60-70’li yıllar bakkallığın
en gözde yıllarıydı ve
Demirciler Caddesi
civarında yaklaşık 15
kadar bakkal dükkânı
bulunmaktaydı. Bu
sayı Kaleiçi’nde daha
fazlaydı. 60’lı yıllarda
Denizli’nin merkezi
Bayramyeri’ydi. Hanlar,
hamamlar, bakkallar,
oteller; işçiler, ameleler
hep burada bulunurdu.
O zamanlarda sayıları
çok fazla olan hamallar
burada hanlarda
yatarlardı. Hamallar,
akşamüstü olunca gelip
bakkaldan bir ekmek
alır, ekmeğin arasına
Sana yağının dörtte
birini koydurur, hana
varınca ekmeği ısıtır
Sana yağını içine sürerek
onu kendilerine öğün
yaparlardı.
1932 yılında Denizli’nin o zaman-
ki adıyla İlbadı Köyünde doğdu.
1953’te askere gidinceye kadar 5-6
yıl bakkal çıraklığı yaptı. Askerden
dönünce yeni açılan Yapı Kredi ban-
kasında 1.5 yıl kadar çalıştı. Sonra
oradan ayrılarak 1959’da kardeşiyle
beraber bakkal dükkânı açtılar. 1962
yılında ise kardeşinden ayrılarak
halen çalıştırmakta olduğu dükkânı
Çardaklı Hüseyin’den kiraladı. Son-
ra işleri iyi gidince dükkânı satın
alarak kendi dükkanını işletmeye
başladı. Eşini 16 yıl evvel kaybeden
Necip YAVUZÇEHRE’nin bir oğlan,
bir kız evladı vardır.
Bu yazımızda, Denizli Kaleiçi ve
civarında 1950’li yıllardan beri Bak-
kallık yapan ve şimdi 86 yaşında
olan Necip YAVUZÇEHRE ile bak-
kallık geleneği hakkında yaptığımız
mülakattan hareketle, 1950 yılından
beri Kaleiçi civarındaki bakkallar
ve bakkallık geleneği hakkında kısa
bilgiler vermeye çalıştık.
Türkiye’de şehir merkezlerinin
çok kalabalık olmadığı, insanların
çoğunun köylerde yaşadığı 1950-
1970 yılları arası, köyde yaşayan
insanlar haftanın belirli günlerinde
alış veriş yapmak amacıyla en ya-
kın şehir merkezine giderlerdi. Bu
yıllarda Denizli’nin şehir merkezi
de Bayramyeri ve Kaleiçi civarıydı.
Bunun sonucu olarak köylülerin
ihtiyaçlarını
karşılayabilecekleri
dükkânlar da buralarda kurulmuş-
tu. Bunlar içerisinde köylülerin en
temel ihtiyaçlarının çoğunu karşı-
layabilecekleri dükkânlar bakkal-
lardı. Bu yüzden köylülerin şehre
gelince uğramadan gitmedikleri
tek yer bakkallardı. 60-70’li yıllar
bakkallığın en gözde yıllarıydı ve
Demirciler Caddesi civarında yakla-
şık 15 kadar bakkal dükkânı bulun-
maktaydı. Bu sayı Kaleiçi’nde daha
fazlaydı. 60’lı yıllarda Denizli’nin
merkezi Bayramyeri’ydi. Hanlar,
hamamlar, bakkallar, oteller; işçiler,
ameleler hep burada bulunurdu. O
zamanlarda sayıları çok fazla olan
hamallar burada hanlarda yatar-
lardı. Hamallar, akşamüstü olunca
gelip bakkaldan bir ekmek alır, ek-
meğin arasına Sana yağının dörtte
birini koydurur, hana varınca ek-
meği ısıtır Sana yağını içine sürerek
onu kendilerine öğün yaparlardı.
Bu hamallar köylerden gelirler, yor-
ganlarını da beraberlerinde getirir-
lerdi. Bakkalların toptancıdan aldığı
malları genellikle hamallar taşırlar-
dı ancak hamalların çoğu inşaat-
larda çalışırdı. Sırtlarına tenekeleri
alıp 3.4. katlara kadar çıkarırlardı.
