20. yüzyıl başlarında yapılmış olan Kayalık Hatipoğlu Camii
merkezde bulunmaktadır. Kareye yakın bir plana sahip olan cami,
beş gözlü son cemaat yerine sahiptir. Osmanlı devletinin son
devirlerinde yoğunlaşan batılı mimari üslupların etkisiyle şekillenmiş
bir camiidir. Harim alçak tutulmuş bir kasnağa oturan kubbe ile
örtülürken kalan bölümler ise kırma çatının uygulanmasıyla kiremit
örtülmüştür. Cephelere açılan ikişer katlı pencerelerle iç mekânın
aydınlanması sağlanmıştır. Aydınlanmada faydası olan diğer
pencereler ise kubbe kasnağına açılmıştır. Dikdörtgen formlu
pencereler de batı etkili çerçevelerle hareket kazanmıştır. Yatay bir
hatılla kat ayrımı belirtilen yapının giriş kapısı üzerine de kitabesi
yerleştirilmiştir. Onarımlar geçiren caminin giriş kapısındaki,
pencerelerindeki ve cephe düzenlemesindeki batı etkisi fazlasıyla
kendini hissettirmektedir. Farklı boyalarla boyanmış olarak
günümüze gelen giriş kapısı çift kanatlıdır. Kenger yapraklarının ve C
kıvrımlarının hareket kazandırdığı panolar kapıyı süslemektedir.
Girişin üzerine yerleştirilmiş olan mükebbire de ahşap malzeme ile
yapılmış ve kandil biçimli korkulukludur. Cumhuriyet dönemi
yapılarında gördüğümüz pencere açıklıklarını çerçeveleyen kemer
ve sahte plasterler görülmektedir. Kemer kilit taşlarında ise ayyıldız
figürü işlenmiştir. Son cemaat yerinin batı yönü de sağır bırakılmıştır.
Son cemaat yeri ahşap tavana sahiptir. Batı etkisinde yapılan
mimaride çok sık karşılaştığımız mihraptaki hareketlilik ve süsleme
bu yapıda da görülmektedir. Mihrabın iki yanında güney cepheye
bitişik yapılmış olan kaide ve plasterlar batı etkili süslemelerle son
bulmuştur. Güney cephedeki iki kemerin bitişine denk gelen ve
plasterlarla devam eden canlılık plasterın alt ve üstüne yerleştirilen
S-C kıvrımlı süslemelerle hareket kazanır. Mihrap üzerine açılan
daha küçük bir pencere çevresi ise yine kenger yapraklarıyla ve C
kıvrımlı süslemelerle hareketlendirilmiştir. Pencerenin üst kısmı ise
silmeli bir daire kemerle sınırlanarak kemer uçlarına da kenger
yaprakları yerleştirilmiştir. Kemerin üzerinde kalan boş alan ise geniş
alanda uygulanan S-C kıvrımlı dal bezemelerine, bunlara bağlanan
kenger yaprakları ve altı yapraklı çiçek kabartmalarıyla
doldurulmuştur. Kabartma olarak yapılan tüm bu süslemeler batı
etkisindeki hareketli anlatımın algılamadaki hareketini daha da fazla
arttırmaktadır. Ahşap işçiliğiyle yapılmış olan minbere bakıldığında
ise, üç kör pano halinde verilen süpürgelik bölümü, geçit bölümü ve
aynalıktan bahsedebiliriz. Aynalıkta yer alan elips biçimli ve kenger
yapraklarıyla oluşturulmuş bir çerçeve içine yapılmış olan kabartma
bir Kâbe tasviri görülmektedir. Bu kabartmada ön planda Kâbe ve
arka planda ise bölgenin mimarisinin işlendiğini görebiliriz. Batı
etkili bu dönemde yapılan camilerde duvar resimlerinde ve bu tür
kabartmalarda Kâbe tasvirinin sık sık tercih edildiğini görebiliriz. Bu
elips çerçevenin çevresinde ise daha geniş yapılmış C kıvrımlarıyla
oluşturulan bir çerçeve daha bulunmaktadır. Süpürgelik
bölümündeki ahşap işçiliğinde ise merkeze yapılmış S kıvrımlı kenger
yapraklarının çevresinde düzenlenmiş dikdörtgen biçimli panolar
görülmektedir. Kıvrımlı çizgilerle belirlenen sınırların köşelerine
baklava dilimi biçiminde şekillenmiş bir zemin üzerine yerleştirilen
kenger yaprakları süpürgelik bölümü panolarının süslemesini teşkil
eder. Aynı biçimde, geçit alınlığında ve köşk bölümünün
yüzeylerinde de C kıvrımlı kenger yapraklarının birleştirilmesiyle
oluşturulan süslemelere yer verilmektedir. Dikey yivlerle belirlenen
minber girişinin kemer kısmında da C kıvrımlı kenger yapraklarının
ahşap işçiliğiyle yansıtıldığını görebiliriz. Harimi U biçimli çevreleyen
mahfil ise kuzey yönden balkonludur ve balkon altına denk gelen
bölümde ise çark biçimli uzantılarla oluşturulmuş süslemeler
karşımıza çıkar. Kubbe eteğine ve kasnağın iç yüzeyine denk gelen
bölümlerde ise yarım daire biçimli boyamalarla yapılmış süslemeler
iç mekânın hareketliliğini arttırmaktadır. Bu yarım dairelerin içlerine
yerleştirilen kandillerden çıkan kenger yapraklarının dallı biçimde
uzatılmasıyla monotonluk önlenmiştir. Yapının güneybatı köşesinde
yükselen minaresi ise dikdörtgen bir kaideye oturmaktadır. Tek
şerefeli minarenin kesme taşla yapıldığını ve batı çizgisinde
biçimlenerek şerefe altının beklendiğinden daha sade bırakıldığını
söyleyebiliriz. Yapının avlusunda üstü örtülü ve baldaken tarzda bir
çeşmesi bulunmaktadır.
KAYALIK CAMİİ
36