

27
burs tahsis etmiş ve bu ülkeleri Tayland ve Türkiye olarak
saptamıştı. Milli Eğitim Bakanlığı bu öğrenciyi
belirlemek için üniversitelerin sosyal bilimlerle ilgili
fakültelerinden birer öğrenci bildirmelerini istemiş ve
seçilmiş bu öğrenciler arasında bir sınav düzenlenmişti.
Siyasal Bilgiler Fakültesi beni aday göstermişti. Ben Milli
Eğitim Bakanlığı'nın açtığı sınavı kazanarak Amerika'ya
gittim ve orada Kaliforniya Eyaleti'nde Claremont Men's
College isimli fakülteden 1957'de mezun oldum.
Türkiye'ye döndüğümde İçişleri Bakanlığı'na
başvurarak maiyet memuru olmak istediğimde Milli
Eğitim Bakanlığı'ndan diplomanın denkliğinin
Tanınmasını istediler. Milli Eğitim Bakanlığı, beni nasıl
Amerika'ya gönderdiğini hatırlamadan diplomada
fakülte adının “College” kelimesi içerdiğini bunun
fakülte sayılmayacağını, kolejin lise olduğunu, benim
Siyasal Bilgiler Fakültesi'nin üçüncü sınıfından
eğitimime devam etmem gerektiğini söyledi. Böylece
bizim artık kendi başımızın çaresine bakmamız
gerektiğini anlamış oldum. O yıllarda Türkiye'de
İngilizce bilen insan azdı. Denizli Ticaret ve Sanayi
Odası'ndan almış olduğum Muhasiplik Diploması ve
İngilizce bilgim sayesinde Türkiye'de petrol arayan
şirketlerde ve diğer şirketlerde yüksek ücretlerle kolayca
iş bulabiliyordum.
-Buldanlıların okumaya karşı olan yaklaşımları
nasıldı? Bunu neye bağlıyorsunuz?
Buldan'da çocuklarının okumasını ve bir meslek sahibi
olmasını isteyen aileler daima olmuştur. Bunun
sebepleri arasında Buldan'ın temel geçim kaynağı
olagelmiş dokumacılığın geçirdiği sıkıntılı dönemlerin
rolü büyüktür. Özellikle alternatif ekonomik uğraş
sahası olarak tarımsal arazinin kıt oluşu bu eğilimi
desteklemiştir. Buldan gençleri de Halkevleri tarafından
düzenlenen okuma, müzik, tiyatro gibi faaliyetlerde de
daima aktif olmuşlardır.
-Türkiye'nin okumuşa çok ihtiyacı olduğu yıllarda
okumanıza rağmen Türkiye'de kalmamanızın
sebepleri nelerdir?
Benimmeslek hayatımın 15 yılını yurt dışında geçirmiş
olmamın ilk sebebi politikacıların baskısı. İkinci sebebi
de çocuklarımın istedikleri mesleklerde tahsil
yapmalarının yurdumuzda mümkün olmayışıdır.
Politikacıların, Devlet İstatistik Enstitüsü'nde
gerçekleştirmeye çalıştığım çağdaş veri toplama ve
değerlendirme sistemini denkleme yerine orayı
tanıdıklarının bir ekmek kapısı olarak kullanma arzuları
karşısında oradan ayrılmak zorunda kaldım. Bilgimi ve
tecrübemi yurtdışında değerlendirdim. Çocuklarım
üniversite giriş sınavlarında istedikleri başarıyı
gösteremedi. Benim Yurt içindeki gelirimle onlara yurt
dışında eğitim sağlamam mümkün değildi. Onun için
yurtdışına ikinci kez gitmem gerekti.
-Yurt dışından baktığınızda Buldan'ı nereye
koyarsınız? Size göre ne gibi değerleri vardır? Ne
gibi engelleri vardır?
Buldan'ın insanlarının yaratıcılık vasıfları vardır. Fakat
bu vasıf ferdiyetçilik arzusunu aşmakta zorlanmaktadır.
Onun için yaratıcılık vasıflarını ortaklaşa kullanmaları
bakımından gerekli ortamın ortaya konulmasında yeni
hamlelere ihtiyaç duyulmaktadır. Kanımca bu
hamlelerin biri, İsmet İnönü'nün çocukluğunun geçtiği
ev gibi Buldan'ın eski binalarını ve Yayla Gölü'nü ön
plana çıkaran bir turizm hamlesi olabilir. Diğer bir
hamle günümüzdeki teknolojik ilerlemeler ve değişen
talepler ışığında Buldan Bezi, ipekli yarım gibi
geleneksel tekstil ürünlerinin yeniden projelendirilmesi,
üretilmesi ve değerlendirilmesi olabilir. Bu amaçla
Asya'daki Türk Devletleri'nde görülen mahalli desenler
yanında bazı Güney Amerika ülkelerindeki tekstil
ürünleri incelenebilir diye düşünüyorum. Diğer bir
hamle, tatlısu balıkçılığı olabilir. Bu hamleler için gerekli
yatırımların yapılmasında şahıslar ve devlet organları
işbirliği yapmalıdır.