gelişmiş şehir kültürünü oluştu-
ran halkların kimler olduğu, bu
dönemlerde Anadolu'da yazının
henüz kullanılmaması sebebi ile
bilinmemektedir. Fakat bu döne-
min son çeyreğinde (yaklaşık ola-
rak M.Ö. 2300) bölgeye Luviler
olarak adlandırılan ve Hititler gibi
Hint-Avrupalı olan kavmin geldi-
ği bilinmektedir. Beycesultan'da
bu dönemde görülen yangın ve
yıkımın sebebi bu kavmin bölgeye
gelmesi olarak gösterilmektedir.
Hitit yazılı kaynakları ve Batı
Anadolu'da tespit edilen Luvi hi-
yeroglif yazısı ile yazılmış kaya
anıtları, bu kavme ait grupların
Batı Anadolu'nun büyük bir kısmı-
na yayıldığını ve M.Ö. 2. binyılda
burada Assuwa, Mira, Kuwaliya,
Seha Nehri Ülkesi, Wiluşa gibi
yerel beylikler kurduklarını gös-
termektedir. Hitit kaynaklarında
"Arzawa Ülkesi" ya da "Arzawa
Ülkeleri" olarak adlandırılan Batı
Anadolu topraklarında kurulmuş
bu beyliklerin lokalizasyonu ile il-
gili henüz kesin veriler elde edile-
memiş olsa da, Beycesultan'ın söz
konusu bu beyliklerden Kuwaliya
Ülkesi’nin başkenti olduğu tah-
min edilmektedir. Beycesultan’nın
M.Ö. 2. binyılın ilk yarısına, Orta
Tunç Çağ dönemine tarihlenen
tabakalarında tespit edilen ka-
musal yapılar buranın önemli bir
şehir olduğunu doğrulamaktadır.
Bu kamusal yapılar içinde en dik-
kati çeken, höyüğün doğu konisi
üzerinde geniş bir alanda açığa
çıkarılan ve "Yanık Saray" olarak
adlandırılan V. tabakadaki yapı
kompleksidir (Res. 3). İlk dönem
İngiliz kazıları sırasında büyük bir
kısmı açığa çıkarılmış olan söz ko-
nusu saray yapısı, portikolu büyük
bir avlunun etrafında inşa edilmiş
mekânlardan ve koridorlardan
oluşmaktadır. İki katlı olduğu
tahmin edilen yapının kuzeyinde,
güneyinde, batısında ve doğusun-
da birer giriş tespit edilmiş olup
ana girişinin henüz kazılmamış
olan güneybatı kısmında olabile-
ceği tahmin edilmektedir. Yıkın-
tılar arasında tespit edilen boya
kalıntıları, söz konusu yapının
bazı mekânlarının, çağdaşı Yakın-
doğu saraylarında olduğu gibi du-
var resimleri ile süslendiğini gös-
termektedir. Etrafı bir sur duvarı
ile çevrelenmiş, oldukça zengin ve
iyi planlanmış bir şehir görünümü
veren Beycesultan'ın bu dönemde
birçok kez Hititlerin saldırılarına
maruz kaldığı ve yıkıldığı tah-
min edilmektedir. Defalarca tek-
rar inşa edilen yerleşim M.Ö. 2.
binyılın son çeyreğine tarihlenen
Geç Tunç Çağ'da da küçük saray
ve ikiz tapınaklar gibi kurumsal
yapıları ile şehir karakterini koru-
maya devam etmiştir. Bu dönemde
yaklaşık 3 metre genişliğinde ve
çakıl döşeli caddelerin doğu batı
(Res. 2) Erken Tunç Çağ Tapınağı (Lloyd and Mellaart 1962 kitabından alınmıştır.)
(Res. 3) “Yanık Saray” (Lloyd and Mellaart 1965 kitabından alınmıştır.)
13