Background Image
Previous Page  37 / 44 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 37 / 44 Next Page
Page Background

K

aleiçi’nin Dörtçeşme Kapısı

tarafından girişinde insan-

ların pek fark etmediği büyükçe bir

çınar ağacı vardır.

Bu ağacın altı 1950’li yıllara ka-

dar, özellikle yaz sıcaklarında pazar

kurulduğu günlerde pazarcıların ve

pazara alış verişe gelen insanların

soluklanma yeridir. Pazar kurulma-

dığı günlerde ise Kaleiçi esnafının,

altında oturup çay kahve içtiği ve

sohbet ettiği koyu gölgeli özel bir

mekândır.

Denizli halkının kavak da dediği

bu çınarı diğer çınar ağaçlarına göre

özel ve önemli kılan yanı, yüklenmiş

olduğu farklı bir görevdir.

1952-1953 yıllarına kadar bu

çınar, Kaleiçi ve çevresindeki kasap-

ların, etlerini soğutmak ve saklamak

için kullandıkları bir nevi buzdolabı

ihtiyacını karşılamıştır. Havanın sı-

cak olduğu yaz aylarında kasaplar,

akşam olup da dükkânı kapatma sa-

atleri gelince, dükkânlarında olan et-

leri toplayıp doğruca çınarın yanına

varırlar ve çınar ağacında çakılı olan

kancalarından sarkan ipin ucundaki

kancaya etlerini takıp ip vasıtasıyla

eti yukarı çekerlerdi. Böylece et hem

hırsızlar ve hayvanlardan korunmuş

olur, hem de çınar yüksekte oldu-

ğu için serinlikte muhafaza edilmiş

olurdu. Etler kale kapıları kapanma-

dan çınara asılır, kapı kapandıktan

sonra da bekçiler tarafından sıkıca

korunurdu.

Çınarda hemen her kasabın ken-

dine mahsus bir kancası vardı. Ne

zamanki 1952-53 yıllarında buzdo-

lapları çıktı, emektar çınar da bünye-

sinde korumuş olduğu etleri kapalı

mekânlardaki soğuk kutulara dev-

retmek zorunda kaldı.

Buzdolabına girip çıkan etlerin

lezzetiyle, doğal ortamda dinlenen

etlerin lezzeti arasındaki fark da her

ikisini de tatma şansı yaşayan kişi-

lerin ağızlarında hoş damak tadı, di-

mağlarında da hoş bir hatıra olarak

durmaktadır.

Yaşlı çınar ise, gövdesine saplan-

mış olan kancaları, hüzünlü bir şe-

kilde taşımaya devam etmekte, her

şeye rağmen hâlâ koyu gölgesiyle

kendisini tanıyan vefâlı dostlarına ve

geçmişi bilmeyen ziyaretçilerin göv-

desindeki çivilere yönelik anlamsız

bakışları arasında yeni konuklarına

hizmet etmeye devam etmektedir.

Yolunuz bir sıcak yaz gününde bu

çınarın olduğu yere düşerse, biraz

dikkatlice bakarsanız ondaki hüznü

ve bir kısmını bünyesine sindirdiği

kancaları hâlâ görebilirsiniz.

KALEİÇİNDEKİ GEÇMİŞ ZAMAN TANIĞI;

ÇINAR AĞACI VE AĞAÇTAKİ

KANCALARIN HİKÂYESİ

1952-1953 yıllarına kadar Kaleiçi’ndeki bu çınar ağacını, kasaplar

etlerini soğutmak ve saklamak için bir nevi buzdolabı olarak

kullanmışlardır.

Metin TÜRKTAŞ

Pamukkale Üniversitesi Öğretim Görevlisi

Fot: Tufan Kıroğlu

35