Yemen esaretinde İngilizlere Türk Marşı’nı dinleten millî kahraman:
Denizli’den Yetişen Değerler:
Prof. Dr. Önder GÖÇGÜN
T
arihte, bilinen önde gelen kahra-
manların yanı sıra ismi bilinmeyen,
ya da yeterince duyulmamış olan,
böylece ipek böceği misali kozasını kendi
içinde ören kahramanlar da vardır. İşte
bu yazımızda sizlere tanıtmaya çalışaca-
ğımız önce bandocu, daha sonra da ban-
do şefi olan hemşehrimiz Çallı Hüseyin
Çavuş bunlardan birisidir.
Torunu, değerli meslektaşımız emek-
li öğretim üyesi Yrd.Doç.Dr. Mehmet Ali
Gülel’in verdiği bilgiye göre:
“ Hüseyin Çavuş, Denizli’nin Çal ilçe-
sinin Yukarıseyit Köyü’nde, 1309/1893
yılında doğar. Hayvancılık ve çiftçilikle
uğraşırken, 1910’da ilan edilen sefer-
berlik üzerine, henüz 17 yaşında iken
İstanbul’a, askere gider. Daha sonra,
Yemen’deki Osmanlı Ordusu’na katılır ve
orada askerî bandoya alınır. Okuma yaz-
madan önce müzik notalarını ve “Büylü”
denilen trompet çalmayı öğrenir. Böyle-
ce, zaman içinde askerî bandoda, “Büylü-
cü Hüseyin Çavuş” olarak tanınır ve Baş-
çavuşluğa kadar yükselir.
Askerî bandoda hizmet vererek, çeşitli
yokluklar ve sıkıntılar içinde yedi yıl Ye-
men’de kalır. Sonunda arkadaşlarıyla bir-
likte İngilizlere esir düşer. İki yıl süren bu
esaret hayatı sırasında, İngilizler tara-
fından ellerindeki çalgılarını kendilerine
teslim etmeleri istenir. O arada bando
kumandanı: ‘Artık İngilizlere esir ve tes-
lim olduk. Bundan sonra serbestsiniz, ne
isterseniz yapabilirsiniz! Benim herhangi
bir yetkim kalmadı. Bundan sonra bando
senden sorulur Hüseyin Çavuş!’ der.
Bunun üzerine o da arkadaşlarına: ‘Sı-
cağın altında açlıktan öleceğimize, gelin
isyan edelim de bizi kurşuna dizsinler!’
der. Onlar da böyle bir ölümü daha şeref-
li bulurlar. Bir gün İngiliz karargâhından,
BANDO ŞEFİ
ÇALLI HÜSEYİN ÇAVUŞ
2