ilgili hayranlık ifadeleriyle anlatıyı
süslese de, aslında ne olup bittiği
ve nasıl sonuçlanacağı konusunda
çok fazla fikir sahibi değildir. 1908
Jöntürk Devriminde 13 yaşındadır.
20’li yaşlarını geçtiğinde cumhuri-
yet ya da hürriyet fikriyle henüz ta-
nışmaktadır. Belki İttihatçı bir okul-
da okuyor olmak bazı yeni fikirler
konusunda dimağının karışmasına
sebep olmuş olabilir. Ancak bunu
1920’lere gelene kadar herhangi bir
şekilde yansıtmaz. İmparatorluk
veya Ankara hükümeti arasında
yaptığı seçimler kendi ideolojik ter-
cihinden çok, taşradaki gelişmelerin
onu sürüklediği mecralar olmuştur.
Başka açıdan, Ege’nin Yunan işgali-
ne uğraması ve işgale karşı direniş
güçleri örgütlenmesinin zaruret
olarak kendini dayatmasıyla doğal
biçimde Ankara Hükümeti yanında
yer almıştır. Siyasal bilincinin şekil-
lenmeye başlaması, büyük olasılık-
la Mısır esaretinin bittiği 1919 son-
rasına tekabül eder. Sonuç olarak
o klasik bir İttihatçı ya da Kuvvacı
olmamıştır. Haksızlık etmemek için
vurgulayalım, 1914-1920 arasındaki
savaşlarla geçen serüveni ona bu
tür tercihler için fırsat bırakmamış
olmalı. Bundan olsa gerek, sonraları
ulusal düzeyde adına pek rastlan-
mamıştır.
Hulusi Oral anılarını dinlerken,
bu günden geçmişi tanımladığı bö-
lümlerde, bunu Cumhuriyetin inşa-
sı döneminde, özellikle Atatürk’ün
“Nutuk”unda şeması çizilmiş olan
resmi tarihin kalıplarıyla yaptığını
görürüz. Dramatik olan bireysel öy-
küsünün çerçevesi, söz konusu res-
mi bakış açısı içinde, genel tanımlar-
la ama özenle vurgulanır.
Çanakkale Savaşlarında başarılı
bir takım komutanı oluşu, sonraki
askeri görevlerinde sergilediği ce-
saret, Mısır esareti ve Ankara Hü-
kümetiyle 1919 yılından itibaren
sürdürdüğü tereddütsüz işbirliği,
onu Cumhuriyetle birlikte bir böl-
gesel Cumhuriyet kadrosuna, tek
partinin hatırı sayılır yerel eşrafına
dönüştüren mirası olur.
Hukukçu Hulusi Oral
2016-17 yılları boyunca hazırlayıp
yayımladığımız “Denizli Barosu Ta-
rihi” içinde Hulusi Oral adı popüler
biçimde olmasa da, hayli yer bulu-
yor. Kendi anlatımı içinde Baroya
dair bir kayıt yok. Sadece 1930’lu
yıllarda başından geçen mahkeme
serüvenleri var. Oysa daha savaş
yıllarından itibaren örgütçü olarak
etkinliği biliniyor. Muhtelif tarih
kaynakları bunu doğruluyor. Yanı
sıra Denizli Barosunun kuruluşun-
dan itibaren yönetim kademelerin-
de yaklaşık 30 yıl boyunca yer aldığı
bilgisi Baro arşivi ve başka kaynak-
larda yer alıyor.
Hukuktan 1924 yılında mezun
olup zorunlu hizmetini Muğla ve
Buldan’da tamamlıyor. 1926 yılın-
da serbest avukat olarak çalışmaya
başlıyor. O yılın Aralık ayında 1153
numarayla Avukatlık Ruhsatı sahibi
oluyor. 1924 tarih ve 460 sayılı Mu-
11- Avukatlık Kanunu. “Muhamat” sözcüğü 1926 yılında yapılan değişiklikte yerini “Avukatlık” sözcüğüne bırakıyor.
“Denizli Barosu Tarihi”
içinde Hulusi Oral adı
popüler biçimde olmasa
da, hayli yer buluyor.
Kendi anlatımı içinde
Baroya dair bir kayıt
yok. Sadece 1930’lu
yıllarda başından geçen
mahkeme serüvenleri
var. Oysa daha savaş
yıllarından itibaren
örgütçü olarak etkinliği
biliniyor. Muhtelif
tarih kaynakları bunu
doğruluyor.
Karahayıt Aziziye Tayyare Bayramı 1 Ekim 1939
Çal Süller Keşfi 9 Mayıs 1935
28