Afyon’da. İkinci önemli etken; Sanat Oku-
lu’nun açılmış olması (1940’larda) Motor
Bölümü, Teknolojik Bölümü ve her türlü
Marangozluk bölümü vardı. Biz de Salih
Bozbay Abi’nin başkanlığında sanayi site-
lerini yaptık. Esnaf birden bire yer buldu,
mekân buldu. Çok zor şartlardan çok gü-
zel bir yere doğru geldi Denizli.
Pamukkale Üniversitesi
1970’te Münir Güney’in de gelmesiyle
bir hareket gelişti Denizli’de. Bir şeyler
yapalım istiyoruz ama bilgi noksanlığı
var. Çünkü üniversite yok. Denizlili olarak
bu konuda geç kaldık. Orhan Oğuz Mil-
li Eğitim Bakanıydı, söz verdi telefonda;
“Ben geliyorum, açıyoruz” dedi. O gün
12 Mart muhtırası verildi Demirel’e. Mü-
nir Güney gece yarısı beni aradı;“Yüksel,
sorma üniversiteyi gene kaybettik” dedi.
İsmini, her şeyi, yerini de ayarlamıştık. O
ilk kısım, 360 dönüm yer de yapsak, eğer
o günden açabilseydik üniversiteyi… Son-
ra onu biliyorsunuz 9 Eylül İzmir’de açtı-
lar. Biz Denizlili olarak bir şey yapamadık.
Çok şükür bugün her şeye ulaştık. Üniver-
sitemiz var.
Yukarıda bahsettiğim gibi nüfusları
baz aldığımızda Denizli 30 misline ya-
kın büyümeye sahip. İmar planımız yok.
1963’te geldim ben, zorla beni il genel
meclisine gönderdiler. Merkez İlçe Parti
başkanı yaptılar. Hiçbir bildiğim yok. Yani
ihtilal olduğu için kimse mesuliyet kabul
etmiyor. Yeter ki yüksek tahsilli olsun. İl
Genel Meclisi’ne gittik. Şimdi ne yapaca-
ğımızı da bilmiyorum. Candoğan Belediye
Başkanı hakikaten gelmiş geçmiş baş-
kanlarımızın içerisinde çok iyi başkandır
bürokrasiden gelme. Yok diyor, kanuna
uyulacak, olmaz diyor. İyi ki ben de baş-
kan olmamışım. Çünkü çok zor bir iş, biraz
idare edeceksin biraz yumuşak olacaksın.
Neyse Candoğan’la biz yola çıktık. İlk
önce imar planı olmadan ruhsat vermem.
Ondan sonra da param olmayınca ben
bir şey yapmam Denizli’de. İlk önce pa-
ran olacak. Ne yapalım, işte toptancı hali
yaptık,soğuk hava deposu yaptık,sana-
yiyi düzelttik, otobüsleri düzelttik, asfalt
şantiyesi kurduk, asri mezarlık, otogar...
Şu anda Forum Çamlığın olduğu yerde
asfalt şantiyesi vardı. Ve o şekilde gelir
elde ettikten sonra yatırıma geçtik. Can-
doğan parkını yaptık. Sonra biraz daha
ağaçlandırdık, çiçeklendirdik ama büt-
çe diye bir şey yoktu. O zamanlar imar
planını Türkiye İller Bankası yapıyordu.
Mimar Suna Çakmacı benim de yakınım
gibiydi ve daha çok İller Bankası’na ben
gidip geliyordum. Uzun süre sonra İller
Bankası’ndan planlar geldi. Eskiyi bozma,
eğer bu planı bulursak Belediye’de, bütün
o güncel ara sokakları dâhilinde düzelti-
verdik birazcık. Hiç olmazsa orada biraz
çizgiyle düzeltelim olmaz. Evimizin sa-
çağını dahi muhafaza koruyordu. Bizde;
Ben varım, Yalçın Sunal var, Yakup Ünel
var. Denizli’de teknik adam o kadar az ki.
Hani yok şehir planını hiçbirimiz bilmiyo-
ruz. Her şeyi gördüm biliyorum ama şe-
hir plancısı değiliz. Tabi Candoğan böyle
uygulanacak diyor. Yani plan neyse ben
ilgilenmiyorum düzenleyin diyor. Belediye
Meclisini hiç dinlemiyor, partiyi hiç din-
lemiyor.
1970’den hemen biraz sonra Dentaş
dahil, 70 tane anonim şirketi kurduk.
1971, 1961 hayali söylüyorum ama ka-
yıtlar. Yani Pam Tekstil dahil. O zaman
Japonya’ya filan gidip geldik.
Denizli’nin hayal güçleri gelişmiş, ileriyi
görebilen insanlarından biri de Nuri Eri-
koğoğlu. 4-5 tane büyük dükkanı birleş-
tirdi. İstanbul’dan sökülmüş makineleri
getirdi, kablo yapmak için. Şimdi barajlar
yapıldı, elektrik yapıldı ama ne düğmesini
yapabiliyoruz ne de kablosunu, hep ithal
ediyoruz. Nuri Erikoğlu o zaman kablo
üretmeye başladı.
