O dönemde Verem Savaş Derne-
ğinde Cengiz Haner başkan, ben
de başkan yardımcısıydım. Dernek
yararına bir piyango tertip etmiş-
tik. Piyangoda verilecek olan ik-
ramiyelerin biletlerin arkasına ya-
zılması icap ediyormuş, ancak bu
unutulmuş. Vali de piyangoyu iptal
edeceğini söylemişti. Ben görüşme
sırasında Başbakan’a bu problemi-
mizi anlattım. Başbakan, “Ne de-
mek Raşit Bey öyle şey olur mu, ben
onu hallederim“ dedi ve piyango-
nun iptal edilmesine mani olduğu
gibi, o biletlerden 500 tanesini de
benden satın aldırdı. Ayrıca, vali-
nin çok müfrit bir partili olduğunu,
kendisine parti için değil, memleket
işleri için gittiğimi, ancak kendisi
ile istişare etmek istediğimde beni
dinlemediğini de söyledim. Diğer
bütün mülki amirlerin durumu-
nu anlattım. Kendisi ile partide bir
saat sohbet ettik.Akşam yemeğinde
aynı sırada oturduğumuz için beni
görememiş ve davet edilip edilme-
diğimi sormuş, sonra yanıma gelip
oturarak benimle sohbet etti. Bu
arada rahmetli Rafet Tavaslıoğlu
gelerek, “Başbakanım heyetler var,
sizinle görüşmek için bekliyorlar“
dedi. Menderes de, “Ben de burada
memleket işi konuşuyorum“ diye
cevapladı. Biraz sonra Fatin Rüştü
Zorlu da gelerek ayni şeyi söyledi,
ama onu da dinlemeyerek benimle
yarım saate yakın konuştu. Ayrılır-
ken de, memleket işleri ile ilgili bir
problemim olursa kendisini araya-
bileceğimi söyledi. Bence Adnan
Menderes’e yazık olmuştur. Belki
de ben, kendi teşkilatından daha
çok merak etmişimdir onu; çünkü
nasıl bir insan olduğunu yakından
anlamak imkânım olmuştu.
Başbakan Denizli’den ayrıldıktan
sonra, o beni dinlemek lütfunda bile
bulunmayan vali, yanına gittiğimde
merdivende karşılayıp, yine mer-
divene kadar uğurlamaya başladı;
yani, gerekli dersi almış olduğu an-
laşılıyordu. Denizli’de bu valiyi ha-
nımının idare ettiği bile söylenirdi.
Valinin hanımı ile de ilgili bir anım
var: Göçmen Koruma Birliği adında
bir birlik kurulmuştu. Bu birlikte
rahmetli Belediye Başkanı Turhan
Bahadır vardı. İl başkanı olduğum
için beni de almışlardı. Turhan Ba-
hadır o birliğin başkanlığına valinin
hanımını getirmişti. Ben kendisine,
Belediye başkanı olması dolayısıyla
büyük bir teşkilatın başındaki kişi
olduğunu, bu nedenle de başkanlı-
ğı kendisini üstlenmesi gerektiğini
söyleyerek itiraz ettim. Turhan Bey,
“ Böylesi daha iyi Raşit Bey“diyerek
geçiştirmişti. Bu vesileyle Sevindik
Göçmen Mahallesinin yapımında
da hizmetim oldu. Mahallenin ku-
rulduğu yer o zaman tarla idi.
Ö.G. Benimle görüşmeyi
kabul ettiğiniz ve yaşadığınız
dönemlere ait, Denizli’miz
açısından çok değerli bilgileri
bizimle paylaştığınız için çok
teşekkür ediyor, sağlıklı bir yaşam
diliyorum.
*
Denizli,10 Ekim 2002
12