Previous Page  15 / 44 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 15 / 44 Next Page
Page Background

tık, benim arabamla gittik, 15 gün gezdik

Türkiye’yi. Ne Tatvan’ı ne Ağrı’sı kaldı ama

önce ülkemi öğrendim sonra bütün dünyayı

bitirdim. Ondan kendimi çok mutlu hisse-

diyorum.

Denizli’ye geldiğimde daha önceki bilgi-

lerime ilaveten feyz aldığım kişilerin başın-

da; Raşit Özkardeş, Hacı Münir Kuyumcu

bulunmaktadır. Bize akran olarak ta kazan-

dıklarım Fuat Özen, Yüksel Kaşıkçı, Abdül-

gaffar Nemutlu, Şevket Karakurt, Coşkun

Önen ve daha pek çok Denizlili hemşehri-

lerimiz. Gerek Denizli merkeziden gerekse

Denizli dışından gelmiş arkadaşlarımızdan

oluşan ekiplerimiz iddia ediyorum Türkiye

genelinde bir numaralıdır. Türkiye’nin başka

şehrinde bu kadar başarılı dernekçiliği bir

şehre oturtan, güven kazanan, hem Deniz-

lilerin hem de dıştaki Türkiyelilerin indinde

büyük itibar kazanan başka var mıdır bile-

miyorum.

Hayatta en büyük hatam sigaraya alış-

maktır. Toplam 20 sene içtim. Arada 5

sene 7 sene bıraktığım zamanlar oldu. O

beni kurtarmış, zarar vermedi. Kesinlikle si-

garaya hayır; hem eczacı olarak hem de iç-

miş birisi olarak söylüyorum bunu. En güzel

zamanınızda bir sigara yakıyorsunuz, içi-

yorsunuz, keyif veriyor, işiniz bitiyor. Sigara

içmediğiniz zaman ise dışarıdaki güzellikle-

ri keşfediyorsunuz.

Denizli’deki pek çok değerli aileyi takdir

ederim. Denizli'nin insanı dürüst, şerefli ve

çalışkandır. Şimdi gördüğüm nesil babala-

rını, dedelerini geçti. Çok daha güncelleşti,

çok daha modernleşti, modern dünyaya

ayak uydurdular. Bunların başında da ben

Ali Bey’i ve İsmet’i (Abalıoğlu) gösteriyo-

rum. Ali Bey ile İsmet Bey’i fevkalade tak-

dir ediyorum. Her yerde anlatıyorum, örnek

olarak veriyorum. Şahane işler yapıyorlar.

İşte asıl zenginlik bu.

Kuruluşundan iki sene sonra İzmir SEV

Vakfı’nda yer aldım.

İzmir Denizlililer Derneği’nde kurucu idim.

İzmir Buldanlılar Derneği’nde kurucu değil-

dim ama ilgilendim.

Kendime olan güven duygum çok yüksek.

Hiçbir zaman kendime limit koymadım.

Azimle, hırsla ayakta kalmaya çalıştım. İn-

sanları tanımayı, dostluk kurmayı çok se-

viyorum. Belki de sağlığımı, neşemi, uzun

yaşamamı bunlara borçluyum.

Sporla her zaman bütünleştim. Dün-

yanın, doğanın, dost insanların hayranı

oldum. Dünyanın en güzel şehirleri neresi

derseniz; Buldan, İzmir, İstanbul, Çeşme’dir.

Bu da memleket sevgisinden geliyor yani.

Bir çocuk var, Mardin’den gelmiş. 30 yaş-

larında, Çeşme’de benzin istasyonunda

çalışıyor, adı Mehmet. Ben şimdi benzin

almaya gidiyorum. Çağırıyorum “Mehmet!

Nasılsın oğlum?” “İyi yanından görüyorum

abi” diyor. Biz de her zaman iyi yanından

görmeliyiz!

Buldan Platformu

Buldan’ın aşığıyım. Çünkü doğduğum-

dan yirmi yedinci yaşıma kadar Buldan’da

yaşadım. Babamın eczanesi sebebi ile.

