Previous Page  14 / 44 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 14 / 44 Next Page
Page Background

O dönemde Verem Savaş Derne-

ğinde Cengiz Haner başkan, ben

de başkan yardımcısıydım. Dernek

yararına bir piyango tertip etmiş-

tik. Piyangoda verilecek olan ik-

ramiyelerin biletlerin arkasına ya-

zılması icap ediyormuş, ancak bu

unutulmuş. Vali de piyangoyu iptal

edeceğini söylemişti. Ben görüşme

sırasında Başbakan’a bu problemi-

mizi anlattım. Başbakan, “Ne de-

mek Raşit Bey öyle şey olur mu, ben

onu hallederim“ dedi ve piyango-

nun iptal edilmesine mani olduğu

gibi, o biletlerden 500 tanesini de

benden satın aldırdı. Ayrıca, vali-

nin çok müfrit bir partili olduğunu,

kendisine parti için değil, memleket

işleri için gittiğimi, ancak kendisi

ile istişare etmek istediğimde beni

dinlemediğini de söyledim. Diğer

bütün mülki amirlerin durumu-

nu anlattım. Kendisi ile partide bir

saat sohbet ettik.Akşam yemeğinde

aynı sırada oturduğumuz için beni

görememiş ve davet edilip edilme-

diğimi sormuş, sonra yanıma gelip

oturarak benimle sohbet etti. Bu

arada rahmetli Rafet Tavaslıoğlu

gelerek, “Başbakanım heyetler var,

sizinle görüşmek için bekliyorlar“

dedi. Menderes de, “Ben de burada

memleket işi konuşuyorum“ diye

cevapladı. Biraz sonra Fatin Rüştü

Zorlu da gelerek ayni şeyi söyledi,

ama onu da dinlemeyerek benimle

yarım saate yakın konuştu. Ayrılır-

ken de, memleket işleri ile ilgili bir

problemim olursa kendisini araya-

bileceğimi söyledi. Bence Adnan

Menderes’e yazık olmuştur. Belki

de ben, kendi teşkilatından daha

çok merak etmişimdir onu; çünkü

nasıl bir insan olduğunu yakından

anlamak imkânım olmuştu.

Başbakan Denizli’den ayrıldıktan

sonra, o beni dinlemek lütfunda bile

bulunmayan vali, yanına gittiğimde

merdivende karşılayıp, yine mer-

divene kadar uğurlamaya başladı;

yani, gerekli dersi almış olduğu an-

laşılıyordu. Denizli’de bu valiyi ha-

nımının idare ettiği bile söylenirdi.

Valinin hanımı ile de ilgili bir anım

var: Göçmen Koruma Birliği adında

bir birlik kurulmuştu. Bu birlikte

rahmetli Belediye Başkanı Turhan

Bahadır vardı. İl başkanı olduğum

için beni de almışlardı. Turhan Ba-

hadır o birliğin başkanlığına valinin

hanımını getirmişti. Ben kendisine,

Belediye başkanı olması dolayısıyla

büyük bir teşkilatın başındaki kişi

olduğunu, bu nedenle de başkanlı-

ğı kendisini üstlenmesi gerektiğini

söyleyerek itiraz ettim. Turhan Bey,

“ Böylesi daha iyi Raşit Bey“diyerek

geçiştirmişti. Bu vesileyle Sevindik

Göçmen Mahallesinin yapımında

da hizmetim oldu. Mahallenin ku-

rulduğu yer o zaman tarla idi.

Ö.G. Benimle görüşmeyi

kabul ettiğiniz ve yaşadığınız

dönemlere ait, Denizli’miz

açısından çok değerli bilgileri

bizimle paylaştığınız için çok

teşekkür ediyor, sağlıklı bir yaşam

diliyorum.

*

Denizli,10 Ekim 2002

12