şu kaidelere dik- kat etmek gerekmektedir. 1) Şehirde bu durum yaşanırken Denizli Mutasarrıfı Faik Bey An- kara’ya gitmiş ve yerine atanan Menteşe Mutasarrıfı Müştak Lüt- fi Bey’de Denizli’den ayrılmıştır. Bundan dolayı şehirde bir yöne- tim zaafının olduğu muhakkaktır. Zira Mutasarrıf vekili olarak görev yapan Kahraman Seyfi Bey ise olaylaramüdahale edememiştir. 2) Çanakkale cephesinde özellikle kara savaşları sırasında düşmanı ilk karşılayan 27. Alay komutanı olan Şefik Bey (Aker) olayların ya- şandığı dönemde şehirde olması- na rağmen yaşanan vahim süreci sadece izlemek ile yetinmiştir. 3) Demirci Mehmet Efe’ye bağlı efelerin keyfi tutumları olayların büyümesine neden olmuştur. 4) Düzenli ordunun hala kurula- mamış olması büyük talihsizlik olmuştur. Velhasıl, Denizli Batı AnadoluMil- li Mücadele hareketinin merkezi beynidir. Paris Antlaşmasından itibaren kahraman müftümüz Ahmet Hulusi Efendi ileri görüşlü olması ile Ege’nin ve dolayısıy- la Denizlimizin işgal edileceğini anlamış, vilayet merkezi İzmir ile ilişkileri kuvvetlendirmiştir. Vali Nurettin Paşa ile hareketin şeklini belirlemişlerdir. Müftü Ahmet Hu- lusi Efendi ve etrafındaki bir avuç kahraman, köy köy dolaşarak halkı bilgilendirmişler ve düşman, köylerine geldiğinde nerede pusu kuracakları, ne şekilde saldırıda bulunacakları ve kendilerini nasıl savunacakları hakkında detay- lı bilgiler vermiştir. Batı Anadolu Milli Mücadelesinin en büyük destekçisi Denizli’dir. Silah, barut, un vb yiyecekler, nakdi yardımlar konusunda Denizli adeta seferber olmuştur. Çok güçlü müfrezeler kurmuşlardır. Aydın cephesini De- nizlililer organize etmiş ve müca- delede çok şehitler vermiştir. Köşk cephesini Köpekçi Nuri Efe ve kı- zanları kurtarmış, güzel Tavasımız- dan üç şehit vermiştir. Her Denizlili evinde ne varsa aç kalma pahası- na dahi olsa vatanın bağımsızlığı için vermiştir. Topyekün bir ve be- raber olmuşlardır. Başta Denizli mutasarrıfı olmak üzere belediye başkanı, müftü, garnizon komuta- nı, emniyet müdürü, adliye amir- leri toplu hareket etmişler vatanın müdafaası konusunda Denizli halkını teşvik etmişlerdir. Ege’nin diğer illerinde böyle güçlü bir be- raberlik göremiyoruz. Yunan, Ay- dın’a girdiğinde Aydın Belediye Başkanı evinin balkonuna Yunan bayrağı asmıştır. Manisa müftüsü Yunan ordusu komutanını Mani- sa sınırında çiçekle karşılamıştır. Denizli’de bunların hiçbirisi olma- mıştır. Denizli Milli Mücadeleye böyle hazırlandı ve böyle uyguladı. İz- mir’in işgalinden dört saat son- ra Bayramyeri meydanında 15 Mayıs 1919 günü binlerce insan toplandı ve ilk telin mitingi yapıl- dı. O kadar hazırlıklıydılar ki, halkı coşturmak için bando takımı bile ayarlanmış, Kayalık mahallesin- den, Delikliçınar meydanından ve Saltak’tan binlerce insan seli Bayramyeri Meydanına akmıştır. Bu insanlarda bağımsızlık şuuru o kadar yüksek ki, devletin en zayıf olduğu dönemde tümDenizli ilçe- leriyle beraber meydanlara inmiş ve hiç korkmamıştır. Bütün bu olağanüstü gayretlere rağmen Denizlimize ‘’Milli Mü- cadeleye ihanet etmişlerdir’’ yaf- tası yapıştırılmaya çalışılmıştır. Kuva-yı Milliyeci olmayı hazme- dememiş, eşkiyalık günlerinin tu- tumlarını bir tarafa bırakamamış Demirci Mehmet Efe ve kızanları, yaptıkları vahşeti savunmak için bu yaftalamayı uydurmuşlardır. Güzel Denizlimizin, güzel kahra- manları cephede savaşırken bir kısım kızanlar halkı soymaya kalkmışlardır. İşte bu tür şarlatan- lar yaptıkları pislikleri örtmek için böyle uydurma, yaftalamalara sığınmışlardır. Kahraman Denizli- mizi ne yazık ki büyük haksızlığa uğratmışlardır.
RkJQdWJsaXNoZXIy MTIzMzUy