Previous Page  24 / 44 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 24 / 44 Next Page
Page Background

iptal etti. Denizli Yüksek Öğretim Vakfı’nı

kurduktan sonra bayağı yoğun çalıştık. Ha-

san Gönüllü belediye başkanıydı. Beraber

Ege Üniversitesi’ne gittik. Hocalar gelmiyor

bize dedik. O zaman rahmetli İhsan Doğ-

ramacı; “kardeşim, siz hocalarınızı bulun,

üniversiteye biz onay vereceğiz” dedi. Biz

“tamam” dedik. Namık Çevik beyefendi Ege

Üniversitesi rektörüydü o zaman, İhsan

Doğramacı'nın da sağ kolu idi.

Geldik Ege Üniversitesi’nden, İzmir’den

yardım alacağız. İzmir’deki hocaları De-

nizli’ye getireceğiz, burada üniversitede

eğitim vereceğiz. Biz iki tane belediye

otobüsünü gönderdik İzmir’e, hocaları alıp,

Denizli’ye üniversitenin nerde kurulacağını

görmeleri için getirdik. Ondan sonra bize

dediler ki, "hocalar nerde yatıp kalkacak

burası uzak" . Biz dedik " hocalarımızı aç

bırakmayız, açıkta bırakmayız,birer ev veri-

riz." "Ev nasıl vereceksiniz" dediler. Dedik biz

"3-6 ay içinde burada 40 dairelik bir lojman

yaparız." Hakikaten inşaata başladık, ama

hocaların hiçbirisi gelmiyor.

İhsan Doğramacı’yı Pamukkale’ye davet

ettik. Pamukkale’de bize bazı sözler verdi.

İşte söyle olacak, böyle olacak... Ne der-

se “peki” diyoruz ama aslında yapmamız

mümkün değil. Ondan sonra şunu yaptınız

mı diye soruyor, yaptık diyoruz. Yok efen-

dim kulağından tuttuk, bilmem işte toz al-

dık, kürek attık… Hep böyle söylüyoruz. Ama

ondan sonra bir devreye girdik, yürüdük ve

hiçbir zaman aksamadan devam ettik. Loj-

manların 20 dairesini bitirdik, Üniversiteye

başladık. Ondan sonra hocalar, hep Deniz-

li’ye gelmek istedi. Kimisi dosyayla geliyor,

telefon ediyorlar bize. Arif Akşit rektör oldu-

ğu zaman çok müracaatlar geldi. Denizlile-

rin hepsini alalım dedik. Denizli’nin çocuğu

burada hizmet verir. Pamukkale Üniver-

sitesi’nin bu kadar temaşa edileceğini, bu

kadar güzellikler olacağını hiç tahmin etmi-

yordum. Allah bugünleri gösterdi. Orda bin-

lerce ağaç diktik, gece gündüz. Tel örgüleri

çektik. Bizim makine mühendisi odasında

Mustafa amca (Demirsoy) vardı, bize çok

destek oldu ve bugün üniversitemiz haki-

katen övünülecek bir noktaya geldi. Onun

mutluluğunu yaşıyorum.

Yüksek Öğretim Vakfı olarak hastane ya-

pılırken 11 milyon para topladık. Ona gittik,

buna gittik, gerçekten o 11 milyon olma-

saydı, o hastane yapılmayacaktı. Ondan

sonra bütün odaları sattık. Bir oda 25 lira,

herkes odaları alacaktı. Atilla Özdemir dedi

ki; “abi sen ne yapıyorsun ya, bizden de mi

para toplayacaksınız?”Ama sonra “Tamam

abim” dedi, blok yapıldı, onun adı da verildi.

Pamukkale Üniversitesi Eğitim Vakfı

Bugün 110 tane öğretmenimiz,750 - 800

talebemiz var. Bütün üniversitemizdeki ho-

calarımızın çocuklarını %50 indirimde okut-

ma kararı aldık ve çok sıkıntılar çektik.

Hepsi pırıl pırıl genç öğretmenler he-

yecanlı öğretmenler ve başarılı bir yılımız

daha oldu.

Vakıf çalışmaları için gerçekten heyecan

duymak çok önemli. Sadece cebinden para

vermek değil.

Çimento fabrikası

Kazım Kaynak, ben, Ahmet Kundak, döne-

min Valisi, özel idare olmak üzere çok eme-

ğimiz geçti. Çok şükür çimento fabrikasını

da kurduk. Ülke ekonomisine katkı veriyor.

