Previous Page  26 / 44 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 26 / 44 Next Page
Page Background

çok partili sisteme geçiş, üç askeri

darbe ve beş ayrı Anayasa görmüş

sayılı kent okumuşlarındandır. Sa-

dece bu sebeplerden, dikkate değer

bir hayatın tanığı olarak yaşadıkla-

rının izi sürülmesi gerekir.

Oral’ın hikayesi, Osmanlı’nın

son dönemi ve Cumhuriyet döne-

mi Denizli tarihi açısından oldukça

önemli detaylara sahip. Yaklaşık 20

yıl kadar önce Prof. Dr. Necati İn-

ceoğlu tarafından derlenen ve De-

nizlili Çanakkale şehitlerini anla-

tan “Siper Mektupları”ndan sonra,

alanında o yılları yaşayan ilk tanık

kayıtlarından biri.

Ayrıca Denizli yakın siyasi tari-

hinin şekillenmesini ve Kurtuluş

Savaşı dönemi yerel meclislerinin

oluşmasını belgeleyen kayıtlardan

belki de birinci el kaynak olarak ka-

bul edilmeli.

Ses Kaydını Kim Yaptı?

Hulusi Oral’ın kendi sesinden ha-

yat hikayesini 1973 yılında torunu

Hulusi Teoman Oral yaptı. Dede-

sinin adını taşıyan Hulusi Teoman

Oral, beş dönem mecliste Denizli’yi

milletvekili sıfatıyla temsil eden ilk

Enerji Bakanı Hüdai Oral’ın oğlu.

Ancak kayıt bu güne kadar aile ar-

şivinde kalıp gün yüzüne çıkmadı.

Aile ile Hulusi Oral Evi yangını ve-

silesiyle yaptığımız görüşmelerde

ilk kez gündeme geldi. Kaydın ya-

yınlanmasına izin verdiler.

Kaydın çözümünü 2018 Ocak-Şu-

bat aylarında yayıma hazırlarken

anlatının akışına müdahale etme-

dik, aslına sadık kaldık. Bunun bir

sebebi kaydın belgesel değere sahip

olması. Diğer nedeni ise, anlatıcı-

nın üzerinden bir asra yakın zaman

geçmiş olay ve olguları olağanüs-

tü berrak bir bellek ve düzgün bir

anlatımla dile getirmesi. Tarihleri,

kişileri, mekanları ve olayları tuval

üzerine resmeder gibi betimlemesi.

Gündelik konuşma diline özgü dev-

rik cümle dışında neredeyse hiç an-

latım bozukluğu yok. Akıcı bir dili

var, zeki bir insan ve zekası hikaye-

sini kayda okuduğu 77 yaşında hala

ilgi uyandıracak denli parlak bir iz

bırakıyor.

I. Osmanlı Denizli’sinden

Cumhuriyet Denizli’sine

Osmanlı’nın son dönem Denizli’si

kozmopolit bir etnik yapıya sahipti.

Tüm Ege’nin benzer yapıda olduğu

göz önüne alındığında, kentin bu

özelliği şaşırtıcı değil. Ayrıca tarih-

sel geçmişinin son yüzyıla taşıdığı

yerleşme ve yaşam kültürleri ile bir-

likte düşünüldüğünde, o dönemin

Denizli’si anlaşılır hale gelecektir.

Etnik/kozmopolit yapının kent

coğrafyasının bütününe ait olma-

dığı, çeşitli kaynaklar ve hatıra, bel-

gesel türü yayınlarda okunabiliyor.

Etnik özelliği daha çok merkezde

temerküz etmiş çoklu bir yapıydı.

Taşra yerleşmelerinde; kazalarda,

nahiyelerde veya köylerde giderek

azalan, çoklu milli niteliğini din-

sel inanç farklılıklarına bırakan bir

yapı! Ancak yine de kentin yakın

hinterlandında (örneğin Honaz,

Sarayköy gibi) farklı milliyetlere ai-

diyeti olanların ciddi topluluklara

sahip oldukları biliniyor.

Kentin kırsal bölgeleri zaman

içinde, XVI. yüzyıldan itibaren To-

roslar ve diğer bölgelerden farklı ta-

rihlerde göçle gelen Türkmenler ve

Yörüklerin giderek baskın nüfuslu

değişimine uğramıştı. Nüfus sey-

rinde meydana gelen bu değişiklik-

leri sürgünler, salgın hastalıklar ve

24