Yeterince para kazandıktan sonra
Denizli’ye yakın olan köylerine geri
dönerlerdi. Sayıları 10 civarında
olan hanların her birinde yaklaşık
15-20 hamal kalırdı. Bu hanlardan
bazıları, Alibey Hanı, Hancı Osman
Hanı, Okkalı Hanı, Hacı Muhit-
tin Hanı, Tevfik Çavuş Hanı, Arap
Hanı’ydı. Hanlar genelde tek katlı
olurdu ancak 2-3 katlı olanlar da
vardı. 2-3 katlı hanların alt katları-
nın ön tarafları genellikle kahve-
hane olarak, arka tarafları ise ahır
olarak kullanılırdı. Hamallar bu
hanlarda ücret karşılığında aylarca
kalabiliyorlardı. Hanlar genellikle
koğuş şeklindeydi. Geniş bir alan-
da 15-20 kişi yatağını serip yatabi-
liyordu. Handa kalan hamallar alış
verişlerini genellikle bakkallardan
yaparlardı. Onlar bakkalların önem-
li müşterilerindendi.
O yıllarda bakkallar en çok ek-
mek, sigara, çay, şeker ve tahin hel-
vası satarlardı. Sigara olarak en çok
Birinci sigarası ve sarma tütün satı-
lırdı. Bunlar, sonraki adı tekel olan
İnhisarlar İdaresi’nden alınırdı. O
zamanlar sıkı denetim vardı, kaçak
sigara ve kaçak tütün bakkallarda
pek satılmazdı. 60’lı yıllarda za-
man zaman çay, şeker, sigara kıtlığı
olurdu. Tekel bunları sınırlı miktar-
da verir sonra da satılıp satılmadı-
ğını kontrol ederdi. Tekel’in sattı-
ğı ürünler her zaman bulunmazdı
çünkü Tekel bu ürünleri bakkallara
sınırlı miktarda verirdi. Bakkalların
dışında, hanların yanında ve bazı
yerlerde sadece bu ürünleri satan
kişiler de vardı.
Fırıncılar, bakkallara sabah er-
kenden somun ekmeği getirirlerdi.
Asya fırın ve Hasan Abramcı usta
en iyi kara fırın ekmeklerini çıka-
rırdı. Pamukkale ovasında amele
çalıştıranlar bakkallara gelir kara fı-
rın ekmeklerden alır, onları ortasın-
dan yardırır ve içine tahin helvası
koydururlar, dayı başlarına vererek
bunları amelelere dağıttırırlardı. O
dönemlerde Kaleiçi’nde Hacı Bekir-
ler, Cırcıroğlu, Şerbetçioğulları vb.
yerlerde güzel helvalar yapılırdı.
60’lı yıllarda bakkallar mallarını
genellikle Bayramyeri’ndeki top-
tancılardan alırlardı. Küçükadam-
lar, Kanarya, Basmacıoğlu, Baykent,
Özerler, Hasan Beg, Ekinciler vb.
toptancılar malları toptan getirirler
ve bakkallara ipli hamallar yardı-
mıyla dağıtırlardı. Mallar toptan-
cılara kamyonlarla ya da trenle
getirilirdi. 1960-65 yıllarında İsma-
il Niğdeli’nin 5-6 tane, tek araba
da denilen, at arabası vardı. Bu at
arabalarıyla mallar trenden alınır,
Bayramyeri’ne getirilirdi. Bakkal-
lar, toptancılarda istedikleri her şeyi
bulabilirlerdi. Mallar toptancılara
İzmir, İstanbul ve az da olsa Kon-
ya’dan gelirdi. Konya’dan genel-
likle helva gelirdi. Sonraki yıllarda
bazı bakkallar kendi ihtiyaçlarının
bir kısmını İzmir’e gidip kendileri
getirir oldular. Denizli’den sabah
kalkan kömürlü kara tren akşama
doğru İzmir’e varırdı. Austin oto-
büsler de vardı ama onlar Aydın’a
varınca su kaynatmaya başlardı. O
zamanlar yollar çok dardı ve yol-
ların çoğu yerinden iki araba yan
yana geçemezdi. Yolların biraz daha
iyileşmesi ve kamyonların sayısının
33