Background Image
Previous Page  20 / 44 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 20 / 44 Next Page
Page Background

18

Tezgahta 7'den 70'e herkese iş var…

Buldan için İstanbul'dan çarpan kalplerin buluşma

noktası; İstanbul Buldanlılar Derneği. 1994 yılında

kurulan derneği, geliştirmek ve verimli hale getirmek

için büyük çaba harcayan, Dernek Başkanı Rahmi

Terzioğlu, Sultanhamam'daki ticarethanesinde, Dernek

Başkan Yardımcısı Mustafa Uslu ile birlikte Buldan'ı ve

Buldan insanını, dönemin sosyal yaşantısını anlattı

bizlere.

1935 doğumluyum. Buldan'dan 1950'de Lise eğitim

için ayrıldım. 1954'te de lise bitti İstanbul'a geldim,

İktisat Fakültesi'nde okudum. Beş kardeşim vardı. 7

kişilik bir aileydik. Babam dokumacıydı. Annem de

dokumacılık yapar ve evin her işini görürdü. Buldan'da

ana meslek dokumacılık olduğu için babalar evlatlarına

da dokumacılığı öğretirdi. Bizler babalarımızdan

öğrendik. Haşıl, çözgü, taraktan geçirme, dokuma,

işleme. Her aşama öğrenilir. Anne, baba, çocuklar

İstanbul Buldanlılar Derneği

Rahmi Terzioğlu:

hepsi iş bölümü çerçevesinde kendine görev bulur. Ben

masır sarardım mesela. Daha küçük çocuklar koza

(saçak) yapardı. Okul dışı vakitlerde bir görev mutlaka

vardır. Dokumaların işlemecilere dağıtılması da

çocukların işidir. Yaşlılar da boş durmaz, koza yapar.

Masır sararlardı. Yani her yaşa göre iş vardır.

Yaş bakla çıksın. Düğün zamanı gelsin.

Eğlence denince düğünler geliyor aklıma. Çalgıcılar

gelir oyunlar oynanırdı. Sonra orkestralara dönüştü.

Ama yöresel zeybek mutlaka oynanırdı. Ama bütün aile

beraber gitmezdi, temsilciler giderdi aileden. Düğünler

sonbahar ve ilkbaharda yoğunlaşırdı. Yaş bakla çıksın

denirdi düğün zamanı için. Çünkü yaş baklanın çıkışı

bolluk zamanını temsil ediyor. Patlıcan dolması, keşkek,

kuru fasulye, helva, bulanbaç (tatlı), düğün yemeğiydi.

O zamanlar, 18 yaşlarına gelen oğlan nişanlanır.

Kızlarda bu yaş 15-16'dır. Her aile birbirini tetikler,

örnek alır. Şu evlendi, bizimki de evlensin gibi. 25-27

Buldan'da kocaoğlandır, yani evlenmekte gecikmiştir.

18-19-20'de bu iş bitmelidir. Ama şimdi her şey değişti.

Kızlar oğlanlar okulda tanışıyor. Eskiden ortaokul mu

vardı. Eskiden oğlan kızı görmez, elini sıkmazdı, ayıptı.

Uzaktan görürdü herkes birbirini.

El tezgahında geleneksel dokuma anı.

Fot: Velittin Kalınkara