Gerek pazar, gerekse alış veriş için
köyden gelenlerin, alacakları eşya-
ları ayrı ayrı koyabilecekleri içini
göstermeyen torbaları olurdu. Me-
sela pirinci pirinç torbasına, şekeri
şeker torbasına koyarlardı. Kimse
kimseye ne aldığını göstermezdi.
Bu hem nazar değmesin diye idi
hem de alan var alamayan var, ayıp
olmasın, göz hakkı olmasın düşün-
cesiyleydi.
O zamanlarda köylülerin çoğu pa-
muk, buğday ya da mısır ekerler ve
bunların çoğunu Tariş’e satarlardı.
Köylüler Tariş’e gidip para alama-
dıkları zaman, bakkala gidip Ta-
riş’ten parayı alamadıklarını, parayı
birkaç gün sonra vereceklerini söy-
lerler ve dedikleri zamanda parayı
getirilerdi. Onlar sözünün eri insan-
lardı, bu yüzden senet gibi şeyler
yapılmazdı, sadece bakkal defterine
yazılırdı. Bakkal ile köylü arasında
itimat tamdı. Kimsenin kimsede 5
kuruş parası kalmazdı. Bu itimat
uzun bir süreçten sonra sağlanırdı.
Bu süreç bakkalın çıraklık döne-
minden başlardı. Çırak mesleğin
inceliklerini, müşteriye nasıl davra-
nacağını, onları nasıl tanıyacağını,
hesabı nasıl yapacağını ustasından
öğrenir, buna ilaveten ciddi bir çev-
re de edinirdi. İnsanlar bakkala ge-
lince bakkal tecrübesi sonucu onun
tipinden, konuşmasından, tanıdığı
birisinin yakını ise simasından ne-
reli olduğunu çıkarabilir, ona göre
tavır alırdı. Hatta bazen gelenlerin
pazarlık edip etmemesinden ya da
pazarlık şeklinden bile nereli oldu-
ğunu, iyi bir müşteri olup olmaya-
cağını tahmin edebilirdi. Bakkallar
fahiş fiyat söylemediklerinden do-
layı pazarlık edenler için “Paranın
galpı, müşterinin sarpı” derler ve
onlara fazla itibar etmezlerdi.
50’lili yıllarda para yerine mecit
kullanımı hâlâ yaygındı. Köylü ka-
dınlar alacakları mal için “bu kaç
mecit?” diye sorarlardı. 20 kuruş bir
mecit sayılırdı. 5 mecit ise bir liraya
denk gelmekteydi. Mecit terimini
daha çok kadınlar kullanırdı. Alış-
verişi çoğunlukla erkekler yapma-
sına rağmen az da olsa kadınlar da
alışveriş yaparlardı.
60’lı yıllarda haftanın belli gün-
lerinde genellikle Cuma sabahları
dükkânlar açılacağı zaman bir hoca
gelir, dua eder ve herkes dükkânını
öyle açardı. O gün daha bereketli
olur daha fazla kazanç elde edilir-
35