Background Image
Previous Page  17 / 44 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 17 / 44 Next Page
Page Background

“Vefa duygusu unutulmasın. Umarım biz de bu kubbede hoş bir sâdâ bırakırız.

Bizim için de adam gibi adamdı derler. Tüm tiyatrocu genç kardeşlerimizi saygıyla

selamlıyoruz”.

Sadık ASLANKARA

Ti’nin kurucusu olan şu anda Cumhuriyet

Kitap Eki’nde ve Tiyatro Tiyatro dergisin-

de köşe yazarlığı yapan, yazar, yönetmen,

dramaturg ve öykü eleştirmeni belgeselci

ve sinemacı olan Sadık Aslankara, oyuncu,

senarist ve yönetmen Serdar Bordanacı, ti-

yatro ve sinema oyuncusu Murat Ergür ile

iletişim kurduk. Yine ekip oyuncularından

Denizli’de kalan drama öğretmeni Musta-

fa İkizoğlu ile de yüz yüze bir röportaj ger-

çekleştirdik. Dönemin belediye başkanı da

döneme ilişkin hatıralarını bizimle paylaştı.

Böylelikle tüm katılımcıların anlattığı anılar

çerçevesinde sözlü tarih çalışması yapa-

rak aşağıdaki yazıyı kaleme aldık. De-Ti

tarihine emeği geçmiş; ismine ulaşamadı-

ğımız, kapısını çalamadığımız, belki de bu

dünyadan göçmüş nice tiyatro emekçisini

saygıyla anıyor, yaşayanlardan anlayış di-

liyoruz.

De-Ti’nin kuruluşunun askeri darbenin

hemen sonrasına 1982 yılına uzandığı-

nı görüyoruz. İstanbul, Ankara, İzmir, gibi

sanatın kalbinin attığı şehirlerin yanında

taşra olarak nitelenen bir küçük şehirde bir

avuç gönüllü insan bir araya gelir. Amaçları,

samimi ve karşılıksız olarak yalnızca tiyat-

ro yapmak, Denizli Halkı’nın, tiyatro sana-

tının farkına varmasını sağlamaktır. Kendi

söylemleriyle “ekmeğini yedikleri, havasını

teneffüs ettikleri kente tiyatro kültürü ka-

zandırmak” istemektedirler. Denizli’deki

tiyatro hareketi, M.Sadık Aslankara’nın ve

Volkan Beşek’in, -salonu olmayan bir kent-

te- “Denizli’de neden tiyatro yapmayalım

ki?” cümlesiyle başlar.

Asker kökenli belediye başkanı ve milli

eğitim müdürünün görev yaptığı bir dö-

nemde, taşrada özel bir tiyatro kurma fikri

başlangıçta çılgınca, hatta ütopik görün-

mektedir. Öyle ki, tiyatronun kurulmasın-

dan sonraki oyunlar sivil polisler tarafından

izlenir. Milli eğitim müdürü olan emekli

albay; okullarda gösteri yapmak istedikle-

rini söyleyen tiyatroculara asker muamele-

si yapar ve kıdem sırasına geçmeleri için

tekmil verir. Sadık Aslankara ve öğrencileri

biran şaşkınlıkla birbirlerinin yüzlerine ba-

karlar ve çaktırmadan hizaya giriyormuş

gibi dalgalanırlar. Anlaşılacağı üzere tra-

jikomik görünen bu olay sıkıyönetimin ne

denli kendisini hissettirdiği yıllar olduğunu

göstergesidir.

Tiyatro kurma çabaları; ilerleyen dönem-

lerde, dönemin pek çok mülki amiri, gazete-

cisi, aydını ve iş adamının desteğini arkası-

na alacaktır. Tiyatro hareketinin başlatıcısı

olan M. Sadık Aslankara’yı, öğrencileri ve

Serdar Bordanacı, inatçı, üretken bir o ka-

dar da cesur bir insan olarak tanımlıyor.

Yapılan faaliyetlerin anlatıldığı basın bül-

tenlerine “İstanbul, İzmir, Ankara’da tiyatro

vardır, Denizli de de vardır” yazarak büyük

şehirlere adeta meydan okuyan bir insandı.

“Bizlere, buradan İstanbul’a kafa tutacağız”

diyen bir hocaydı sözleriyle tanıttı.

Aslına bakılacak olursak, bu meydan oku-

masında pek de haksız sayılmazmış. Çünkü

1980’lerin sonu 90’ların başlarında, İstan-

bul’da elli altmış tane özel tiyatro varken,

Anadolu’da yalnızca Denizli’de özel tiyatro

mevcutmuş. Ekibin felsefesi de “iddian yok-

sa sanat yapma”ymış.

Bu bağlamda, “Ayakları yere basmayan

bir hoca” olarak eleştirilen M. Sadık As-

lankara ve ekibinin dönemin yoksunlukları

içerisinde Denizli’den bütün Türkiye’ye çığ-

lık olarak yayılmak istemeleri, inançları ve

kendilerine olan güvenleri takdire şayan bir

görünüm arz etmektedir. İlerleyen yıllarda

M.Sadık Aslankara, Salihli’de tiyatro kurma

girişimlerinde karşılaşılan zorlukları anlat-

tığı 1993 yılında ilk kez yayımlanan, “Bir

Yüz Bir Giz” isimli romanında aslında kendi

yaşadıkları sıkıntıları üstü kapalı da olsa

anlatmaya çalışacak adeta okurlarına içini

dökecektir.

De-Ti; M. Sadık Aslankara yönetiminde,

Denizli Çocuk Tiyatrosu olarak perdelerini,

ilk kez 6 Kasım 1982’de Belediye Sinema-

sı’nda açmıştır. Bu sinema eski belediye

başkanlarından Turan Bahadır’ın yaptırmış

olduğu, her türlü eğlencenin de yapıldığı,

küçük bir sahnesi olan Bugünkü Babadağ-

lılar İşhanı’nın yanındaki eski hâl binasının

üzerinde bulunan günümüzün Ceşenler

Bowling olarak bilinen yapısıdır. Zaten o

tarihlerde hali hazırda Denizli’de başka

sahne de yoktur.

Denizli Tiyatrosu (De-Ti), vergi dairesi-

ne kayıtlı, vergilerini ödeyen, özel tiyatro

statüsündedir. Kurulduğu tarihten itibaren

on yıl boyunca kültür bakanlığından devlet

yardımı alacaktır. Sadık Aslankara; tiyatro-

nun yapımcısı, sahibi, işvereni konumunda-

dır. Çalışanların tümü de -primleri zaman

zaman ödenemese de- sigortalılardır.

Tiyatronun ortalama yirmi kişilik ekibi,

dönemin Denizli Eğitim Enstitülü öğrenci-

leri ile tiyatroya gönül veren lise, ortaokul

ve ilkokul talebelerinden oluşmaktadır. De-

Ti’nin ilk üç yılında tek kadrolu oyuncusu

Serdar Bordanacı’dır.1983- 1984 yılla-

rında kadro yetersizliğinden, Ankara’dan

devlet yardımıyla dört oyuncu getirilir ve

geçici olarak görev yaparlar. De- Ti, var

olduğu dönem içerisinde adeta bir okula

dönüşecektir. Bu okul kadrosu arasında

kimler yoktur ki ... Tekin Temel, Manisa Ak-

hisar’dan gelerek “ben tiyatro yapmak isti-

yorum” der ve ekibe katılır. Pek çok filmden

ve diziden aşina olduğumuz; “Deli Yürek”

dizisinde oynadığı “Kuşçu” tiplemesi ile

gönüllere taht kuran, sevilen oyuncu Emin

15