Background Image
Previous Page  7 / 44 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 7 / 44 Next Page
Page Background

A

rtık, " Aylık Mecmua" olma yoluna

giren " Buldan'da Yaşam Gazete-

si"nde bir zaman önce bir yazım

çıkmıştı. O yazımla ilgili bazı arkadaşlarım-

dan hem teşvik eden, hem de tebrik eden

duyumlar aldım. İlkokul öğretmenim Zeki

Ülkü'yü daha tanıtıcı bir yazı yazmam is-

tendi. Bu hususta, bilhassa ilkokul sıra ar-

kadaşım, merhum Eczacı Attila Sayıner'in

ısrarı karşısında hareketsiz kalmam müm-

kün değildi. Ayrıca bana, bu biyografik ça-

lışmada yardım edileceğini de söyledi.

1939 senesi Mayıs ayında, babam, Bul-

dan Özel İdaresi Varidat (Gelir) Memurlu-

ğu'na atandı. Buldan Deresi'nin karşı tara-

fında bir ev kiraladık. Ben 6 yaşındaydım.

İlk çocukluk arkadaşlarımı oralarda edin-

dim. Aynı senenin Eylül ayında Alanyazı

Meydanı'nın yanıbaşındaki 4 Eylül İlkokul'u-

na kaydım yapıldı. Öğretmenim Zeki Ülkü

Bey'di. Sınıf arkadaşlarım arasında Ali Ya-

zıcıoğlu, Turgut Erensoy, Mehmet Başkara-

caoğlu gibi isimler vardı. Sıra arkadaşlarım

ise; şimdi merhum eczacı Attila Sayıner ve

Diş Tabibi Şevki Tan idi. Ben altı yaşında

okula başladım. İlkokul 4. sınıfın ortalarına

kadar, Zeki Bey'in talebesi oldum. Şimdi

düşünüyorum da; hayatta ailemden sonra

en fazla etkilendiğim, hâla zaman zaman

bana öğrettiği bilgilerden yararlandığım,

okuma alışkanlığı edinmeni sağlayan ve

Güzel Sanatlar’dan zevk almama sebep

olan kişi, öğretmenim Zeki Ülkü idi.

Zeki Ülkü Bey (1900-1979); Makedonya

Üsküp'te, iyi eğitim görmüş, orada evlen-

miş, Düyûn-ı Umumiye'de senelerce çalış-

mış Lütfü Bey isminde bir Osmanlı Efen-

disi'nin en büyük oğludur. Kendinden sonra

diğer kardeşleri; Kenan Bey, Zatiye, Leman

ve Melâhat Hanımlar dünyaya gelmiştir.

Tarih kitaplarımızda " Balkan Bozgunu"

olarak okuduğumuz, 1912 Balkan Harbi'n-

de bütün Rumeli topraklarımızı kaybetmiş-

tik. Rumeli'de oturan onbinlerce Türk, çok

zor şartlar altında İstanbul'a göç etmişler

ve Sultanahmet Meydanı'nda bez çadırlar-

da aylarca perişan bir vaziyette kalmışlardı.

Bu zor zamanlarda Lütfü Bey, becerisi ve li-

san bilmesi nedeniyle Düyûn-ı Umumiye'de

iş bulur. Bir müddet İstanbul'da çalıştıktan

sonra ailesini alarak Bursa'ya gelirler. Bir

müddet Bursa'da kaldıktan sonra, Deniz-

li’nin Çal kazasında memur olur.

Kendisi, o günden sonra çocuklarının

eğitimiyle meşgul olmuştur. Lütfü Bey,

Çal'da iken çocuklarından Zeki'yi, Kenan'ı

ve Leman Hanım'ı İzmir Öğretmen Oku-

lu'na gönderip onların öğretmen olmala-

rını sağlayabilmiştir. Daha sonraları Lütfü

Bey ve eşi, Çal'da vefat etmişlerdir. Zeki

Bey'in ve kardeşi Leman Hanım'ın tayin-

leri Buldan'a çıkar. Kenan Bey Denizli'de

öğretmen olur ve senelerce Denizli Gazi

İlkokulu Başöğretmenliği'ni yapar. Zatiye

Hanım, genç yaşta vefat etmiştir. En küçük

kardeş Melâhat Hanım ise; Denizli Devlet

Hastanesi İdare Müdürü Kemal Kabadayı

ile evlenmiştir. Zeki Ülkü Bey, Buldan'da

eşi, Olcay ve Sevim isimli kızları ile seneler-

ce kalmış sonra Denizli İstiklal İlkokulu'na

tayin olmuştur. Oradan emekli olduktan

sonra İzmir'e yerleşmiş ve 1979'da İzmir'de

Hakkın rahmetine kavuşturmuştur.

Gelelim Buldan 4 Eylül İlkokulu'na... 4

Eylül İlkokulu; Alanyazı Meydanı bitişiğin-

de, Mustafa Necati Bey’in Maarif Vekilliği

(Milli Eğitim Bakanlığı) zamanında, Anado-

lu'nun dört bir tarafında yaptırdığı okullar

silsilesinden birisidir. Seksen senedir eğiti-

min hizmetinde olan okulum, zannedersem

bu sene son eğitim yılını sürdürmektedir.

Bundan sonra da " Buldan Müzesi" olarak

hizmetine devam edecekmiş.

En küçük kız kardeşi (gelin) Melahat Ülkü ile (damat) Kemal Kabadayı'nın düğününden bir hatıra. En arkada solda Zeki Ülkü ile yanında kardeşi

Zatiye Ülkü ve onun yanında kardeşi Leman Ülkü görülüyor.

5