11- 1306’daki Germiyan hakimiyetinden önce de bölgede Türkler’in zaman zaman küçük gruplar halinde saldırıları ve kısa süreli zaptedişleri
gerçekleştirdiği bilinmektedir bkz. Cahen 2012, 36. bkz.
12- Pachymeres Rel. His. 88- 89.
M.S. 10. yy. da kentteki yeniden
canlanma Kilise binasının du-
varlarındaki aziz betimlemeleri
(Res.7), farklı kazı alanlarında ele
geçen günlük kullanıma ait kap-
kacak ve aynı yüzyıllara tarihlenen
sikkelerle desteklenebilir (Res.8).
III. Haçlı seferi (1189-1192) sıra-
sında ordusuyla Tripolis’ten geçen
F. Barbarossa kenti yıkık ve terke-
dilmiş bulur
10
. Bu bilgi 13. yy.'ın
ilk yarısında Tripolis’in yaslandığı
kuzeydeki tepede Nikaea Kralı
III. Ioannes Ducas Vatatzes tara-
fından inşa edilen kalenin daha
önce burada var olan bir tahkima-
tın yenilenmesiyle değil, ilk kez
yapılan bir kalenin göstergesidir.
(Res.9) Kaleye ait gözetleme kulesi.
“Doğu bölgesinde bulunan kalelerin
arasındaki Derebol’da (Tripolis)
yaşanan olayları anlatmak belkide o
kadar kötü değildir; beklenmedik ve
anlamsız bir bahaneyle İmparator
Doukas (III. Jean Batatzes) Alaşe-
hir’i koruyan hatta onun kaderine
bile sahip çıkan bu eski şehri bir yıllık
buğday stoğu ve çeşitli silahlar teda-
rik ederek kuvvetlendirmeye karar
vermişti. Tufandan beri ele geçirile-
meyen bu güçlü yer kendiyle övünüp
Türklerin ataklarını önemsemiyor-
du. Oysaki kuşatma zamanı tasar-
lanmıştı; bazıları pes etmiş olmasına
ve ikmal yollarının kapanıp aşırı bir
ihtiyaç durumu doğmasına rağmen
Derebol halkı uzun süre dayanmıştı.
Yakın zamanda gelecek yardım da ol-
madığına göre bu sorunları düzenle-
meler yaparak ve Türklerle anlaşarak
çözmeye karar verdiler: Türklerle ya-
pılan geçici uzlaşma sonucu buğday
temin etmişlerdi. Ticari alışkanlık-
larının gerektirdiği gibi şehirden çı-
kıp zorunlu gıdaları alamıyor, ancak
Türklerin özgürce şehre girip bunları
Tripolis’in Yakub Bin Alişir tarafından alınışı Pachymeres tarafından ayrıntılı olarak anlatılır:
satmalarına müsaade ediyorlardı. Bu
durum Türklere şehri ele geçirme fik-
rini vermişti; anlaşmaları yaptıktan
sonra şehre saldırmak için kesin ve
uygun bir zaman kararlaştırdılar.
Askerlerin bir kısmı gereksinimleri-
ni karşılayıp, yakın ve gizli bir yere
yerleştikten sonra şehre girmişlerdi.
Buradaki ticari emtia buğdaydı ve
her eşek, üzerindeki çuvallar yardı-
mıyla iki kat fazla yük taşır olmuştu.
İşte tam bu sırada savaş borazanları
çalmaya başladı; atasözünde olduğu
gibi halk akrepleri çayır kuşu gibi
karşılamıştı, onların erzak için gi-
riştikleri aldatıcı umutları gurur-
larını okşamıştı o yüzden bir süre
sakinlerdi. Gece çoktan onları sar-
malamıştı ve bir belirsizlik içinde
kalmışlardı, onlar güzel umutlarıyla
beklerken önlerinde kötülükler vardı.
Düşmanlar savaş borazanlarını ça-
lana kadar halk karanlığın ortasında
korkusuzca bekliyordu. Düşmanlar
yıldırım hızıyla halkın başındaki
adamın kapısına geldiklerinde halk
da ani bir korkuyla uykusundan
uyandı; düşman gürültüler çıkararak
yakında bulunan adamlarından yar-
dım çağırmaya başlamıştı. Yine aynı
gecede tek bir saldırıyla bu güçlü şeh-
ri ele geçirmeyi başardılar. Ve Alişir
Karamanlarla birlikte buraya bas-
kınlar yapmış oldu. Büyük Dükten
kaçmayı başaran korkusuz ve kibirli
bu adam bahsedilen güçlü şehre gir-
meyi başarmıştı”
12
.
B. Menderes Nehri’nin hemen ke-
narında verimli arazilere sahip bir
alanda kurulan Tripolis’deki he-
nüz 2. yılını doldurmamış kazı ça-
lışmaları sonucunda ortaya çıkan
arkeolojik materyal, 6-7 m. yük-
sekliğindeki erozyon toprağının
altında kalan binalar ve şu ana ka-
dar elde edilen kazı buluntularının
inanılmaz sayılara ulaşması şunu
ortaya koymuştur ki; UNESCO
Dünya Kültür Mirası Listesin-
de’ki Hierapolis ve Laodikeia’dan
sonra aynı bölgedeki Tripolis’te en
kısa zamanda bu listedeki yerini
alacaktır.
Bu süreçte Türk Akınları iyiden
iyiye kendini hissettirmeye baş-
lamış bu nedenlede Tripolis 13.
yy.'ın ilk yarısında Bizanslılar ile
Türkler arasında bir kaç kez el de-
ğiştirmiştir. Kentin yaslandığı da-
ğın zirvesinde bir kısım mimarisi
günümüze kadar sağlam kalabil-
miş yuvarlak planlı kulenin dâhil
olduğu yaklaşık 18000 m
2
'lik bir
alanı kapsayan kale (Res.9) Nika-
ea/İznik Kralı III. Ioannes Ducas
Vatatzes (1222-1254) tarafından
yaptırılmıştır. Menderes Havza-
sı’nda Türkler’in eline en son geçen
Bizans yerleşimlerinden biri olan
Tripolis’deki Kale, kuzeybatısında
yer alan Philadelphia/Alaşehir’in
korunması için ön karargah ola-
rak yapılmış olmalıdır. 1304-1306
tarihlerinden itibaren ise Tripolis/
Yenice'nin de içinde bulunduğu
bölgede Türk hâkimiyeti Germi-
yanoğulları ile birlikte başlar
11
.
43