Previous Page  14 / 44 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 14 / 44 Next Page
Page Background

oldu sanatçılar tarafından; “Eğer o dernek

organize ediyorsa gideriz" diyorlardı ve

geliyorlardı. Yanan sosyal sigortalar bina-

sındaki o güzel sahne, o sinema binamız

tiyatroların, konserlerin olmasında bize bü-

yük bir avantaj sağlamıştır. Zamanın bele-

diye başkanları da çok yardımcı olmuştur

derneğimize.

Denizlispor’un Kuruluşu

Denizlispor’un kuruluşu 66 senesinde

oldu. Denizlispor'u kurduk, ikinci başkanı ol-

dum. Samim Abi'yi, başkan yaptık, doktor-

du. Bir numara oradan geliyor. Ama her şey

benim üzerimde; bütün yük, kuruculuk vs...

Denizlispor’un kurulması da başlı başına

bir olaydır. Bütün Türkiye’de spor kulüple-

ri kurulurken Denizlispor’un da kurulması

lazımdı. Ankara’dan Futbol Federasyonu

Başkanı Orhan Şeref Apak, eski bir milli

basketçi olan valimiz Nezih Okuş’a Deniz-

lispor’un kurulması talimatını verdi. O da

bizleri yakaladı, ben de Çelik Yeşil Spor'un

başkanıydım. Spor alanında pek çok çalış-

mam oldu benim; futbol işlerinde bulun-

dum, hakem kurulu başkanlığı yaptım, An-

kara federasyon temsilciliği yaptım, güreş

federasyonu temsilciliği yaptım. Güreş Fe-

derasyonu Bölge Müdürümüz Yakup Ünel

ile çok iyi anlaşıyorduk. Bütün güreşçilerin

yetişmesinde bizim de katkılarımız oldu.

Mesela; Hasan Güngör, Bayram Şit dünya

şampiyonları oldular.

Maratoncular vardı. Bütün bu spor mev-

zularında büyük katkıları olan futbol değil

bakın, spor ve katkıları. Bir spor tesisine

adının verilmesinin gerektiğini Vali Beye

ısrarla belirttim. Yakup Ünel isminde mu-

hakkak suretle bir spor tesisi… Ama onun

bir kabahati vardı, Halk Partili idi.

Denizlispor’un kuruluşu 1966 yılıdır ama

asıl 1915’te kurulmuştur Denizlispor. O za-

man sadece futbol değil spor kulübü olarak

kuruluyor. Sporun gelişmesi için Osmanlı

zamanında emir verilmiş Beşiktaş, Gala-

tasaray, Fenerbahçe sırasıyla kurulmuş;

1903, 1905, 1907... Anadolu’ya yayılsın

diye Trabzon İdman Gücü kurulmuş, Denizli

İdman Gücü kurulmuş. Esasını, kulübünü,

kayıtlarını değiştirmeden zamanla ismini

değiştirmiş Denizlispor olmuş ve 1966’da

Denizlispor, Pamukkale Spor, Çelik Yeşil

Sporun üçünü birleştirip bir tane Deniz-

lispor'u kurduk. Aslı Denizli İdman Gücü’dür

ve 1915’te kurulmuştur. Önder Göçgün’ün

babasından da kalan elimizdeki birçok bel-

ge ile bunu ispat edip, 2015 yılında kurulu-

şunun 100. Yılını Belediye Başkanlığının hi-

mayelerinde ve Denizlispor’u sevenlerin de

katkılarıyla muhteşem bir törenle Denizli’de

kutlamak istiyoruz. Vali Bey ile konuştum o

da gayet olumlu karşıladı ‘’elimizden geleni

yaparız’’ dedi.

Denizlispor’un bana en büyük faydası

spor yapma alışkanlığı kazanmam oldu. 1.

Antrenörümüz Altan (Santepe) idi. O bizi

koştururdu. Kum torbaları verirdi ağırlık

taşımamız için. İkinci antrenörümüz Kadri

(Aytaç) idi. Pinpon oynadık, pinpon müthiş

bir spor. O sayede ben sağlığımı düzelttim-

Şimdi yoga, meditasyon yapıyorum, hafif

kroslar yapıyorum, yüzüyorum bütün buna

rağmen biraz göbeğim var.

Huzurevi

Huzurevi tamamen Vali Münir Güney’ in

eseridir. Bizim dernek olarak satın aldığı-

mız ve deve güreşiyle maddi kısmını takvi-

ye ettiğimiz çok değerli arsa üzerine Münir

Güney sayesinde o eser yapılmıştır. Bütün

döşenmesi ve mefruşatını da biz yapacağız

diye devlete söz verdik. 100 küsur odanın

döşemesini biz yaptık. Derneğimiz o kadar

güzel çalıştı ki, hangi kapıya gitsek yardım

istesek hiç çekinmeden destek veriyorlardı.

Bu Denizli’nin güzel başarılarından bir ta-

nesidir.

Derneğin o dönemki üye listesine huzu-

revi kayıtlarından ulaşılabilir.

Bulduğum her fırsatta huzurevine ziya-

rete giderim. Oradakilerin hayır duasını

alıyorum, hepsi boynuma dolanır, biliyorlar,

tanıyorlar beni. Denizli’ye kazandırdığımız

güzel eserlerden bir tanesi bu.

