Background Image
Previous Page  38 / 44 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 38 / 44 Next Page
Page Background

hayli zaman alıyordu. Her geçen gün “–

mış gibi yapmak” ne anlama geliyor öğ-

reniyordum.

Derken bir gün gazetecilik yanım ye-

niden hortladı. Yıllardır bu şehre hizmet

vermiş olan şehir tiyatrosu ile ilgili ne-

den bir yazı yazmıyordum ki? İyi de şehir

tiyatrosunun geçmişi; dünü, bugünü hak-

kında hiçbir bilgiye sahip değildim ki…

Bildiğim tek şey her sene düzenli olarak

gerçekleştirilen ve gelenekselleşen tiyat-

ro festivali idi. Bu nedenle de bilginin

kaynağına gittim. Değerli Hocamız, De-

nizli Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyat-

rosu Genel Sanat Yönetmenimiz Sinan

Küçüköz’ün kapısını çaldım ve kendisi ile

aşağıdaki küçük bir sohbeti gerçekleş-

tirim.

Bu, “hevesli tiyatro çırağı”nın soracağı

yığınla soru vardı ama hocamızın vakti

değerli ve kısıtlıydı. Ben de” merhaba ho-

cam” diyerek sorularımı peşi sıra sorma-

ya başladım. Hocamızın niçin bu sanata

gönül verdiğini öğrenmek için ilkin neden

tiyatroyu meşgale edindiğini sordum.

“Bu soruyla ne zaman karşılaşsam

başka bir soruyla karşılık veriyorum. “Ne-

den Olmasın?” Ya da “Sizin yaşamınızda

neden tiyatro yok?” Tiyatro bir yaşama

biçimidir, tiyatro kendimi var edebildi-

ğim yer gibi klişe cümlelere gerek yok.

Gelişmiş modern insan için sanat, ya-

şamsal bir gerekliliktir. Siz piyano ça-

larsınız, öteki resim yapar, beriki heykel.

Ben de tiyatro yapıyorum işte”.

Heveskâr çırağın kafası karışmıştı. İyi

de bu denli anlamlı ve derin bir cevap

veren bir hocanın, Denizli’de kısıtlı im-

kânlarla sanatını icra etmesi bir hayli zor

olmalıydı. “Peki hocam güzel söylüyorsu-

nuz da neden İstanbul, İzmir, Ankara gibi

büyükşehirler dururken Denizli’de sanatı-

nızı icra etmeyi seçtiniz?

“Çünkü buralıyım. İzmir Şehir Tiyat-

rosunun ardından bir süre dinlendikten

sonra geldim ben Denizli’ye. Şu anki Kül-

tür Müdürümüz Sayın Hüdaverdi Otak-

lı, Kent Konseyi Genel Sekreteri Esma

Toksoy ve elbette Tekin Akmansoy… Çok

hızlı gelişti o dönemde her şey. Yıllar yıl-

lar önce sahneye ilk kez çıktığım yerde

tiyatro yapmak, yeni tiyatrocular yetiş-

tirmek fikri cazip geldi ve başladım”.

O zaman dedim ki gerçek bir hemşehri

ve gerçek bir hoca var karşımda. Yaşadığı

yeri seven, yeni sanatçıların yetişmesine

kendini adayan memleketimden bir de-

ğer. Ama yine de zor olmalıydı. Devlet ya

da özel tiyatrolardaki olanakların hiçbiri

amatör tiyatrolarda ne yazık ki bulun-

muyordu. Hele ki büyük şehirdeki tiyatro

seyirci kitlelerinin yoğunluğuna rağmen

geçen sene ilk defa Devlet Tiyatroları

ile tanışan Denizli halkının ilgisi çekmek

herhalde güç olmalıydı. Hocam bize biraz

Denizli’de amatör olmanın güçlükleri ne-

lerdir? Kısaca bahseder misiniz?

“Ben tiyatroda amatör ya da profes-

yonel ayrımına çok inanan birisi değilim.

Bana göre alaylı ya da okullu diye de bir

ayrım da yok ayrımlar sadece insanlar

kafasında var. İşini iyi yapan ve yapa-

mayan vardır. Bir de işini ahlaklı yapan

ve yapmayan. Amatör olarak tiyatro

yapmanın güçlükleri de Denizli’ye özel

değil dolayısıyla, daha ulusal düzlemde

sorunlar bunlar. En önemlisi de nitelik

ve ahlak sorunu”.

36