Background Image
Previous Page  15 / 44 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 15 / 44 Next Page
Page Background

Bu taşıma işi de ayrı bir ritüeldir. Tıpkı

kesim ve sürütme işlerinin ayrı ayrı gör-

sellik ve törenimsi anlar ihtiva ettiği gibi.

Burada da yine aile sistemi geçerlidir. Yük-

lemelerde kadın-erkek gücü yeten herkes

çalışır. Toplanan ve taşınan çıraları orman

işletmeleri ihale yöntemiyle katrancılara

satarak katran elde edilmesinde bir başka

aşamayı geçmeyi sağlarlar.

Ocaklara Çıraların gelişi…

Orman işletmesinden alınan ve ocaklara

taşınan çıranın gelişi ocaklarda çalışanlar

için ayrı bir anlam taşır. Ocakların yakılma-

sı, katranın boşaltılması kadar kısa değildir

süreç.

Sadece katran için çıra değildir gerek-

li olan. Çıralardan katranın çıkarılması

esnasında gerekli olan ısıyı da sağlamak

gerekir bu süreçte. Bu da yine aynı orman-

lardan elde edilen odunların ocaklarda ya-

kılmasıyla gerçekleşecektir. Katrancı çıra

satın aldığı orman işletmesinden birde ısıl

değeri yüksek olan odun almak zorunda-

dır ocakta yakıp çıradan katran çıkarmak

için… Yanan ile yakan”ın kaderidir bu aslın-

da…

Katran ocaklarında çalışmalar

Katran ocaklarında her yıl katran kazan-

ları yenilenir, tamir edilir, dış ocaklar yeni-

den yapılır. Taş- çamur ve ocak boruları tek

tek elden geçirilir. Odun yaranlar ile ocak

yakanlar, odun getirenlerle, çıra dizenler,

çıkan kömürü çuvallayanlar ile katranı

tanklara dolduranlar hep ayrıntılara dikkat

etmek zorundadırlar. Bu sürece dahil olan

hemen herkesin ortak noktası “Kara katran

ve İstir”…

Katran Ocağı

Yüksekliği yaklaşık 3 metre, genişliği de

yine yaklaşık 2,5 metre olan altı kenar-

lardan ortaya doğru çukur olan ve o çu-

kurdan (katran burada toplanıp akacaktır)

boru çıkışı bulunan kazanın bir de üstten

kapağı bulunur. Bu içindeki çıraların ısıdan

etkilenerek buhar ve basınç sebebiyle pat-

lamaması için emniyet almaya da yarar

aynı zamanda.

Kazanın içine uygun ölçülerle kesilmiş ve

insan gücüyle baltayla yarılmış çıralar sıralı

ve sıkışık 2 yahut 3 kat üst üste gelecek şe-

kilde dizilir. Kazanın ağzı kapatılır. Kapağın

üstüne toprak atılır ve katran kazanının içi

ile ilgili işlem tamamlanmış sayılır.

Sıra Katran Ocağının yakılmasında…

Yere dik olarak duran bu kazanın etra-

fında yani dışında ateş yanacaktır. Bu ateş

odun ateşidir. Ateşin etkisinin yüksek ol-

ması kazanı dışarıdan ısıtması için kazan

çevresinde ateşin dönmesini temin amaçlı

bir dış duvar yada kazanı çevreleyecek şe-

kilde taş ve çamurdan duvar - dış kazan

örülmesi gerekir. Bu duvarın –ocağın ka-

zanın yanından çıkan bir bacası ve alttan

odun atılıp ateşlenen kapısı bulunur.

Ateşlemeden sonra bu kapı kapatılır

odun bittikçe açılarak odun atılır ve kazanın

içindeki çıraların öz suyunu ateş ile temas

etmeden bırakmasına kadar işlem sürer.

“Katran kazanında kaynamak” deyimi belki

de buradan gelmektedir. Ateşi dışa verme-

yen bir taş duvar yapı ve onun içinde her

rafı kapalı metal bir kazan üstelik dışında

yüksek ısı ile yanan ateş o sıcaklıkla köz

olan çıralar ve alttaki boru vasıtasıyla son

zerresine kadar sızdırılan ağacın kanı! Kara

katran…

Katranın macerasının ilk bölümü bu nok-

tada büyük kaplara katran aktarılarak biter.

Ama katrancıların macerası durmaz sürer.

Kanı alınan çıraların kalan posası kara

kömür ağzı açılarak soğumaya bırakılır. Kö-

mür kazanının sıcaklığı hayati tehlike yarat-

maktan uzaklaşınca bu kez dirgenler yardı-

mıyla kömür dışarı alınarak kazan boşaltılır.

Dışarıya alınan kömürler su sıkılarak so-

ğutulur ve çuvallanarak satışa hazır hale

getirilip beklemeye alınır. Soğuyan katran

ile kömür ala karlı dağlarda yaşayan ağaç-

ların ulu gövdesinde kan-can iken şimdi ka-

palı varil ile plastik çuvallarda satışa hazır

“mal” olarak ortadadır.

Yaşadıkları yerde bin yıllara meydan oku-

yarak yaşamış ağaçların trajik sonudur bu

bir başka bakışla…

Diğer yandan muhtaç insanlara azda

olsa ekmek-aş kapısı.

Yaşamın gereği midir? Süreç, ekolojik bir

döngü müdür yoksa?

Ya da kim bilir belki de başka bir şey koy-

mak gerekir adına…

" Hikayenin kahramanları, ömrünün son

demlerini yaşamakta olan bu “geleneksel

üretim şeklinin” yaşaması için Denizli’nin

Beyağaç ilçesi Sandıras dağı eteklerinde

yaşatmaya çalışmaktadırlar."

13