kümet binası yurt olarak yapılıyor. İsmet
Paşa 1940’da Denizli’ye geldiğinde söz
vermişti ben size yurt yaptıracağım de-
mişti.
Denizli’de mesela susam çok yetişiyor.
Anason, susam ve tütün Acıpayam’ın baş-
lıca ürünleri.Benim bildiğim Denizli’de 3-5
tane un değirmeni var. 3-5 tane tahin de-
ğirmeni vardı. O zamanlar fabrika diyor-
duk, Cumhuriyet başladığı zaman.
Almanya’dan gelenler bize ticaret odası
16 tane Almanya Ticaret Odası başkanı
izliyoruz inceliyoruz, Karabük kadar demir
üretiyorsunuz biraz buna baktık, sizde cev-
her yok, izabe yok, ne oluyor nasıl oluyor?
Ticaret Odası Meclis Başkanıyım, biraz
bunu hayali olarak Karadede ormanla-
rından kalma demir işleri filan var, bizim
yatağanda Osmanlının süngüsü yapılıyor,
kılıcı yapılıyor, oradan haddeciliğe arka-
daşlar başladı. 20 ye yakın haddene oldu.
Çocukluk devrelerinde amcam giderdi Ka-
rahöyük pazarında satılmayan ne kaldıysa
fabrikaya getirir, 200 tane koyun, 100 tane
dana, at satamıyor köylü hepsini getirmiş
koymuş eşkıya gibi adam Allah rahmet ey-
lesin, hepsini getirir ertesi hafta paraları
öder. Bir dolu nohut, fasulye neyi kaldıysa
tekrar köylü evine götürmesin derdi.
Musa mahallesinde her yerde su vardı.
Kaşıkçı ailesi su çıkartıyor diye bir söylenti
oldu, ama su çıkmıyor bizim evden. Babam
vuruyor 100 metre yerden, su yok çeşmeler-
den taşıyoruz filan, neyse bizim sayaç vardı
numarası 10. Bütün mahalle bizi eleştirdi;
zengin bunlar, su aldılar, su alınır mı diye
bunlar 1950’li yılların bir esprisi. (Denizli
içme suyu şebekesi 1950’lerde yapılmıştı)
Dergimizde çıktı, Padişah çocuklarının birisi
Denizli’de valilik yapmış Gerzile’den su ge-
tirmiş. Kurşunlu Cami'nin altında, bacağım
kalınlığında bir su bu. Bayramyerindeki Va-
kıflar Hamamına gelirdi orada terazilenirdi,
sonra aşağı istasyona iner Tahsin Cem’le-
rin evinin orada kule vardır.
Burada Mustafa
Kemal Atatürk’ü anmak
zorundayım;
İzmir İktisat
Kongresi’ne, Denizli’den
kimler gidebilir,
tabaklar gidebilir.
Orada Atatürk
“Birleşin, Anonim
şirketler kurun” diyor.
Tabaklarımız geliyor ve
Şemsiterakki Debaat
Anonim Şirketi’ni,
İktisat Bankası Anonim
Şirketi’ni kuruyorlar.
YÜKSEL
KASAPSARAÇOĞLU
Bir öneri ile başlamak istiyorum: Fotoğ-
raflarla Denizli müzesi arşivi ve kurmak
çok mühim bir konu. Bir ilke imza atalım
Denizli’de tanınmış ailelerin, devlet büyük-
lerimizin ziyaretlerinden, çocuklar yetişiyor
fotoğraf kıymeti bilmiyor heba olup gidiyor.
Kopyalama usulüyle ailelerden rica ede-
lim bir fotoğraf müzesi ve arşivi kuralım.
1948-49 yılları devlet hastane çalışanları-
nın fotoğrafları ve Fatma hoca camisinin
içerisinin fotoğrafları bende mevcut.
Akhan Kervansarayı ve İpekyolu
Esasında ismi Akhan değil “Sonhan”dır.
Sonradan çevirmişiz Akhan olarak. Yani
Selçuklu’nun yaptığı İzmir istikametinde
sonhan anlamında.Akhan Kervansara-
yı’nın oradan ipek yolu geçiyormuş zama-
nında. İpekyolu tek değil aslında, 6-7 kol.
Bunları şöyle sıralayabiliriz; Laodikya’nın
kuzey kısmından gelen bir yol, Kurudere
üzerinden Tavas’a doğru bir yol, Sevindik
tarafından gelen bir yol, Kurudere üzerin-
den Gökpınar Çayı’nı takiben, hatta çoğu
bilmez Ankara yolu (şu anki değil) Gök-
pınar kenarından Akhan üzerinden giden
yol,bir yol da İmam Hatip Lisesinin olduğu
yerden Kömürcüler çeşmesinin mevkisin-
den geçen yol olmak üzere farklı kolların
birleşimidir.
Musa Mahallesi
Denizli vilayeti kurulduğu zaman ilk
mahalle Musa Mahallesi’dir ve ismi Musa
Ağa’dan gelir. Benim mahallem ismini
Musa Ağa’dan alıyor. Külliyesi vardı. Şim-
di o eski mezarlığın olduğu yere cami
yapıldı. Orda Merkezefendi külliyesi var-
dı. Çivit boyalı cumbalı ev vardı, çeşmesi
vardı. İlbadı yolunda. Muratdede, Murat
Bey İnançbeylerinden. Şimdi Dedelihanda
yatan yatır. İnançbeylerinden gelen yatır.
Hilalspor, Yeşilspor, Denizlispor, bütün ku-
lüplerin doğuşu Musa Mahallesi'nde.
Tripolis
1953 yılında, amcaoğlum Halil Sarı dedi
ki “bi Yenice tarafına gidelim”.“Gidelim” de-
dim. Bir motosikleti var, bindik, gidiyoruz.
Bir kum yığınına rastladık, motor savruldu
düştük. İkimiz de iyi olduğumuza kanaat
getirdikten sonra bir taş ilişti gözüme. Git-
tik eşeledik baktık ki tarihi bir taş; Akhan
Kervansarayı’ndaki bir taş. Geldik Taner
hocaya anlattık durumu. “Tripolistir Yük-
sel” dedi. Tarhan hocaya haber verdi, o da
zamanın valisine çıkmış,anlatmış durumu.
Tripolis ilk bu şekilde ortaya çıkmıştır.
Buldan
Canpolat valimi görevde olduğu zaman,
bir akşam yemeğinde bizim orda konuk
ettim.“Sayın valim dedim Buldan ranta
gidiyor” dedim.“Nasıl bir yer Buldan?” diye
sordu. ”Sayın valim bir görmeniz lazım”
dedim. Ertesi gün sabah saat 6’da kalkı-
yor, Buldan’a gidiyor. Kaymakamı, Belediye
Başkanını, Tapu Müdürünü buluyor, “Bul-
dan’ı dolaştırın” diyor. Gezdiriyorlar, dolaşı-
yor. Tapu dairesine geliyor, kırmızı kalemi
eline alıyor alımı satımı yasaktır, şerhini
atıyor. Şimdi Buldan’da birçok yerde resto-
re çalışmaları var.
28