Sanayi Odası ve Ticaret Odası
İşte böyle kalktık dedik ki Salih Bozbay
Abi de var, Sanayi odası kuralım. İzmir’e
gidip geleceğiz. Tabi sanayi odasını Be-
kir Karakurt abi temsil ediyor, Ege Sanayi
Odası Yönetim Kurulu’nda. Denizli’den
herkes oraya gidiyor. Biz dedik sanayi
odası kuracağız. Mehmet Ali Tan, ben,
Salih Bozbay abi biz- Mehmet Ali Tan bi-
razcık sanayici sayılır haşıl döküyor filan
ama bizim ikimizde de sanayicilik filan
yok- sadece Türkiye’de 7. sanayi odası
olarak kurduk (1973). Mehmet Ali Tan
başkan olmak istedi. Bekir Karakurt hiç
olmazsa etrafı var tanıyor, ondan dolayı
Mehmet Ali Tan’dan sözlü dayak yedik ve
Denizli’de sanayi odasını kurduk. Yürüyo-
ruz. Bu 70 fabrikadan anonim şirketten
tahmin ediyorum 30’u filan faaliyete
geçebilir. Geri kalanın yani o ampul fab-
rikası, televizyon fabrikasına çok değişik
konularda Uygar Motor hiç olmayacak
şeylere parmak attı. Aslında Şirintaş
bugün Paşabahçe şişe bardaklarının tü-
münü Denizli’de üretiyor. O hale getirdik
Denizli’yi, övünmek gibi olmasın ama.
Bunlar ücret karşılığı olmayan şeyler as-
lında. Gümrük müdürlüğümüz yok, ihtilal
oldu. Çimento fabrikası kuruldu. İzmir’den
işini yapan ihracat yapan için çok rahat
her şey, burada Denizli’de çözülüyor yani.
Teleks var sadece. Tabi ulaşım iletişim de
yok. Neyse Ticaret Odası olarak Büroyu
tuttuk. Müdür geldi “Benim telefonum yok.
Masam yok sandalyem yok.” dedi.
Yeni evliyim Münir Abi aradı, hazırlan biz
seni akşama bir yere götüreceğiz. Uşak-
lı Hafız, Memişoğlu, Münir Kuyumcu abi
arabaya bindik. Beni aldılar evden karşı-
lıklı oturuyoruz, Münir abiyle bir yere gi-
diyoruz.“Yüksel Kaşıkcı projeleri çizdi.” “Ne
projesi abi?” “İmam hatip lisesi”. “Ben na-
sıl söylerim böyle bir şey görmedim”. “Sen
öyle diyeceksin”. Biz hacı amcaya gittik
–Sabuncuoğlu-Türk kahvesi içeceğiz. Git-
tik oturduk, elini öptük falan, neyse artık
“çizimler hazır” dedim ben. Öyle dediler,
söylemem gerekiyordu söyledim. Ben de
hatta söylemek istedim. Bunu başka yere
yapalım, hatta satalım burası 4-5 dönüm.
Orda 50 dönüm yer alalım orda yapalım,
kabul etmiyor Hacı abi. İlla orası olacak.
Mimar Ozan Saracoğlu’yla karşı karşıya
masaya oturduk. Sabah akşam proje çizi-
yoruz. Tabi projeyi tamamladık ama 1 ay
da zor tamamladık projeyi. Proje dev bir
proje. Organizasyon ve inşaat yapımı Hü-
seyin Tomaşoğlu’ndan. Bir kuruş para yok.
Abi dedim para yok, neyle yapacağız bunu,
demir alıyorsunuz. Şimdi biz mendil yap-
tık. Gelenler orda mendile para atacaklar.
Bir saydık 400.000TL, temeli döküyoruz
Bodrum’u yapıyoruz birinci katı yapıyoruz
bundan sonrası gelir artık. Kendisi gelir.
Bir saptama yapayım. Biz 1973'de
il yıllığı (50. Yıl) yayını çıkarırken Münir
Güney’le, “Mimar Ali Usta” diye buraya
yazdık. Bugün gördüğünüz bu fotoların
lisedeki, memleket hastanesinde tüm
karayolları Kömürcü Ailesi tarafından
yaptırılmıştır. Musa’da Saraçoğlu evleri
bize komşusudur. Bu misafirhanelerde
bu binaların çoğunda onları niteliği var-
dır. Ferruh Öler, Atatürk buraya Denizli’ye
göndermiş. Mimar Ali Ustayla, beraber
çalışmışlar vakıf evleri filan hep Ali usta
yapmış. O mermerleri yapmak şuan çok
zor. Parke döşemeleri, yolları dâhil onlar
yapmışlar. Ferruh Öler, mimar. Atatürk’ün
emri ile 30 vilayete dağılmış. Hasbelka-
der Denizli’ye gelmiş. Buraların mimarı.
Denizli’de 3 sene kalmış. Ben kendisinden
öğrendim.
Harp döneminde iplik veya boya kassar
v.s. tahsisli dağıtılıyor. 4 kooperatif dağı-
tımlardan birer kuruş topluyor, Kamu Hü-
27