Background Image
Previous Page  11 / 44 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 11 / 44 Next Page
Page Background

B

aşı dumanlı, ala karlı dağların etek-

lerinde kalan ormanlık alanlarda

bilge ihtiyarlara benzeyen yaşlı

ağaçların oluşturduğu özel bölgeler var-

dır. Çoğu zaman kendine has olan bu yer-

ler kimi zaman normal ormanın içinde ölü

ağaçlar olarak ayakta durular. Yaşamları

fiziki olarak sona ermiş olan bu değerler

doğanın vereceği kararla yahut insanlarca

yapılacak kesim faaliyetinde yere indirile-

rek fiziki varlıklarını da kaybedeceklerdir…

Artık yere düştükleri andan itibaren ya

odun, ya sanayi için kereste veya çıra ola-

rak anılacaklardır. Çoğu yerde enkaz, çürük,

dikili kuru olarak da tanımlanacaklardır.

Adına ne denirse densin artık onlar “ölü”

bilgelerdir.

Öyle ki yıllar yılı gökyüzüne uzanan dalla-

rı yaşlılıkla beraber tersine dönüp toprağa

doğru eğilmeye başlar bu ağaçların. Bu bir

gözü toprakta olan yaşlı insanlara da ben-

zetilmektedir. “Topraktan geldik toprağa

döneceğiz” felsefesinin kanıtıdır bu görü-

nüş.

Böylesi coğrafyalarda bulunan ekonomik

ömrü bitmiş artık doğaya canlı olarak kat-

kısı olmayan yaşlı ağaçların özleri toprak

olup geri dönmeden önce insanlarca son

bir kez daha ekonomik gelir amaçlı kullanı-

lır. İşte bu noktada özleri yani çırası kalan

enkaz ya da ölü denilen çıralı ağaçlar or-

man içlerinden ayrı bir sistemle toplanarak

ekonomiye kazandırılır.

Katranın kullanım alanları

Bu gün endüstriyel olarak yararlanılmak-

ta olan bu ürünler teknolojinin gelişmediği,

tıbbın ileri olmadığı dönemlerde ilaç ve ilaç

yapımında kullanılan hammadde ve hatta

bizzat şifa amaçlı ilaç olarak değerlendiril-

miştir.

Akdeniz ve Ege bölgesinin birçok yerin-

de ağaçlardan elde edilen katranların keçi

sürüleri, deve sürüleri ve diğer büyükbaş

hayvanların hastalıklarında tedavi amaçlı

olarak kullanıldığı bilinmektedir. Yine daha

özel ağaçlar olan ardıç, andız gibi ağaçların

katranları ise insanlarca (günümüzde de)

ilaç olarak kullanılmaktadır.

KARA KATRAN

Yazı ve fotoğraflar: Zeki AKAKÇA

9