Batı cephesinde yer alan tanıtım levhasına göre 20.
yüzyılın başlarında yapıldığı belirtilen cami, 1976
depreminde yıkılmıştır. Bunun üzerine 1977 yılında mahalle
sakinlerinin de katkılarıyla cami yeniden inşa edilmiştir. Alt
katı dükkân üst kat ise ibadet mekânı olarak inşa edilen
caminin harimine, batıdan verilen bir merdivenle bağlanılan
bir giriş mekânına (ki buraya pabuçluk da denilmektedir) ve
buradan da bir kapı ile ana mekâna geçiş sağlanmıştır.
Yapının mihrap ve minber özelliklerine bakıldığında, minber
dönemin ağaç işçiliğiyle, bildiğimiz geçiş bölümlü ve aynalıklı
olarak karşımıza çıkarken süpürgelik bölümü ise
yapılmamıştır. Mihrap ise günümüz yorumuyla tamamen
sarımtırak ve beyaz fayans ile kaplanmıştır. Mihrap nişi ise
yarım daire planlı değil de köşeli olacak biçimde duvara
girinti yapmıştır. Mihrap kavsarasında üst kenarı kaplayarak
köşeleri de yaklaşık 40 santim dönerek devam edecek şekilde
alçı süsleme uygulaması da görülmektedir. Yapı kurulduğu
yıllara ait bir özellik taşımamaktadır. Pencere ve kapılar ise
dönemin standartlarında yapılmıştır.
ALTINTOP CAMİİ ŞERİFİ
SIRAKAPILAR (HACI SALİH ÖZDEMİR) CAMİİ ŞERİFİ
Ahşap özellikler taşıyan asıl cami, 2006 yılında yıkılarak
eski caminin yerine günümüz mimari özelliklerini taşıyan tek
kubbeli bir taş bina 2007 yılında inşa edilmiştir.
SONUÇ
Tarihçesine de değindiğimiz Denizli ilimizin 19. ve 20.
yüzyıllara ait ahşap camilerinin kısa zamanda değişime
uğradığını incelemelerini yaptığımız ahşap camilerde de
açıkça görmekteyiz.
Zamanla değişen, ilk kullanımını kaybederek farklı
uygulamalarla ilk halinden uzaklaştırılan ve zamanla da
unutulan bir takım yapı özelliklerinin olduğunu ve bunların
yeterli derecede önemsenmeyerek tahribata uğradığını
görmekteyiz. Her ne olursa olsun kullanılmayan yapıların yok
olmaya başladığını ve varlıklarını sürdürmek için doğal
koşullarla mücadele ettiğini söyleyebilirken aynı durumun,
kullanılan fakat farkında olmadan yapılan değişikliklerle eski
güzelliğini ve önemini kaybetmeye başlayan yapılar için de
geçerli olduğunu net bir şekilde söyleyebiliriz. Buna bağlı
olarak, geleneksel değerlerimiz ve güzel örneklerimiz tüm
toplum tarafından farkındalıkla ve değer verilerek
kullanılmalıdır.
Toplumsal değerlerimizi ve kültürel özelliklerimizi birebir
yansıtan her türlü kültür yapısını aynı derecede önemle ve
özenle korumalıyız. Denizli ilimizin ve dini mimarimizin güzel
örneklerinden olan ahşap camilerin bu bağlamda günümüze
kadar meydana gelmiş değişimlerle birlikte korunmaya, aynı
güzellikle ve önemle geleceğe aktarılmaya ciddi derecede
ihtiyacı vardır.
İlimiz, merkezde ve ilçelerinde olmak üzere çok değerli ve
korunmaya ihtiyacı olan, ahşap özellikler taşıyan camilere
sahiptir. Fakat geçmişten günümüze yapılan koruma ve
yaşatma çalışmalarının daha özenle yapılmaması halinde
yakın gelecekte bu güzel değerlerimizin yerlerinde harabe
yapıları ya da sert rüzgârların estiği boş arsaları
görebileceğimiz korkusuyla ve endişesiyle, sahip olduğumuz
bu güzel kültürel değerlerimizi tüm Denizli halkı olarak
korumalıyız ve sahip çıkmalıyız.
1. Akant: Yaban enginarı yaprağı biçiminde bir bezeme öğesi. (bkz. Sanat
Kavram ve Terimleri Sözlüğü, M.Sözen-U.Tanyeli, s.15.)
2. Atkı (Lento): Kapı, pencere gibi açıklıklar üzerine yerleştirilen ahşap,taş
yada metal kiriş. (bkz. Sanat Kavram ve Terimleri Sözlüğü,
M.Sözen-U.Tanyeli, s.30.)
3. Türk Sanatı'nda küçük ve geometrik biçimli ahşap parçalarının
birbirlerine geçmelerle bağlanması tekniği. (bkz. Sanat Kavram ve Terimleri
Sözlüğü, M.Sözen-U.Tanyeli, s.145.)
4. Antik mimarlıkta korniş ile arşitrav arasında kalan ve genellikle
kabartmalarda veya heykeltıraşlık eserlerle süslü yatay kısım. (bkz. Arkeoloji
Sözlüğü, S.Saltuk, s.67)
5. Ortasındaki boşluğa yazı yazılan ya da simge yerleştirilen, çevresi
bezemeli küçük çerçeve ya da kitabelik.
6. 17. Ve 18.yy.larda bütün Avrupa'ya egemen olan sanat üslubu.
7. Dörtgen planlı ve bir yandan duvara bitişik yarım sütun.
8. Ahşap, mermer ya da taş levhaları kafes biçiminde oyarak bezeme.
37