A
ydın ve İstanbul şehirlerindeki
medreselerden icazetli iki müder-
risin torunu,
İlkokul öğretmeni Mustafa Asım Bay-
kara ile ev hanımı Ayşe Baykara’nın
üçüncü evladı,
Tarih Profesörü Tuncer Baykara 7
Temmuz 1940 tarihinde Acıpayam’ın
Serinhisar kazasının Yatağan köyünde
dünyaya geldi.
Tuncer Baykara ailesini anlatıyor:
“Benim hem annemin hem babamın
babaları o devrin müderrisleri, yani med-
rese mezunları, icazetleri de var hatta.
İki tarafın da kökten gelen bir dini yan-
ları var. Özelikle babamlar ilk hayat kav-
gasında çok sıkıntı çekmişler. Babamlar
7-8 yaşlarında iken fazla varlıkları yok-
muş, o zamanlar tekkeye gider, tekkede
karınlarını doyururlarmış. Ama annemin
babası çok daha varlıklıymış.
Annemle babamın devrinde öğret-
menler dinsiz sayılırmış, gerçi aralarında
Ateistler de varmış hakikaten. Mesela
Serdengeçti’nin hatıralarında da vardır.
Babamın arkadaşlarından da var. Bizim
köyde de anlatırlar. Babamın babası Hü-
seyin dedem Aydın’da medrese okurken
arada cerre çıkarmış. Cerre çıkmak ne
demek bilir misiniz: Medrese talebeleri-
nin Ramazan ayı boyunca bir köye gidip
imamlık yapmaları ve Ramazan sonrası
biraz para sahibi olmaları. Aradan yıllar
geçmiş, bu defa da annemin babası git-
miş o köye, Şakir Dedem. O zaman Şakir
dedeme Hüseyin dedemi sormuşlar: Ha-
mideli Hüseyin Efendi’yi. Benim Hüseyin
dedem de biraz değişik bir insan, nam
sahibi, gittiği yerde adını bırakırmış. Şa-
kir dedem anlatmış: “Kendisi vefat etti,
çoluk çocuğu da büyüdüler, kendileri-
ni kurtardılar, hatta birisi de öğretmen
oldu.” O zaman o köylüler hayıflanmışlar:
“Eyvah öyle bir adamın oğlu öğretmen
mi oldu.” diye. Çünkü Hüseyin dedem,
babamın babası çok titiz bir adammış
İslami konularda. Sadece akşam nama-
zı camiye gelenleri azarlarmış: “Sizi gidi
akşam namazı Müslümanları sizi…” diye.
Şakir dedem bu tepkilerden korkmuş
benim damadım olur kendisi diyeme-
miş babam için. Eskiden gelen olayların
bazıları peşin hükümlü insanların yanlış
bilgileri. İnsanlar, yaşlılıklarında olayların
gerçek yüzünü anlatıyorlar, gençliklerin-
de anlatılmıyor olaylar. Peşin hükümle-
re uygun olmayan bilgiler vermiyorlar.
Benim Atatürk hakkında kitabım var ya,
Atatürk ve Çağdaş Türkiye, orada kullan-
dım ben bu olguyu.”
Soyisim Hikayesi
“Biz Hacı Karacalardanız. Temettuat
defterleri gibi araçlar tarih anlayışında
çok etkilidir. Rahmetli babam sadece
kendi dedesini bilirdi, Osman Efendi’yi,
onun dışında ailesinden başka büyüğü-
nü bilmezdi. Ben şaşırıp nedenini sor-
duğumda merak etmediğini söylemişti.
O zaman düşündüm ki bizim Türk insanı
fazla soycu sülaleci değil. Sonradan te-
mettuat defterine bakıyorum ve öğre-
niyorum ki biz Karacalardanmışız, daha
sonra hacca gidildiği için Hacı Karaca-
lardan olmuşuz. Soyadı kanunu çıkacağı
sıralarda babam Karaca soyadını almak
istemiş, fakat bizim köyde Karaca soya-
dını daha önce kullanan olduğu için Ka-
racaya en yakın herhalde Baykara oldu-
ğu için Baykara alınmış. Babam soyadı
Üzerinde Büyük Etkisi Olan Zeki Velidi Togan'la
19