itibariyle daha ziyade 1844-45/1260-61 yıllarına aittir. Arşiv rehberinde bu defterlerin sayısının 17.747
olduğu belirtilmekle birlikte 516 numaralı katalogdaki son defter numarası biraz daha yüksektir. Bunun
dışında bazı mükerrer numaralı defterler de mevcuttur. Neticede bu defterlerin sayısının 17.000-20.000
adet arasında olduğunu söylenebilir.
Temettuat defterleri arasında 1840 yılına ait olanların sayısı azdır. Belirtilen iki döneme ait
temettuat defterlerinin büyük bölümü taşradan merkeze gönderilen nüshaları içerirken, bazı hacimli
defterler ise merkezde orijinal nüshaların temize çekilmesiyle oluşturulmuştur.
Osmanlı’da iki dönemde hazırlanan temettuat defterlerinin şekil ve muhteva açısından şu
temel özellikleri şunlardır. Birinci döneme ait 1840/1256 tarihli temettuat defterleri muhassılların idaresi
altında hazırlandı. Defterlerde başta hane ve numara, onların altına ise rakamlar yazılırdı. Şahıslar
kaydedilirken isimleri belirtilir, ayrıca fiziki özellikleri de izah edilirdi. İkinci döneme ait 1845/1261 tarihli
sayımlar esnasında tutulan defterlerin baş kısmında söz konusu defterin nereye (eyalet, sancak, köy,
mahalle) ait olduğu ve bazen defteri düzenleyenin ismi açıklanırdı. Defterde vergi mükellefinin hane
numarası, isim ve şöhreti ile gayrimüslim ahalinin mükellef oldukları cizye dilimi, vergi mükellefinin
mesleği ve geçmiş sene ödediği vergi miktarı yazılır ve bundan sonra ilgili şahsın isminin altına mal
varlıkları, 1844/1260 yılı gerçek geliriyle 1845/1261 yılı tahmini geliri kaydedilirdi. Bu defterlerde ayrıca
vergi mükellefinin sahip olduğu arazi, söz konusu arazilerin kullanım durumu ile ekili ürünler hakkında
bilgiler, mükellefin hayvan varlığı, hizmet gelirleri, kira gelirleri, nakit varlığı ve mesleği de açıklanırdı.
Bunun yanı sıra mal varlığı olmayan şahısların da durumları izah edilirdi. Tüm kayıtlar tamamlandıktan
sonra ilgili köy ve mahallenin toplam temettu ile vergi miktarı verilirdi.
Muhassılların sorumluluğu altında bulunan 1840/1256 yılı temettuat defterlerinin son
sayfasında genellikle muhassıllığın yanı sıra müftü, mal ve emval kâtipleri ile meclis azalarının mühürleri;
bazı defterlerde ise naibin mührü bulunurken, 1845/1261 yılında yapılan sayımlara ait defterlerde ise
Müslüman mahalle ve köyleri için muhtar ve imamların,84 gayrimüslim mahalle ve köyleri için ise kendi
mahalli idarecilerinin (kocabaşılar ile papazlar) isim ve mühürleri; bazı gayrimüslim defterlerinde ise
muhbirlerin isim, mühür ya da parmak izleri bulunurdu.
Defterlerde yapılan bu açıklamalar, ilgili dönemde ele alınan yerleşim biriminde halkın meşgul
oldukları çalışma alanlarını, iş kollarını ve ele alınan bölgenin sosyal ve ekonomik vaziyetini ve gelişmişlik
derecesini göstermesi açısından önemli veriler sunmaktadır. Bunun dışında söz konusu defterler, her ne
kadar vergi mükelleflerini veya vergiden muaf kesimleri belirtse de dönemin nüfus miktarı ve yapısı ile
ilgili bazı fikirler edinilmesine katkıda bulunmaktadırlar.
1
Osmanlı İmparatorluğu’nun klasik döneminde yani 18. Asrın sonların kadar taşrada Tımar
sistemi hâkimdi. Devlet adına hizmet edenlere hizmetleri karşılığında bir bölgenin geliri maaş olarak
tahsis edilirdi. Zamanla tımar sisteminin işlemez hale gelmesiyle devlet bu toprakların idare ve işletme
haklarını ayanlara vermeye başladı. Ayanlar bu toraklardan elde ettikleri gelirlerle devlete vergisini
ödeyecekler. İhtiyaç olduğunda orduya asker ve malzeme temin ederek birliklerinin başında savaşa
katılacaklardı. Bu sistem bazı aksaklıklara rağmen işlemekteydi. Gerçi bazı ayan aileleri despotça tutum
içerisinde halka zulmediyorlardı.
1
Mehmet Güneş, “Osmanlı Dönemi Nüfus Sayımları ve Bu Sayımları İçeren Kayıtların Tahlili”,
Gazi
Akademik Bakış
, Cilt 8, Sayı 15, 2014, s. 234-237.