önce şimdiye kadar bilinen kentin
Hellenistik Dönem tarihi, Batı
Prehistorik Nekropolü ve Asopos
Tepesi’nde ortaya çıkartılan kazı
bulgularıyla, Erken Kalkolitik
Dönem’e (M.Ö. 5500) kadar indi-
rilmiştir (Res. 4-8).
Hellenistik Dönem Laodikeia’sı,
Seleukos (Suriye) Kralı, II. Anti-
okhos tarafından eşi Kraliçe La-
odike adına, M.Ö. 3. yy.ın orta-
larında kurulmuştur. Böylece ilk
yerleşimin tipik bir Anadolu adı
olan “Rhoas”, daha sonra “Zeus
Kenti” anlamına gelen Diospolis
ve Hellenistik Dönem, M.Ö. 3. yy.
ortalarından itibaren de Laodikeia
olduğu net bir şekilde anlaşılmış-
tır. Bu isim 13. yy. başlarından iti-
baren değiştirilerek Ladik olmuş,
en son ova ortasında yer alan göl
ve yeraltı su kaynaklarının çoklu-
ğundan ismini alır şekilde Deniz-
li’ye dönüştürülmüştür.
Lykos (Çürüksu) Vadisi’nin orta-
sında konumlanmış olan Laodike-
ia, gerçekte Anadolu’un en önemli
metropol kentleri içinde yer alır.
Yapılan kazı çalışmalarında en
erken yerleşimler Asopos Tepe-
si olarak adlandırılan alan kentin
batı tarafında yer alan tepe üzerin-
de bulunmuştur. Asopos Tepesi,
Lykos (Çürüksu) Vadisi üzerinde
yer alan yaklaşık 270 m. yüksek-
liğindeki doğal bir tepe üzerine
konumlanmıştır (Res. 4). Asopos
Tepesi’nin hemen batısında Gü-
müşçay Nehri (Asopos), kuzeyin-
de ise Büyük Menderes Nehri’nin
ana kollarından biri olan Çürüksu
(Lykos) Nehri akmaktadır.Yine
yerleşimin kuzey batısında Roma
Dönemi’ndeki varlığı bilinen ve
içerisinde balıkçılık yapıldığı ya-
zıtlara yansımış olan, ancak gü-
nümüzde kurumuş bir göl bulun-
maktadır. Antik dönemde ovanın
ortasında yer alan göl ve Lykos
Nehri, Büyük Menderes Nehri
kanalıyla Milet’te denize kadar
olan sal taşımacılığında kullanıl-
mıştır. Başta Asopos Nehri olmak
üzere söz konusu su kaynakları bu
alanda erken yerleşimlerin oluşu-
munu sağlamıştır. Arkeolojik kazı
çalışmaları aynı zamanda topog-
rafya ve coğrafi oluşumlarla ilgili
olarak da bilgi edinmemizi sağla-
maktadır. Lykos (Çürüksu) Vadi-
si’nde yerleşimlerin erken dönem-
den itibaren oluşmasının diğer bir
nedeni de Vadi’nin, İç Anadolu’yu,
Akdeniz’i ve Batı Anadolu’yu bir-
birine bağlayan yolların üzerinde
olmasıdır. Laodikeia hakkında
antik yazarların verdiği bilgiler
ele alındığında, Plinius’un (N.H.
V. 105-108) alanda Rhoas ve Di-
ospolis adlarında iki yerleşimin
varlığından söz etmesi dikkati
çekmektedir. Kazı ekibi olarak
bu veriler doğrultusunda Asopos
Tepesi’nde 250 hektarlık bir alan-
da yüzey araştırması yapılmıştır.
Elde edilen veriler ve kazı çalış-
maları sonucunda Orta Kalkolitik
(Bakır Çağı) Çağ’dan M.S. 4. yy.
a kadar kesintisiz yerleşimlerin
varlığı tespit edilmiştir.
Ayrıca Laodikeia Antik Kenti’nin
derin geçmişiyle ilişkili olan bir-
çok veri Asopos Tepesi kazılarıyla
daha iyi anlaşılmıştır. Asopos Te-
pesi I-II’de yapılan kazı çalışmala-
rında ortaya çıkarılan ve Tunç Ça-
ğı’na ait olan obsidyenler üzerinde
yapılan analizler, bunların yarıya
yakınının Orta Anadolu, diğer ya-
rısının da adalar menşeili olduğu-
nu göstermiştir. Bu da Tunç Çağ-
larında bile günümüzden 5000 yıl
önce kentin konum olarak hem
Anadolu içleriyle, hem de Adalarla
ticari bağlantılarını ortaya koyma-
sı bakımından önemlidir. Antik
dönemde genel olarak bakıldığın-
da Lykos Ovası’nın tamamına ya-
kınında Laodikeia hakimiyeti söz
konusudur.
11
12
20
22
24