Cafer Sadık Abalıoğlu Eğitim ve Kültür Vakfı | Sayı : 67 (Ekim 2024)

69 CAFERSADIKABALIOĞLUEĞİTİMVEKÜLTÜRVAKFI Olayların bu boyuta gelmesinin en önemli nedeni Demirci Meh- met Efe ile Denizli’deki idarecile- rin sağlıklı ve zamanında iletişim kuramamaları ile yerel yetki sa- hiplerinin sorumluluk alıp olaya müdahale edememeleridir. Olayı duyan Demirci Mehmet Efe der- hâl Denizli’ye gelir, tren garında en sevdiği Sökeli Ali Efe’nin naa- şıyla karşılaşınca öfkesi artar, ora- daki bazı yetkilileri ve kişileri öldü- rür, şehri yakacağına yemin eder. Sonrasında da unutulmaz acılar yaşanır. Hiçbir ciddi soruşturma yapmadan, sorgulamadan, mah- keme, hâkim olmadan suçsuz, olup bitenden habersiz, masum onlarca kişi acımasızca katledil- miştir. Konu hakkında çalışanla- rın genel görüşüne göre de 60’ı aşkın kişiyi katleder. Efe’nin öfkesi dinmez, şehri yakmaya kalkışır. Araya Şeyh Tahir Efendi girer ve mezarlığı yakarsa dinen yemini- nin yerine gelmiş olacağına ikna eder, İlbadı Mezarlığının bir bölü- mü ateşe verilir. Konunun detayla- rı hakkında uzmanları tarafından bilimsel değere sahip ve belgelerin ışığında yapılan çalışmalar bulun- maktadır. Denizli Olayında katledilenler İl- badı Mezarlığı’na defnedilmiştir. Yakın zamanda mezarlıkta yapı- lan kazı çalışmalarında döneme ve Demirci’nin öldürttüğü kişilere ait bazı mezarlar tespit edilmiştir. Bu olay, Denizlililerin hafızaların- da derin izler bırakır. Yaşananlar uzun yıllar unutulmaz… Denizlili- leri daha da inciten ve içini acıtan ise bu kişisel hata ve kusurlardan kaynaklanan olayların Millî Mü- cadele’ye karşı yapılmış bir olay biçiminde yansıtılmaya çalışılma- sıdır. Elbette Denizli’de de mücade- leden kaçan, uzak duranlar, İs- tanbul Hükümeti’nin kararlarına uyanlar olmuştur. Ancak bunlar az sayıdadır ve tüm ili kapsamaz. Denizli ili ve Denizlililer, Millî Mü- cadele’ye ve Mustafa Kemal’e inanmış, sürecin her aşamasına maddi manevi katkı vermiş, De- nizli’nin erleri cepheden cepheye koşmuştur. Hatta Denizli Olayından kısa süre önce 1 Temmuz 1920 günü Müftü Ahmet Hulusi Efendi Delikliçınar Meydanı’nda düzenlediği miting ile halkı cesaretlendirmeye çalış- mış, daha miting meydanında 115 kişilik “Milli İntikam Bölüğü” kuru- larak cepheye sevk edilmiştir. Yine aynı gün Denizli Türk Ocağı’ndan Ankara’ya “Denizli gençliği bir fert kalıncaya kadar canını feda etmeye ant içti” ifadeleri yer alan bir telgraf çekilmiştir. (R. Kılıç, Millî Mücadelede Denizli ve Denizli Olayı, Kocatepe Üniversitesi, Yük- sek lisans tezi, 2007, Afyonkarahi- sar) Bu milli ruha ve vatan aşkına sa- hip Denizli’de 8-9 Temmuz 1920 tarihinde kargaşanın, fitnenin, iha- netin, zayıflıkların, iletişimsizliğin neticesindeyaşananlardandolayı tüm şehir Demirci Efe tarafından yakılmaya, tüm halk katledilme- ye çalışılmıştır. Demirci Efe ve etra- fındakiler yaşananları kendilerini haklı gösterecek nedenlere bağla- maya çalışmışlar, Denizli’nin ade- ta bir ayaklanmaya sahne oldu- ğunu dile getirmişlerdir. Dönemin koşulları gereği Ankara’daki mer- kezi hükümet Demirci Efe’nin De- nizli’de yaptığı bu yanlışları savaş döneminin gereği kabul etmiştir. Ancak Millî Mücadele başarılıp, Türkiye Cumhuriyeti kurulduktan sonra Gazi Mustafa Kemal Pa- şa’nın yazdığı Nutuk adlı eserde, isyan eden bölgeler, yaşananlar adlarıyla sıralanmış, bu listedeDe- nizli adı geçmemektedir. Demirci Mehmet Efe, 23 Nisan 1920 tarihinde TBMM’nin açılması ve merkezi otoriteyi güçlendirmek için düzenli orduların kurulma ka- rarını kabullenmez. Bir süre dağ- larda gezinir, Jandarma Yüzbaşı Nuri Bey tarafından hükümete güvenmesi hususunda ikna edilir. Bu süreci Günver Güneş şöyle an- latmaktadır: Teslim olan Demirci Mehmet Efe, Milli Mücadele’deki hizmetleri göz önünde bulundurularak hü- kümet tarafından affedilmiş, ken- disine ödenek tahsis edilerek kö- yünde oturmasına izin verilmiştir. Demirci Mehmet Efe her ne kadar hükümetçe takip edilmiş olsa da bir hain olarak algılanmamıştır. NitekimM. Kemal Paşa, 30 Aralık tarihinde meclis gizli oturumunda yaptığı konuşmadaDemirciMeh- met Efe’nin cehaletinden dolayı hatalarının olduğunu lakin genel itibariyle itaatkâr davrandığını, or- duya ve hükümete karşı silahlı bir hamleye girişmediğini, böylelikle teslim olduğunu anlatarak De- mirci’yi mazur görmüştür. (https:// ataturkansiklopedisi.gov.tr/bilgi/ demirci-mehmet-efe-1883-1961/) Merkezinde ‘cehaletinden dolayı birçok hata yapan’ Demirci Meh- met Efe’nin bulunduğu Denizli Olayı olarak adlandırılan bu kar- gaşa günlerinde yaşananları, ‘is- yan veya Milli Mücadele’ye katıl- mama’ gibi imalarda bulunmak, öncelikle Gazi Mustafa Kemal Paşa önderliğinde verilen müca- dele ruhunu anlayamamaktır. Mücadele edenlere, gazilere ve şehitlere büyük bir haksızlık ve saygısızlıktır. Denizli, Samsun gibi, Amasya, Sivas, Erzurum gibi, Kahraman- maraş, Gaziantep, Şanlıurfa gibi, Ankara gibi, tümAnadolu şehirleri gibi Milli Mücadele’nin her aşa- masına katkı koyan, malını, canı- nı, evlatlarını feda eden yiğitlerin şehridir… Denizlililer, Milli Müca- dele’ye, Mustafa Kemal Paşa’ya inanmış ve ‘vatan, millet, hürriyet, namus, adalet’ için bütün imkan- ları ve güçleri ile savaşmışlardır. Bu kutlu mücadeleyi verenlere se- lam olsun… Teslim olan Demirci Mehmet Efe, Milli Mücadele’deki hizmet- leri göz önünde bulundurularak hükümet tarafından affedilmiş, kendisine ödenek tahsis edile- rek köyünde oturmasına izin verilmiştir. Demirci Mehmet Efe her ne kadar hükümetçe takip edilmiş olsa da bir hain olarak algılanmamıştır.

RkJQdWJsaXNoZXIy MTIzMzUy