MEHMET ÜNAL
Denizli Yüksek Öğrenim Vakfı
Denizli’de çok eskilerden beri ciddi bir
hastane boşluğu vardı. Sadece Devlet has-
tanesi, ihtiyaca karşılık veremiyor, pek çok
hasta İzmir’e ve özelikle üniversite hasta-
nelerine giderek tedavi oluyorlardı. Biz 7-8
arkadaş ilimizde bir üniversite hastanesi
neden kurulmasın diye düşünerek çalış-
malara başladık. Başta Musa Kazım Ma-
nasır, Ahmet Kundak, ben Mehmet Ünal,
Rahmetli Kazım Kaynak, Mesut Aygören,
Dr. Yusuf Karaosmanoğlu gibi ismini hatır-
layamadığım diğer arkadaşlarımla birlikte
zamanın Denizli Valisi Sn. Necati Bilican’a
giderek derdimizi anlattık.
Sn. Valimizin önerisi ile 1987 senesinde
40 kurucu üye ile Denizli Yüksek Öğrenim
vakfını kurduk. Denizli’de 1976 senelerin-
de Dokuz Eylül Üniversitesi’ne bağlı mü-
hendislik fakültesi faaliyet göstermekte
idi.
Henüz Üniversitemiz olmadığından za-
manın Belediye başkanı Sn. Hasan Gö-
nüllü ile birlikte Dokuz Eylül Üniversitesi
rektörünü ziyaret ederek Pamukkale Tıp
Fakültesinin Dokuz Eylül Üniversitesi bün-
yesinde öğrenim görmesini talep ettik. Biz
vakıf olarak oldukça güçlü, özelikle çok is-
tekliydik. Zamanın rektörü Prof. Dr. Namık
Çevik bu talebimizi değerlendireceklerini
bildirdiler.
Bilahare Pamukkale Üniversitesi Tıp
Fakültesi Dokuz Eylül Üniversitesi bünye-
sinde açıldı. Öğrenciler kabul edildi. Bu
öğrenciler İzmir’de okuyor hatta mezun
oluyorlardı.
Ancak bizim ilk başta koyduğumuz he-
def tabiatıyla gerçekleşmiyordu. Derken
1992 senesinde Pamukkale Üniversitesi
kuruldu.
İlk rektörümüz
Prof.Dr.Arif Akşit, vakfı-
mızla birlikte çalışmalara başladı. Ancak
Üniversitemize gelen hocalar günü bir-
lik Denizli’ye geliyor, ders vererek İzmir’e
dönüyorlardı. Bu hocalarımızı nasıl De-
nizli’de tutarız diye düşünürken öncelikle
onlara lojman yapmanın gerekli olduğuna
karar verdik.
İlk 5 lojman yapımı için tüm Denizli hal-
kını seferber ederek yardım toplamaya
başladık. Kumu, çimentoyu, demiri hibe
olarak alıyor topladığımız paralarla inşaa-
tı hızla ilerletiyorduk. İnşaatın ana sorum-
lusu Sn. Ahmet Kundak sabah erkenden
inşaatın başına gidiyor, günün yarısından
fazlasını bu inşaatta geçirerek bir an önce
inşaatın bitmesi için gayret gösteriyordu.
En kısa zamanda 10 lojmanı bitirdik. Ho-
calarımızı burada aileleri ile konaklatma-
ya başladık ve daimi kalmalarına imkân
sağladık.Ancak Üniversitemiz hızla büyü-
yordu. Lojman yetmez hale gelince Mimar
Sinan Caddesi üzerinde Rahmetli hocamız
Pakize Akçalı’nın vakfımıza bağışladığı
arsa üzerine 1.450 m2 kapalı alanı olan,
7 katlı, her bir odasında tuvalet ve ban-
yo olan, sanki bir otel gibi kullanılabilecek
büyük bir binayı yine devletimizin ve üni-
versitemizin hiçbir katkısı olmadan Denizli
halkının destekleri ile bitirdik ve Üniversi-
temizin kullanımına tahsis etti (Şimdi bu-
rası Pamukkale Üniversitesi sürekli eğitim
merkezi olarak kullanılmaktadır.) Artık tıp
fakültesi hastanesi faaliyet gösteriyordu.
Ancak Doktorlar Caddesi’ndeki Çiftçi’nin
Hastanesi olarak bilinen yerde faaliyet
gösteren tıp fakültesi hastanemizde bir
takım borçlar nedeni ile her türlü alet ve
cihazlar haciz ediliyor hatta asansör bile
haciz edilip sökülüyordu. Bu durumda da
vakıf olarak elimizden geldiği kadar bu
hastanemize destek vermeye çalıştık. Bu
arada pek çok Profesör hoca Denizli’den
ayrılıyordu. Bu güç şartlar altında faaliyet
gösteren hastanemiz zamanla kendini to-
parlamaya başladı. Yeni yeni hocalar İlimi-
ze geliyor çalışıyordu
Sonraları kampüs alanı içinde yeni tıp
fakültesi hastanesi yapıldı. Bir kısım bö-
lümler eski hastanede kalmış pek çok
bölüm yeni hastane binalarına taşınmıştı.
Ancak burası da yetişmez olunca şu anda
kullanımda olan plaza hastanesi yapılma-
ya başlandı.
Vakıf olarak bizler rektörlerimiz, baş-
hekimlerimiz ile tek tek hayırseverlere
giderek oldukça ciddi rakamlarda bağış
topladık. Sonunda mavi ve kırmızı bina
polikliniklerimiz yanında mükemmel 825
yataklı, her türlü ameliyatı yapabilen mo-
dern bir hastaneye kavuşmuş ve nihayet
muradımıza ermiştik.
Şu andaki Pamukkale Üniversitesi ise
14 fakülte, 4 enstitü, 4 yüksekokul, 12
meslek yüksekokulu, tıp, mühendislik,
iktisadi idari bilimler, fen bilimleri, sosyal
bilimler, güzel sanatlar, eğitim bilimleri
ve teknik eğitim gibi birbirinden farklı bö-
lümlerde Türkiye’nin ve Dünya’nın ihtiyaç
20