Ancak talebe olarak gidiyorduk, geliyor-

duk. Yine Buldan’da kalıyorduk. Askere gi-

dip geliyorduk, yine Buldan’da kalıyorduk,

hep Buldan’la haşır neşirdik. Buldan’ın

taşını, kuşunu, toprağını; Yayla Gölü’nden

tut Tripolisine varıncaya kadar her yerini

bilirim, hep beraber büyümüşüzdür. Yirmi

yedi yaşından sonraki gerek Denizli gerek

İzmir’deki yaşamımda her fırsatta Buldan

özlemi çekmişimdir. Hep Buldan’ın etki-

sinde kalmışımdır. Oraya bir an önce git-

mek istemişimdir. Hatta Buldan’da benim

mezarım kazılı, yapılı, üzeri toprak örtülü

tümsek olarak. Üzerine bir taş koyuverin

yeter diyordum. O kadarcık yani. Bir taş ko-

yuverin, üzerine “Atilla Sayıner” yazın kafii,

başka bir şey istemiyorum. Ama bakıyorum

son zamanda benim gibi Buldan özlemi

çekenler çok. Zamanında Buldan’dan yok-

luk içinde ayrılmışlar, dışarıda kazanmışlar,

sadece kazanç değil itibar kazanmışlar, bü-

yük işler yapmışlar, bürokraside, sanayide,

ticarette ve hariciyede görev almışlar… Bu

arkadaşları bir araya getirip, Buldan’da bir

platform oluşturalım, bunların tecrübele-

rinden yararlanalım düşüncesindeyiz. Bul-

dan’ın çünkü gizli kalmış bir sürü hazineleri

var. Buldan Yayla Gölü, kuş cenneti, Tripolis

tarihi hazinesi, el sanatları, eski Buldan ev-

leri var, yüzün üzerinde. Merkez Efendimiz

var, Buldan Sarımahmutlu doğumlu. Ayrıca

sularımız çok güzel, ekolojik tarıma çok

müsait. Biz Buldan’ın değerlerini saydık, 37

madde çıktı. Bu 37 maddeyi işlemek için bir

platform oluşturduk. 35 kişilik kurucular he-

yetimiz var. Ayrıca da 110 kişilik danışma

konseyimiz var. Çünkü bu kurucular heyeti-

ne giremeyen bir sürü Buldan’lı dostumuz,

kardeşimiz gönül koydular bize. “Biz neden

yokuz?” diye. “Siz de, danışma konseyinde-

siniz.” dedik. Hanımlar kolu var, 20 kişilik.

Gençler kolu var, o sonsuz. 100 de olur 500

de olur, hepsi Buldan’a hizmet edecek. Ha-

zırda bunlar. Başdanışmanlar oluşturduk,

Buldan’a hizmet verebilecek. Buldan’ı bilen,

zamanın valilerini, maliyecilerini, sanayici-

lerini topladım. Şimdilik yedi tane başda-

nışmanımız var. Bunlar eski valilerimizden

Münir Güney, İsmail İyilikçi, Şadan Gökovalı,

Hurşit Şen, Cengiz Bektaş, Önder Göçgün.

Valimiz, Denizli Belediye Başkanımız ve

Rektörümüz fevkalade ilgi gösteriyorlar.

Onlar da bizim doğal ve şeref üyemiz. Bü-

tün Türkiye’deki ilçelere, bu bizim teşebbü-

sümüzü örnek olarak bildirmeyi istiyorlar.

En başta turizm. El sanatları, çok ilerleye-

cek. Platformun ben onursal başkanıyım.

Diğer arkadaşlarımız da kendilerine göre

güzel görevleri var. Büyük bir huşu ve zevk-

le platformu devam ettireceğiz. Buldan

Platformundaki sloganımız: “Toprağından

oluştuğumuz, toprağı olacağımız sevgili

Buldan’ımıza hizmet etmekten büyük onur

duyuyoruz.”

“Hayat; daima yeni limanlara açılacak bir rıhtım sunar insanlara.

Yeter ki, irade ve umut yaşam boyunca var olsun.”

13