çok partili sisteme geçiş, üç askeri
darbe ve beş ayrı Anayasa görmüş
sayılı kent okumuşlarındandır. Sa-
dece bu sebeplerden, dikkate değer
bir hayatın tanığı olarak yaşadıkla-
rının izi sürülmesi gerekir.
Oral’ın hikayesi, Osmanlı’nın
son dönemi ve Cumhuriyet döne-
mi Denizli tarihi açısından oldukça
önemli detaylara sahip. Yaklaşık 20
yıl kadar önce Prof. Dr. Necati İn-
ceoğlu tarafından derlenen ve De-
nizlili Çanakkale şehitlerini anla-
tan “Siper Mektupları”ndan sonra,
alanında o yılları yaşayan ilk tanık
kayıtlarından biri.
Ayrıca Denizli yakın siyasi tari-
hinin şekillenmesini ve Kurtuluş
Savaşı dönemi yerel meclislerinin
oluşmasını belgeleyen kayıtlardan
belki de birinci el kaynak olarak ka-
bul edilmeli.
Ses Kaydını Kim Yaptı?
Hulusi Oral’ın kendi sesinden ha-
yat hikayesini 1973 yılında torunu
Hulusi Teoman Oral yaptı. Dede-
sinin adını taşıyan Hulusi Teoman
Oral, beş dönem mecliste Denizli’yi
milletvekili sıfatıyla temsil eden ilk
Enerji Bakanı Hüdai Oral’ın oğlu.
Ancak kayıt bu güne kadar aile ar-
şivinde kalıp gün yüzüne çıkmadı.
Aile ile Hulusi Oral Evi yangını ve-
silesiyle yaptığımız görüşmelerde
ilk kez gündeme geldi. Kaydın ya-
yınlanmasına izin verdiler.
Kaydın çözümünü 2018 Ocak-Şu-
bat aylarında yayıma hazırlarken
anlatının akışına müdahale etme-
dik, aslına sadık kaldık. Bunun bir
sebebi kaydın belgesel değere sahip
olması. Diğer nedeni ise, anlatıcı-
nın üzerinden bir asra yakın zaman
geçmiş olay ve olguları olağanüs-
tü berrak bir bellek ve düzgün bir
anlatımla dile getirmesi. Tarihleri,
kişileri, mekanları ve olayları tuval
üzerine resmeder gibi betimlemesi.
Gündelik konuşma diline özgü dev-
rik cümle dışında neredeyse hiç an-
latım bozukluğu yok. Akıcı bir dili
var, zeki bir insan ve zekası hikaye-
sini kayda okuduğu 77 yaşında hala
ilgi uyandıracak denli parlak bir iz
bırakıyor.
I. Osmanlı Denizli’sinden
Cumhuriyet Denizli’sine
Osmanlı’nın son dönem Denizli’si
kozmopolit bir etnik yapıya sahipti.
Tüm Ege’nin benzer yapıda olduğu
göz önüne alındığında, kentin bu
özelliği şaşırtıcı değil. Ayrıca tarih-
sel geçmişinin son yüzyıla taşıdığı
yerleşme ve yaşam kültürleri ile bir-
likte düşünüldüğünde, o dönemin
Denizli’si anlaşılır hale gelecektir.
Etnik/kozmopolit yapının kent
coğrafyasının bütününe ait olma-
dığı, çeşitli kaynaklar ve hatıra, bel-
gesel türü yayınlarda okunabiliyor.
Etnik özelliği daha çok merkezde
temerküz etmiş çoklu bir yapıydı.
Taşra yerleşmelerinde; kazalarda,
nahiyelerde veya köylerde giderek
azalan, çoklu milli niteliğini din-
sel inanç farklılıklarına bırakan bir
yapı! Ancak yine de kentin yakın
hinterlandında (örneğin Honaz,
Sarayköy gibi) farklı milliyetlere ai-
diyeti olanların ciddi topluluklara
sahip oldukları biliniyor.
Kentin kırsal bölgeleri zaman
içinde, XVI. yüzyıldan itibaren To-
roslar ve diğer bölgelerden farklı ta-
rihlerde göçle gelen Türkmenler ve
Yörüklerin giderek baskın nüfuslu
değişimine uğramıştı. Nüfus sey-
rinde meydana gelen bu değişiklik-
leri sürgünler, salgın hastalıklar ve
24