Background Image
Previous Page  33 / 44 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 33 / 44 Next Page
Page Background

31

Kapakta yer alan yeşil Buldan manzarası, kitabın isim

kaynağını açıklıyor. İç kapakta yer alan kitabın; “yöreye

ilişkin tüm konuların dile getirildiği ilk emsâlsiz kitap”

ifadesi ise bir hayli iddialı bir başlangıç olarak dikkatimizi

çekiyor. Kitabın yazarı İbrahim Şen, Buldan Adliyesi'nde

Zabıt Kâtipliği yapmış olan biri. Üç yılda yazıldığı belirtilen

kitapta iddialı girişe rağmen İbrahim Bey kendisini bir tarih

meraklısı olarak tanımlıyor ve eksiklerinin olabileceğini ilk

kez vücuda getirdiğim bu eserimdeki kusurlarının iyi

niyetine bağışlanmasını diliyor.

Kitapta da belirtildiği üzere yazar; eseri kaleme alırken

“yörenin öğretmenlerin, İstanbul ve Ankara'da okuyan

Buldanlı öğrencilerin yardımına başvurduğunu ve Buldanlı

hemşehrilerinin canlı tanıklığından faydalandığını” dile

getiriyor. Kitabın kaynakça bölümüne baktığımız zaman ise

Fahri Akçakoca'nın 1937 ve 1945 yıllarında yazdığı

Denizli Tarihi, Denizli Uyarma ve Uygarlaşma Derneği'nin

1964 yılında yayınladığı Denizli isimli kitap, Denizli Lisesi

Tarih öğretmeni Tarhan Toker'in 1961'de yazdığı Denizli

Tarihi adlı kitabı karşımıza çıkıyor.

Yazar, Buldan tarihini yazma konusunda işinin ne denli

zorlaştığını yardımcı olacak belgelerin nasıl ortadan

kaybolduğunu “1946 senesinde Hükumet Konağı yandı,

büyük kabristanlığın kaldırılması esnasında da yazılı mezar

taşları alınarak inşaatlarda kullanıldı” cümleleri ile dile

getiriyor.

Kitapta ilk olarak, Buldan'ın ilk yerleşim merkezi olan

Çağış mevkine; -eski ismi ”Çarşambay-ı Lâzikiye'ye-

Türklerin gelmeleri ve burayı yurt edinmeleri ele alınmış.

Yöre, Bizans hakimiyetinde iken daha sonra sırasıyla

Selçuklu Türklerine ve daha sonra da Germiyanoğulları

hakimiyetine geçmiş. Yazar, “Osmanlı hükümdarı Osman

Gazi'nin; Buldan'da dokunan kırmızı şallardan elbise

yaptırıp giydiği rivayet olunmaktadır” diyerek şehrin

dokumacılığına ilişkin tarihçe de belirtmiştir.

Kitapta; şehrin isminin kaynağına ilişkin farklı rivayetler

ortaya konmuştur. Bunlar arasında “Çarşambay-ı lazkiye

halkının 'bol don' giymeleri, eşkıyalardan kaçarak

bulundukları bölgeye yerleşmelerinden dolayı 'bulda al'

denmiş olması” en ilginç olanlarıdır.

Buldan'ın Yunanistan tarafından işgal edildiği günlere

de değinen yazar konuyla ilgili olarak “işgal üzerine eski

Kuva-yi Milliye Reislerinden Hacı ağa Osman efendinin

BULDAN İLÇESİ'Nİ 1969 BASKILI

“YEŞİL BULDAN” KİTABI'NI OKUYARAK

TANIMAYA BAŞLAMAYA NE DERSİNİZ?

Serap CEREZCİ

başkanlığında, Vefa Uz, Salih Peker, nüfus memuru

İbrahim, Emlak Kâtibi Ali ve Avukat Sadettin gibi yörenin

önde gelenlerinden bir komite kurulduğunu belirtmekte ve

komitenin hazırladığı raporların, Sarayköy Jandarma

Komutanı Tahsin Bey aracılığı ile Kemal Paşa'ya

ulaştırıldığından” bahsetmektedir.

Yunan askerinin çekilmeye başladığı sırada yaptığı

katliam ise, bu cinayetlere şahit olmuş ve şans eseri yaralı

olarak kurtulmuş Narlıdere Köyü'nden Bekir Aytekin ve

Mehmet Demirkan'ın tanıklığı ile anlatılmış.

Yazar şehrin geçmiş dönem tarihinden sonra, kitabın

yazıldığı dönem olan altmışlı yıllara ait, kendisinin bir

parçası olduğu Buldan Adliye'sine ilişkin bilgiler veriyor.

Adliyede en çok görülen davaların orman ve trafik

suçlarına ilişkin olduğunu belirtiyor ve ekliyor; köylerde

ortadan hâlâ kalkmayan başlık parası nedeniyle kız

kaçırma davaları da halihazırda mevcuttur.

Ulaşabildiği 1907-1916 yıllarından başlamak üzere

yörede belediye başkanlığı yapanları ve bu başkanlar

döneminde halka sunulan hizmetlerin sıralandığı kitap da;

ayrıca 1969 yılında yörede bulunan Milli Eğitim'e bağlı

okullar ve kütüphane de belirtilmiş.

Sosyal hayata ilişkin kitapta dikkatimizi çeken renkli

noktalara gelince: Erkeklerin; bilhassa gençlerin, ütüsüz

kıyafet giymeyişleri, kadın giyiminde genellikle manto ve

eşarbın tercih edildiği, ancak ipekli üslük ve peştemalin de

çok olduğu ve her cumartesi, pazar sinemanın yalnız kadın

ve çocuklara hizmet vermesi ve belki de ilginç gelenek

olarak, düğünlerde damatların genellikle gelin alma

merasimine katılmayıp evde gelini beklemeleri bunlardan

bazıları...

Buldan'ın tarımı, ormancılığı, dokumacılığı, coğrafyası,

köyleri ve mahalleleri, Buldan'a özgü şarkı, türkü şiir ve

maniler de bu küçük kitapçık içerisinde yerini bulmuş

görünüyor.

Her sayfasının altına, Buldan'a ilişkin bir özlü söz

iliştirilmiş olan bu kitap, Buldan'ı konu edinmek ve

araştırmak isteyen araştırmacının başvurabileceği;

yazarının da belirttiği üzere tamamen amatörce ancak

içtenlikle derlenmiş ve bazı bölümlerinde canlı tanık

kullanılarak hazırlanmış bir başlangıç kitabı.