Background Image
Previous Page  12 / 44 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 12 / 44 Next Page
Page Background

10

Göğüs Hastanesi

Abdullah Sayıner, askerî doktorken askerde

Tüberküloz hastalığına yakalanır. Bundan dolayı da

askeriyeden çıkarılır ve Buldan'a gelir. Burada sivil

doktor olarak çalışmaya başlar. Buldanlılar dokumacı

olduğu için, ipi terbiyelemek için mecburen

günümüzdeki klorak benzeri bir kimyasal olan haşılla

çalışır. O da doğrudan doğruya dokumacıların

ciğerlerine işler. Bu nedenle ilçede o dönemlerde

tüberküloz en çok görülen hastalık halini alır.

Abdullah Sayıner kendisi de tüberküloz hastalığını

yaşadığı için Buldan'a bir göğüs hastanesi yaptırmak

ister. Kendisinin parası yoktur fakat halka önderlik eder.

Camilerde Cuma hutbelerinde hocadan sonra söz alır,

Buldan'daki bu ciddi hastalığı anlatır. Hastane için

verilecek paraların ne kadar sevap olacağını anlatır.

Kahvelere gider, oradaki insanlara “Hepiniz birer

sigara az için, içmediğiniz sigaranın parasını hastane

yapımı için bana verin.” der. Halkı hastane yapımına

inandırıp imece usulüyle onlardan yardım toplar.

Topladığı paralar haliyle yetmez. Kendisi CHP

geleneğinden gelen bir aile olmasına rağmen CHP'nin

hastaneye katkısı olmaz. 1948 yılında Sağlık Bakanı

olan Behçet UZ Buldanlı Evliyazâdelerle akrabadır.

Onun bakanlığı döneminde Buldan'da Göğüs

Hastalıkları Hastanesinin inşaatı devam etmektedir.

1948 yılında Buldan'a gelen sağlık bakanı Göğüs

Hastalıkları Hastanesine çürük raporu verdirir. Niyeti

Buldan'da bu hastaneyi kapattırmaktır. “Buldan'ın bir

dokumacı memleketi olarak çok önemli olduğu ve

sağlık olarak korunması gerektiğini, dışarıdan

hastaneye gelen hastaların kahvelerde çay içeceğini,

aynı bardağı kullanan Buldanlıların da bu hastalığı

kapacaklarını ve hastalıkların yayılıp önlenemez

olacağını” gerekçe gösterir.

Hastane kurucusu Abdullah Sayıner, Behçet Uz'un bu

düşüncesine karşı çıkar ve şöyle der:

“Burada halk pekmez içiyor. Onun için hastalığı yener.

Hastane yapılsın.” der. Daha sonra DP iktidara gelir.

Adnan Menderes Buldan'a gelince DP iktidarı hastane

yapımına destek verir ve inşaat bitirilir. Böylece Buldan

mükemmel bir Göğüs Hastalıkları Hastanesi kazanır.

Ramazan Topu Yerine Siren

Buldan'da 1945'ten bu yana Ramazan'da Ramazan

topu patlatılmaz. Halka iftar ve sahur vakti, zamanın

Belediye Başkanı Talât Tarakçı'nın İzmir'den getirttiği

siren (canavar düdüğü) ile duyurulur. Ramazan

topundan vazgeçilmesinin sebebi ise şöyledir: O

yıllarda Yakup Türkmenoğlu, Habip Peköz ramazan

topunu “Top Damı”nda patlatırlardı. Dönemin zabıta

amiri, Ramazan topunu kendi bağında atmaya başlar.

Bu değişiklikten sonra halk, sahurda topun sesi az

çıkıyor diye şikayet eder. O da şikayet azalsın, ses çok

çıksın diye topa konulan barutun miktarını arttırır. Barutu

fazla olan top patlayınca zabıta amirinin kafasının

yarısını parçalar ve amir ölür. O zamandan bu yana

Buldan'da Ramazanlarda top patlatılmaz sahurda ve

iftarda halkın canavar düdüğü dediği “siren” öttürülür.

Bu olayın bir de efsanevî yönü var.

Rüştü Akın o tarihte Amerika'dadır. Korkulu bir rüya

görür. Rüyasını gider papaza yorumlatır. Papaz da ona

“Senin çok sevdiğin bir arkadaşın var. Resmî görevde,

söyle ona görevinden ayrılsın. Başına kötü bir hal

gelecek.” der.

Rüştü Akın, bu rüyayı ve yorumu çok yakın arkadaşı

olan Zabıta amirine mektupla gönderir ve görevinden

çekilmesini ister. Mektubu alan arkadaşı zabıta amiri,

cevap gönderir Rüştü Akın'a: “Sen bir cavırın sözüne mi

bakıyorsun. Görevden ayrılmayacağım!..” diye. Fakat

sonuç rüya yorumunun sonucu gibi olur.

Merkez Efendi

Merkez Efendi aslen Buldan'ın Sarımahmutlu

köyündendir. Merkez Efendi ilaç yaptığı bitkileri Buldan

yöresinden toplamıştır. Yörede 10 çeşit endemik bitki

vardır. Yayla Gölü çevresi bitki zenginidir. Buldan'ın

kuzey kesimleri üç iklimin kesişim noktasıdır. Bu da

yöreye bir biyolojik zenginlik katmaktadır.

Senede bir gün Sarımahmutlu köyü Kocagöl mevkiinde

Merkez Efendi'nin babasına ait olduğu kabul edilen

mezarın bulunduğu yerde yağmur duasına çıkılır. O

günü bilenler çevre köy ve kasabalardan gelerek törene

katılırlar. Dualar edilir, namazlar kılınır, yemekler yenilir.

Sabahtan başlayan törenler akşama doğru sona erer.

Buldanlılarda Merkez Efendi'yi sahiplenme pek yoktur.

Bir Merkez Efendi Caddesi, bir de Merkez Efendi

Öğrenci Yurdu vardır. Merkez Efendi'nin köyü olan

Sarımahmutlu'da yaşayanların ataları Osmanlının iskan

politikasıyla yöreye sürgün gelmişlerdir. Bu yüzden de

Osmanlı bizi sürgün etti diyerek erkek çocuklarına

Osman adını vermemişlerdir.

Buldan Göğüs Hastalıkları Hastanesi.

(Fot: Süleyman İnan)