Yüksekokul Yaptırma ve Yaşatma

Derneği

Yine Münir Güney zamanında yaptığımız

en mühim işlerden bir tanesi de Yüksekokul

Yaptırma ve Yaşatma Derneği’ni kurma-

mızdır. Bu dernek Pamukkale Üniversite-

si’nin nüvesini teşkil etti. Yüzlerce dönüm

araziyi de Münir Güney üniversiteye tahsis

etti. Dernek, bugünkü Pamukkale Üniversi-

tesi’nin doğumu olmuştur. 9 Eylül Üniver-

sitesi’ne bağlı bir fakülte olarak 40 kişiyle

istasyon binasında çocuklar başladılar ted-

risata. Ama düdük sesi ve kömür kokusun-

dan rahatsız olan çocuklar itiraz ettiler, Vali

Bey onlara milli kütüphaneyi tavsiye etti.

40. yılında da beni ve Münir Bey’i davet et-

tiler.Üniversitenin kuruluşunda görev alan-

lar; Musa Kazım Manasır, Yüksel Kaşıkçı,

Fuat Dağdeviren’dir. Daha da vardı isimler

ama şimdi hatırlayamadım.

“Sosyal Hizmetlerde çalışmak çok ay-

rıcalıklı bir duygudur. Bir ülke görevidir.

Bunu menfaat karşılığı olmadan yapmak

değeri biçilmez bir haslettir. Her şeyi unu-

tup bu denizde yüzerseniz işte o zaman bu

dünyada yaşıyorum dersiniz.”

Denizli’de İlk Televizyon

Denizlilere ilk televizyonu seyrettiren bi-

ziz. Şevket Karakurt’ la ikimiz, Çökelez Da-

ğı’na çanak anten kurduk. O zaman siyah

beyaz neşriyat yapılıyor Ankara’da. Her-

kesin evinde resmi bir verici yok. Fırtınalı

günlerde jipe binip karın kışın içine girip

devrilen o çanak anteni düzeltiyorduk.

Eczacılık

Eczacılık büyük bir zevkle çalıştığım

mesleğimdir. Denizli’ye en sıkıntılı ilaç dö-

nemlerinde dahi büyük hizmetler vererek

hem eczacılık hizmetinde bulundum, hem

bu sosyal faaliyetlerde bulundum o bakı-

mından çok mutluyum. Denizli eczacılar

odasının kurucularındanım, 1972 yılında

kurduk. Odanın başkanlığını da yaptım. Ben

Denizli'de eczacılığa başladığımda bir tek

sanayi kuruluşu vardı. O da Sümerbank'tı.

Başka bir şey yoktu. Bir de babamı getir-

dim Buldan’dan, ikinci eczaneyi açtım. Has-

tane caddesindeki Numune eczanesi de

benim babamın eczanesiydi. 1959 yılında

açmıştık, devrettim orayı Tevfik Sağlam’a.

1979 yılında İzmir’de Sayıner Eczanesini

açtık. İki eczane üç çocuk büyütüyoruz, bu

arada birçok şeyi yapıyordum, bunlar biz-

de bir bilgi oluşumu meydana getirdi. Her

bilginin her tecrübenin insanı biraz daha

olgunlaştırdığını fark ediyoruz. “Tecrübe;

muhteşem bir zenginliktir, sermayedir, bilgi

birikimidir. Onu gençlere aktarmak bir in-

sanlık görevidir.’’ İşte bugün bütün konuş-

malarımızı onun için yapıyoruz. Başımızdan

geçen bu olayları anlatalım ki gençler bun-

lardan kendilerine bir pay çıkarsınlar, nasıl

biz başkalarından öğrendik onlar da bizim

yaptıklarımızı öğrensinler.

Özel sektör tarafından ilk okulun

yapılışı

Münir Güney’in keşifleri sayesinde ilk

ilkokulu Ahmet Nuri Özsoy yaptırdı. On-

dan sonra Abalılar, Münir Kuyumcular,

Özkardeşler, Kaynaklar... Kaynak benim

komşumdu, ben gariban eczacıydım onun

da gariban bakkal dükkânı vardı yanımda.

Zamanla ikimiz de parladık, o beni geç-

ti sonra. Ben itibar kazandım, zengin bir

adam değilim ama bir zengin gibi yaşa-

masını bilen bir insanım. Dünyayı gezdim,

ben böyle örnek oldum insanlara. Araştıra-

rak en küçük maliyetle halletmeye çalıştım

bol keseden değil. Dünyada gitmek, gör-

mek istediğim bir tek yer kaldı; Kanada’da

Vancouver. Orda Rocky Mountain denilen

bir dağlar zinciri var, çok müthişmiş. Biraz

yaşım biraz sağlığım gereği çekindim, gi-

demedim. Geçenlerde Münih’e gittim 5 gün

kaldım görmemiştim Münih’i. En çok kütüp-

hanesini beğendim Almanya’nın en büyük

kütüphanesi Münih’te; 5 milyon kitap var.

Ama önce cennet gibi Türkiyemizi gezme-

miz görmemiz gerekiyor. İzmir’de yaşayıp

Pamukkale’yi Afrodisyas’ı bilmeyen çok

kişi var. 40 sene evvel, Çoşkun’ la yola çık-

12