birkaç fakülte açacağız, ondan sonra
meslek okulu olacak dedi. Onlarla belli bir
kira bedeli ile anlaştık. Şimdi biz oradan
aldığımız kira bedelini üniversitede ve li-
sede okuyan öğrencilere burs olarak ve-
riyoruz. Bunlara ilaveten, Pamukkale yolu
üzerindeki huzurevi, çocuk yuvasına aşağı
yukarı gelirimizin üçte birini veriyoruz.
Dentaş A.Ş. ve Denizli Basma ve Boya
Sanayii A.Ş.:
Bu arada 1972 yılında sanayi yatırım-
ları başlayınca kurucu ve yönetim kurulu
üyesi olarak görev aldım.
NİHAT
KÖMÜRCÜOĞLU
Öncelikle, “Geçmişten Günümüze De-
nizli Dergisi”ni çıktığından beri takip et-
tiğimi ve çok beğendiğimi söylemeliyim,
böyle bir derginin yayınlanması ve yeni
kuşaklara sunulmuş olması çok yararlı.
Dileğim derginin her geçen gün yeni bil-
gilere ulaşıp büyümesi ve daha çok kişiye
dağıtılması.
Ben,işçi amele bir ailenin evladıyım.
Okudum ve inşaat mühendisi oldum.
Devlet memurluğu ve serbest mühendis-
lik yaptım. Mühendislik yaparken bir gün
abim, “sen para kazanamıyorsun mü-
hendislikte” dedi. “Mermercilik yapalım” .
Onun sayesinde bugün mermerci oldum.
Daha sonra, 1996 yılında abim “ben artık
çalışmak istemiyorum” diyerek ayrılmak
istediğini söyledi. Ayrıldık. Çocuklarım da
büyümüştü, birlikte bir aile şirketi olarak
mermerciliğe devam ettik. Zaman içinde
fabrikamızı yeniledik, yeni bir tesis kur-
duk. Kurduğumuz bu yeni mermer tesisi
Türkiye’de ilklerden birisiydi. İlk prefabrik
mermer fabrikasını biz yaptırmıştık. Bu
yüzden Ege ve İç Anadolu’da bazı mer-
mer fabrikası kuracak olanlara örnek ol-
duğumuzu söyleyebilirim.
Heykel Kolonisi
Biraz gerilere gitmeliyiz. Ziya Abi za-
manında Denizli’deki heykellerden bi-
risini ben yaptım. Bu heykel daha çok
soyut bir şeydi. Hüseyin Altın’ın yaptığı
hükümet binasının karşısındaki heykel. O
heykelden sonra ben Denizli’deki bazı ku-
ruluşlarda dile getirdim, “Denizli’de gelin
heykel sempozyumları yapalım. Gerekli
mermeri biz mermerciler temin edelim.”
dedim. Herhalde tam olarak anlatama-
dım ve başarılı olamadım.
Kısmet 5 yıl öncesineymiş. 5 koloni
düzenledik ve kolonide 46 heykel yaptık.
Akademide ve sonrasında yapılanları bu-
rada saymıyorum. Koloniyi yaparken de
düşündüğüm şuydu. Antik çağ kentlerin-
de olan Laodikeia, Hierapolis(Pamukkale)
ile tanınan Denizli’mizin, sanat alanında
günümüzde de uluslararası alanda ta-
nınmasına katkıda bulunmak istiyordum.
Bir “turizm şehri” olmayı hedeflemiş olan
şehrimizin kültürel ve turistik tanıtımına
katkı sağlayabilirdim. Ayrıca Güzel sa-
natlar alanında eğitim alan öğrenciler,
heykel yapma sürecini izleyebilecekleri
bir ortam oluşturmuş olacaktık. Üniver-
sitelerde heykelcilik bölümünün açılması
ve gelişmesine katkıda bulunup Üniversi-
telerdeki konservasyon bölümünün çalış-
malarına destek olabilirdik. Denizli’mizde
bir heykel müzesi yok, müze açabilirdik.
Bunların hepsini sırasıyla yapacağımı-
za da inancım tam.
Memleket Hastanesi
Memleket Hastanesinin taş işçiliğini
taşeron ve müteahhit olarak Kömürcüoğ-
lu ailesi yapmıştır. Biliyorsunuz Denizli
Memleket Hastanesi yıkıldı. Babamın
söylediği ifadeyi aynen kullanacağım. “o
mermerlerde hala elimizin izi var.”
Mimar Ali Usta, evvela dedem İsmail
Köseoğlu Mehmet Ustanın teyze oğlu,
babamın kayınpederi ve iş ortağıdır. Or-
taklılarında taşeronluk ve müteahhitlik
yapıyorlar. Eserleri içinde, yıkılmış olan
Memleket Hastanesi, Denizli Lisesi, Gazi
İlkokulu gibi yapılar vardır.
Her şeyden önce bir kentte yaşayanlar-
da kentlilik bilincinin gelişmesi gerekiyor.
Milli Eğitim müfredatında Sosyal Bilgiler
dersi kapsamında “Çevremizi Tanıyalım”
konusu işleniyor, bu doğru, ancak bu konu
biraz sınırlı kalıyor. Ben sanat okulunda
okudum. Sosyal Bilimler, Felsefe veya
benzeri derslerimiz yoktu. Muhtemelen
şimdi de yok veya yeterli değil, ama bu
derslerin okutularak ve daha da geniş bir
şekilde işlenerek gençlerimize sosyal bi-
lincin verilmesi gerekiyor.
Sonuç olarak; kent belleği oluşturulma-
sında;
a) Var olan eski binaların, mimari ve
tarihi özelliği olan yapıların muhafaza
edilmesi, müze ve sergi alanları oluşturul-
ması gerekir.
b) Yeni nesli sosyal bilgiler alanında
yetiştirilmeli ve özgüveni olan nesiller ye-
tiştirmeliyiz.
400 yataklı Denizli Devlet Hastanesi’nin
30 Ağustos1972 tarihinde Bakan Dr. Kemal
Demir, Vali Münir Raif Güney ve Başhekim
Dr. Samim Gök tarafından açılışı yapılırken,
oda tefrişleri tamamen Denizli’li vatandaşlar ve
Derneğimiz tarafından karşılandı.
24