Ahi Sinan Sofrası ve Ahi Sinan Derneği

Söylemek istediğim başka bir şey daha

var. Denizli Demirciler Çarşı’sında Ahi Si-

nan Sofrası diye bir sofra kurduk. 25 sene-

dir yapıyoruz, sadece geçen sene, bu sene

yapmadık. Her Mayıs ayının son haftasının

Çarşamba günü biz 10 bin kişiye yemek ve-

riyoruz. Ahiliği gençliğe getirmek yenileştir-

mek için. Ondan sonra ahilik derneğini, Ahi

Sinan Derneği’ni kurduk. Bütün vatandaşlar

Kaleiçi’nden 2.ticari yoldan, 1.ticari yoldan

havuzumuza hayır için para atıyor. 30 bin

lira bütçemiz var ve bununla gerekli malze-

meleri temin ediyoruz,10 bin kişiye yemek

dağıtıyoruz ve ortada ahilere kuşak bağlı-

yor. Ahilik geleneklerini tanıtıyoruz, öğreti-

yoruz.

METİN SAYDAL

Burada toplantıya katılanların Yetim ve

Acizleri Koruma Derneği orjinli olduğunu

görüyoruz. Benim tespitim şu ki; Yetim ve

Acizleri Koruma Derneği, Denizli’deki sivil

toplum örgütlerinin başlangıcıdır. Buradaki

arkadaşların her bireri bugün artık bir tek

sivil toplum örgütü mensubu değiller en

azından iki ve daha fazla sivil toplum ör-

gütündeler ve oraya katkı koymaya çalışı-

yorlar. Benim anlayışım şu zaten; hani bir

karpuz misali tarif edecek olursak karpuz

taşımasını bilmeyen tek karpuzu düşürür.

Ama karpuz taşımasını bilen bir kaç karpu-

zu bile düşürmeden taşımayı bilir. Buradaki

arkadaşların hepsi de öyle.

Huzurevi ve çocuk yuvası

Türkiye’nin çeşitli yerlerinde yapılmış

huzurevleri vardı. Ama bizimkinin onlardan

farkı; bizim arsamız hazırdı. Buyurun bina

yapın dedik. Devlet ile sivil toplum örgütü

işbirliği yani. Şerife Kuyumcu, Kazım Ku-

yumcu’nun eşi. Turhan Acatay’ ın kayınva-

lidesi. Yetiştirme yurduna bir kız binası için

bağışta bulunduk. İnşaatını ben yaptım.

Ama burada bir özellik vardı aynı bahçe

içinde, erkek binasının bulunduğu bahçe

içine, bir kız binası yaptık. Bu çok mühim bir

şey, hele bu günün şartlarında. Aynı yemek-

hanede yemek yiyorlardı, törenleri beraber

kutluyorlardı. Derneğimiz özellikle kolları-

mız sürekli onlarla beraber oluyorlardı. Hacı

Şerife Kuyumcu’nun yetiştirme yurduna bir

kız yurdu yapmasının aracısı oldum ve on-

dan sonrada benim dernekçiliğim başladı.

Bundan sonra üç beş sekiz derneğe kadar

çıktı bu çalışmalarımız. Benim buradaki ar-

kadaşlardan çok daha farklı bir konumum

var, biz çocuksuz bir aileyiz onun için ben

ve eşim çok sayıda sivil toplum örgütle-

rinde çalışıp katkı koymak, topluma bir

şeyler geri vermek şansına sahip olduk.

Daha sonra Bekir (Urganlıoğlu) Bey’in 13

yıl başkanlığını sürdürdüğü Denizli Eğitim

Kültür Vakfı’nın bir senedir başkanlığını

yapmaktayım. Fotoğraflarla geçmişi tes-

pit etmek hususunda benim bir eski örneği

vermem gerekiyor. Eskişehir’de Odunpaza-

rı belediyesinin yaptığı bir fotoğraf sergisi

vardır. Eskişehir’e gidenlerin yüzde yüzü o

fotoğraf sergisini görür gezer. Başka yerler

ihmal edilse bile, fotoğraf sergisi " Cumhu-

riyet Kadınları Fotoğraf Sergisi" dir. Gezen-

ler, “aabu annemin teyzesi, aa bu amcamın

karısı” gibi tanıdıklarını bulabildiği için ilgiyi

de artırır. Denizli için de öyle bir şeye ön

ayak olursak büyük katkı sağlamış oluruz.

22